KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, bu saatte konuşmak tabii zor, saat tam 01'i gösteriyor. Sabahtan beri konuşuyoruz biz, pazartesinden beri her gün iki bakanlığın bütçesini görüşüyoruz. Dün de saat 03'ü geçiyordu buradan çıktığımızda, hepimiz yorgunuz. Onun için çok fazla uzatmak istemiyorum.

Sayın Bakan, ben hukukçu değilim. Profesyonel hukukçu değilim, hukuktan az çok anlıyoruz tabii ama şunu biliyorum: Devletler hukuk üzerine kurulur ve hukuk üzerine devam edebilirler ancak. Bizim de dinimiz adaleti emreder. Her cuma hutbede "Allah adaleti, iyiliği ve akrabaya yardımı emreder." ayetini dinliyoruz. Hem inancımız açısından hem de devletler açısından çok önemli bir konu. Burada bu konunun, böyle ince ayar tartışılması yerine bu kadar kaba bir şekilde tartışılıyor olmasından çok üzüntü duyuyorum. Bunu samimi olarak söylüyorum. Bu durumda olmaması gerekirdi. Bütün adalet mensupları da, savcılar, hâkimler de bundan çok rahatsızlar, herkes üzüntü duyuyor. Herkes bir ideolojiyle, bir siyasi kimlikle anılmaktan, böyle bir duruma düşürülmekten çok rahatsız. Aklı başında olan herkes mevcut durumdan çok rahatsız. Ben, sizi veya Bakanlığınızı, uygulamalarını kendi fikirlerime göre eleştirmeyeceğim ama dediğim gibi hukukçu olmadığım için hiç olmazsa kayıtlara girmesi açısından tarafsız, uluslararası kuruluşların raporlarına atıfta bulunacağım.

Bakın, Avrupa Birliğinin 2014 raporunda adaletle ilgili olarak, sonuç diyor ki... Yargı alanında, bu çok diplomatik bir dille, çok kibarca yazılan bir ifadedir biliyorsunuz. Suçlamamaya çalışır ama şunu yazmış: "Yargı alanında kabul edilen mevzuat, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, kuvvetler ayrılığı ve hukukun üstünlüğüne ilişkin olarak ciddi endişelere yol açmıştır." Çok vahim bir cümle bu bizim için ve daha sonra "İlgili tüm paydaşlarla iş birliği yapılarak Türk yargı sisteminin bağımsızlığını, tarafsızlığını ve etkinliğini güçlendirmek amacıyla bir yargı reformu stratejisi kabul edilmelidir." diyor. Daha işin başındasınız diyor bize. Bunlar çok kötü ve en kötüsü de "Yolsuzlukla mücadeleye ilişkin olarak Aralık 2013 yolsuzluk iddialarının ele alınma şekli, görevi kötüye kullanma iddialarının üzerine ayrımcı olmayan, şeffaf ve tarafsız bir biçimde gidilebileceği yönünde ciddi endişeler doğmuştur." diyor. Bunlardan gerçekten üzüntü duyuyorum ama ilave olarak şimdiye kadar basında hiç yer almamış OECD raporundan bir bölüm okuyacağım: Bu The Commitee For İnvestigation For Bribery Report Of OECD diye geçiyor, kısaca rüşvetle ilgili OECD çalışma grubunun Ekim 2014, yani bir ay öncesine ait bir raporu bu. Basında yer almadı. Şöyle bir rapor bu: Her yıl ülkelerin birbirleriyle ilgili suçlar konusunda ne yaptıklarıyla ilgili bir çalışma yapılıyor. Bu rapor, rüşvetle ilgili olarak yani uluslararası rüşvet suçlarını araştıran rapora bağlayan bir çalışma bu. Rapor, konvansiyona katıldığı on bir yıldan beri Türkiye'de bu konuda hiçbir mahkûmiyet vakası bulunmadığını, yasalara rağmen uygulamanın yetersiz kaldığını belirttikten sonra, Türkiye'nin bu konudaki önlemlerine ilişkin bir iki hafifletici olumlu değerlendirme de yapıyor. Ama daha ilginç olan esas nokta şu raporda, tercümem şöyle: Aynı zamanda çalışma grubunun esas görev konusu olmadığı hâlde Türkiye'deki iç rüşvet konularına da değiniliyor. Yani aslında uluslararası verilen rüşvetler inceleniyor ama konusu olmadığı hâlde iç rüşvet konularına da giriyor ve diyor ki Sayın Bakanım: "İç rüşvet bu kadar kurumlarıyla beraber burasına kadar gelmiş bir ülkede dış şey zaten yapılamaz. Dış rüşvetle yani uluslararası kuruluşlara, şirketlere verilen rüşvetle zaten mücadele edilemez." diyor. Böyle bir rapor bizi yerin dibine sokuyor aslında, çok kötü, çok kötü, gerçekten utandım. Basında yer almadı, burada ilk defa ben açıklıyorum ve şöyle devam etmiş: "17 ve 25 Aralıkla ilgili gelişmeler bağlamında adalet sistemi ve kolluk güçlerine ilişkin olarak Hükûmet tarafından bir noktada HSYK üyelerinin de katkısıyla yapılan yasal ve diğer düzenlemeleri, çok yüksek düzeydeki rüşvet suçlamalarına karşı yapılanların tatmin edici olmadığını ortaya koyuyor." diyor. Çok kötü. Yani sonuç olarak uluslararası kuruluşların, tarafsız kuruluşların, gözlemcilerin bizim adalet sistemimiz konusundaki düşünceleri bu maalesef.

