| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/726) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 17 .06.2016 |
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Sayın Başkanım, uzunca bir çalışmadan sonra, kısa bir aradan sonra -ara da kısaydı aslında- tekrar tasarımızı görüşmeye başladık.
Değerli arkadaşlarım, bu 24'üncü madde yani geçici 15'inci madde şöyle başlıyor: "Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Yargıtay üyelerinin üyelikleri sona erer." Danıştayla ilgili düzenlemede de aynı şeyleri gördük, aynı şeyleri söyledik; burada da söylüyorum, söylemem gerekiyor. "Yargıtay üyelerinin üyelikleri sona erer." Sadece bu cümle bile aslında bu tasarının vahametini ortaya koyması açısından çok açık. Bir maddeyle burada yılların yüksek mahkemesini lağvediyor: "Üyelikleri sona erer." Bitti. Ondan sonra yeni bir Yargıtay ihdas ediyoruz, yeni bir Yargıtay düzenlemesi yapıyoruz. Şimdi, dünden beri bunu, bu konudaki görüşlerimizi, benzer görüşlerimizi söylüyoruz. Tabii, belli ki -görünen o ki- bu söylediklerimizin iktidar partisi tarafından, iktidar partisinin üyeleri tarafından hiçbir anlam ifade etmediği, bizim söylediğimiz çekinceleri, sakıncaları "Ya, bir an olsun 'acaba'yla karşılayıp bir düşünelim, bir konuşalım, bir tartışalım." demeden, yargıya müdahale olarak görülen -bana göre de müdahale- bu yasa tasarısını olduğu gibi geçirme iradelerini ortaya koyuyorlar. Bundan önceki söylediklerimiz bir şey ifade etmedi, bundan sonraki de etmeyecek ama tabii yine söyleyeceğiz.
Değerli arkadaşlar, biz bütün iyi niyetimizle, sizlerin de burada bağımsız, tarafsız, etkin bir yargıyı hayata geçirme konusunda iyi niyetli hareket ettiğinizi düşünmek istiyoruz ama gördüğümüz olay gerçekten sınırsız bir otorite, yürütmeye bağlı bir yargı ve bunu gerçekleştirme konusunda da hiçbir çekince tanımayan irade. Yargıyı siyasallaştırmanın, yargıda bu kadar siyasi müdahalenin önümüzdeki yıllarda çok olumsuz sonuçlar vereceğini, belki bugün bizim bu söylemlerimize kayıtsız kalan iktidar partisi üyesi milletvekili arkadaşlarımın ah vah edeceği, dizini döveceği bir sonuçla karşılaşacağımızı söylüyoruz. Bunun böyle olduğunu aslında gördünüz, yaşadınız. Sevgili Başkanım, Sayın Bakanım, sevgili üyeler, sayın üyeler; yaşadınız bunların hepsini ve bugün şikâyetçisiniz; aynı durumla karşı karşıya kalabilirsiniz, aynı durumla hepimiz karşı karşıya kalabiliriz. Onun içindir ki 4'üncü defa düzenleme yapıyoruz, onun içindir ki sürekli yargıda -demin Cemal arkadaşımız söyledi- üç hafta sonra, değiştirilen maddenin de değişikliğini içeren düzenlemeler yapılıyor. Ne var yani ne oldu? Gerçekten bu kadar kayıtsız kalmanızın nedeni ne? Oturup birlikte bağımsız, tarafsız, etkin bir yargıyı, bunu hayata geçirmek üzere neden birlikte bir düzenleme yapmıyoruz, neden konuşmuyoruz? Neden buna izin vermiyorsunuz? Yargıyı bu kadar tekelleştirmenin, bu kadar otoriter bir düşünceyle yargı üzerinde baskı kurmanın bu kadar mı gereği var, iktidar partisine bu kadar mı gereği var? Yani, bu kadar mı çekindiğiniz şeyler var? Gerçekten anlamak mümkün değil. Bu, ancak çok büyük suçlulukları üzerinde taşıyanların iradesi olabilir, tarzı olabilir. "Aman, şu şöyle olmasın, şu nedenle başımıza bir iş gelmesin, şu yanımız soruşturulmasın, şu yanımız incelenmesin, bağımsız yargı şu konuda bize şöyle bir sıkıntı yaratmasın." diyebilecek tedirginlikleri olanların yapacağı iş.
Hepimiz bu ülkeyi sevdiğimizi söylüyoruz, hepimiz hukukçu olduğumuzu söylüyoruz, hepimiz bu ülkede tam bağımsız, tarafsız bir yargının gerçekleşmesini istediğimizi söylüyoruz ama yaptığımız düzenleme, yürütmeye tam bağlı, yürütmenin iradesi dışında davranamayacak bir yargının oluşturulmasına çalışmak.
Tarih de gösterdi, biz yakın tarihimizi de gördük, siz de gördünüz. Bugün yargıyı bu kadar bağımlı hâle getiren, bu kadar yargı olma özelliğinden uzaklaştıran, âdeta yürütmenin bir organı hâline getirme onu getirenlere çok ciddi zararlar vermiştir, çok ciddi sıkıntılar yaratmıştır. Tarihte var, insanlık tarihinde de var, bizim tarihimizde de var.
Sizlerle hep birlikte ikili ilişkilerde konuşunca, evet, gerçekten güzel şeyler konuşuyoruz, böyle olsa, şöyle olsa falan ama şuraya gelince, şuraya oturunca hepinizde bir suskunluk oluyor.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Biz ikili ilişkilerde de aynısını söylüyoruz.
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Bu madde, yasa tasarısının özünü oluşturan madde, Anayasa'ya aykırı, Anayasa'nın hâkimlik teminatına, eşitlik ilkesine, birçok maddesine aykırı. Bu aykırılığı bile bile, göre göre -yine söyleyeceğim- yanlışlığın Bağdat'a kadar gitmesine izin vermeden şurada düzeltelim, değerli arkadaşlar.
Teşekkür ederim.