Bir de biraz teknik müsaadenizle konuşayım. Şimdi biz 2015 yılının bütçesini yapıyoruz Adalet Bakanlığı bütçesini, bir de 2013'te Adalet Bakanlığının ve ilgili kuruluşların yaptığı harcamaları da değerlendiriyoruz. Bu "T" cetvelinde bazı taşıt talepleriniz var. Mesela, Yargıtayın 9 binek otomobil talebi var 3 de otobüs; toplam 12. Danıştayın 6 binek otomobil talebi var, bir de güvenlik önlemli 2 de ilave olarak minibüs; midibüsle beraber toplam 22 taşıt talebi var. Bakanlığınıza ait 400 taşıt talebi var, bunlardan 6'sı binek, diğerleri 394 de çeşitli pikap, panel vesaire. Nedir bunlar, nerelerde kullanılacak bilmiyorum bir açıklama yapabilirseniz memnun olurum. Ceza ve infaz kurumlarıyla ilgili olarak da 252 talep var, 100'ü binek olmak üzere. Adalet Akademisinin 1 tane talebi var, 1 binek otomobil, HSYK'nın da 5 talebi var. İktidarınız döneminde 33 bine yakın taşıt alınmış. Her sene de taşıt alınıyor ve ilave olarak da leasing yoluyla, kiralama yoluyla müthiş bir taşıt sarfiyatı var, israfı var çok fazla. Bunların kısıtlanması lazım. Bütçenin bu kadar açık vermemesi lazım. Bundan sonra daha büyük sıkıntılar içerisinde olacak.

Bir de, Sayın Başkan siz de bakarsanız şimdi "E" cetvelinde 55'inci maddede şöyle bir hüküm var: "Adalet Bakanlığı bütçesine yargılamaya ilişkin tebligatların yapılması için konulan ödeneğin yetmemesi hâlinde münhasıran bu gider için uygulanmak üzere 2014 yılı yargı para cezaları gelir gerçekleşmelerinin yüzde 50'sini geçmemek üzere ödenek eklemeye Maliye Bakanı yetkilidir." Ne kadar ödenektir bu? Yani bu sizin bütçenize doğrudan konabilir, "E" cetvelinde yer almasına bile gerek yok bence. Biliyor musunuz ne kadar olduğunu?

Yine, "K" cetvelinde, Sayın Başkan siz de buna dikkat ederseniz bunu Maliye bütçesinde de değerlendirmemiz lazım. "K" cetvelinin 13'üncü maddesinde "Ceza ve İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Eğitim Merkezleri Kanunu'nun 10'uncu maddesinde yer alan 3000 gösterge rakamı bu sene 3243 olarak uygulanır." diyor bu dönemlerle. Bunlar yeterli midir? Bunlar sizin tarafınızdan, ceza infaz kurumları yetkilileri tarafından tartışılmış, konuşulmuş mudur? Yani belli bir katsayıya göre her sene artırılıyor ama bir anlamı olması lazım. Bunlar kanun, kanun olarak çıkıyor, bir anlamı olsun. Yetersizse artıralım, fazlaysa düşürelim. Bir anlamı olması lazım bunların.

Bakın, 20'nci maddede Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün denetimli serbestlik ve yardım merkezleri ile koruma kurulları hizmetlerinde çalışan gönüllülere talepleri üzerine fiilen çalıştıkları her gün için ulaşım ve iaşe gideri olarak günlük 11 lira 60 kuruş ödenir diyor. Tüm gönüllülere ödeme yapılabilecek yıllık toplam gün sayısı 150 bindir. Nedir bu yani? Yani bu bir çalışmanın sonucu, bir ihtiyacın sonucu mudur? Doğru mudur? Artırılması, azaltılması gerekiyor mu? Bununla ilgili bir düşünceniz var mı yani? Bir anlamı olsun buraya bunu kanun maddesi olarak koyduğumuza göre, doğru dürüst bir iş yapalım. Gecenin bu saatlerine kadar çalışıyoruz, Genel Kurulda bunlar tekrar gündeme gelecek. Bir anlamı olması lazım diye düşünüyorum.

Evet, birkaç konu var ama onları da sonraya bırakayım.

Sayıştay raporlarıyla ilgili, Sayın Bakanım, Adalet Bakanlığıyla ilgili bir bulgusu var Sayıştayın. Önemlidir, bunların dikkate alınması lazım, gelecek yıllarda tekrar etmemesi lazım. Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştayda da iç denetim birimleri oluşmamış, bunlarla ilgili eleştirileri var. İç denetim birimlerinin olması lazım. Küçük kurumlar ama önemli kurumlar. Muhakkak iç denetim birimlerinin olması lazım. HSYK'da da, aynı şekilde, iç denetim birimi yok. Ceza ve infaz kurumları ile tutukevleri, İşyurtları Kurumunun 5 bulgusu var, önemlidir. Bir de Türkiye Adalet Akademisiyle ilgili olarak Sayıştayın Performans Değerlendirme Raporu var, güzel bir rapor. Burada, 9'da bulguları var Sayıştayın. Bunun da işi bir şekilde değerlendirilmesi lazım. Gelecek yıllarda bu eleştirileri tekrar tekrar görmememiz lazım. Doğru olur.

Teşekkür ediyorum.

Ülkemize hayırlı olmasını diliyorum bütçenizin.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.