| Komisyon Adı | : | MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU |
| Konu | : | Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/725) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 10 .06.2016 |
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Sayın Başkanım, müsaade ederseniz tekrar alıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı hakkında Hükûmetimiz adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle her birinizi tekrar sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Yürütme ve yürürlük dâhil toplam 17 maddeden oluşan tasarı, terörle mücadelede yerel planlamanın yetersiz kaldığı ve Genelkurmay Başkanlığının merkezî planlamasına ihtiyaç duyulduğu hâllerde Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevlendirilmesinin hukuki altyapısını oluşturmak, belirsizlikleri ortadan kaldırmak ve yaptıkları işlerde güven içerisinde hareket edebilmeleri ve bu işlerden dolayı ileride haksız ve mesnetsiz ithamlara maruz kalmamaları maksadıyla, terörle mücadele görevini yürüten kamu görevlilerine hukuki koruma getirmek amacıyla hazırlanmıştır. İki temel amacımız var: Merkezî koordinasyondaki hukuki belirsizliği ortadan kaldırmak ve teröristle kahramanca mücadele eden güvenlik güçlerimizin ileride mesnetsiz ve haksız ithamlarla karşı karşıya kalmasını önlemek.
Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri; terörle mücadele, hâlen hukuk devleti ilkesine, temel hak ve özgürlüklere, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine bağlı olarak yürütülmektedir. Vatandaşların temel hak ve hürriyetlerini özgür biçimde kullanmasını, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit eden ve özellikle karmaşık bir yapı içinde hareket edip her türlü silah ve yöntemi kullanabilen, insani olmayan taktikleri uygulamaktan çekinmeyen hain terör örgütlerine karşı mücadelede Türk Silahlı Kuvvetleri hâlen genel kolluk kuvvetlerine destek olarak kullanılmaktadır.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadelede kullanılmasının yasal dayanakları 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11/D maddesi ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 1'inci maddesidir. 3201 sayılı Kanun'un 1'inci maddesinde ülkenin genel emniyet ve asayişinden İçişleri Bakanının sorumlu olduğu belirtildikten sonra, İçişleri Bakanının bu işleri Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı vasıtasıyla yerine getireceği hüküm altına alınmış, akabinde, lüzumu hâlinde Bakanlar Kurulu kararıyla ordu kuvvetlerinden de istifade edilebileceği düzenlenmiştir.
5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11'inci maddesinin (D) fıkrası uyarınca, valiler ilde çıkabilecek veya çıkan olayların emrindeki kuvvetlerle önlenmesinin mümkün olmadığı veya mümkün görmedikleri veya bu tür olayları önleyemedikleri, aldıkları tedbirlerin bu kuvvetlerle uygulanmasını mümkün görmedikleri veya bu tedbirleri uygulayamadıkları takdirde, mümkün olan en hızlı vasıtalarla müracaat ederek sınır birlikleri dâhil olmak üzere en yakın kara, deniz ve hava birlik komutanlığından yardım isteyebilmektedirler.
Uluslararası destek bulabilen terör örgütlerinin tehdit ve saldırılarına karşı, kamu düzenini koruma ve masum insanların güvenliğini sağlamaya yönelik etkin ve caydırıcı tedbirler tüm devletler tarafından alınmaktadır. Son dönemde, Avrupa'nın, yaşadığı terör tehdidinden dolayı aldıkları tedbirleri hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu kapsamda zaman zaman, ulusal ve uluslararası bağlantılarını kullanarak organize şekilde hareket edebilen bir terör örgütüyle, bir ilin sınırlarıyla bağlı kalmaksızın merkezî planlama ile mücadele edilmesi gerekebilmektedir.
Tasarı ile, genel kolluk kuvvetlerinin imkân ve kabiliyetlerini aşan durumlarda, terörle mücadele için gerekli olması veya terör eylemlerinin kamu düzenini ciddi şekilde bozması hâllerinde, Bakanlar Kurulu tarafından, terörle mücadele faaliyetlerinde genel kolluk kuvvetlerine destek sağlanması amacıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevlendirilmesine imkân tanınmaktadır. Bu kanunun kapsamı tamamen terörle mücadeledir. Bu kanunla ilgili başka yerlere kanunu çekmeye çalışmak haksız ve mesnetsiz bir yaklaşım olacaktır.
Görevin kapsam ve süresi, görev alanı, istihbarat yetkisinin kapsamı, topçu atışı veya hava kuvvetleri unsurları gibi destek silahlarının kullanımına yönelik tahditler, görevlendirilen birliklerin mülki amirler ve genel kolluk kuvvetleri ile ilişkileri, ilgili kamu kurum ve kuruluşları tarafından alınması gereken tedbirler, icra edilecek görevlerin planlanması ve izlenmesi ile gerek görülen diğer hususlar Bakanlar Kurulu kararına bırakılmıştır, tüm yetki Bakanlar Kurulunundur. Görevlendirilecek Türk Silahlı Kuvvetleri birliklerinin çapı, teşkilatı, konuşlandırılacağı yerler, emir komuta ilişkileri kuvvet kaydırılması ve bu kapsamda gerekli görülen diğer hususların belirlenmesi, Genelkurmay Başkanlığınca belirlenecek; illerde icra edilecek görevler kapsamında, askerî birlikler ile genel kolluk kuvvetleri ve ilgili kamu kurum ve kuruluşları arasındaki iş birliği, koordinasyon ve gözetim valiler tarafından yerine getirilecektir. Bakınız, terörle mücadelenin Türk Silahlı Kuvvetlerine ihtiyaç duyulduğu alandaki tüm siyasi ve sosyal tedbirlerin belirlenmesi Bakanlar Kurulunun yetkisindedir; askerî icra sadece askerin yetkisinde olacaktır. Bu icra noktasında da oluşabilecek hatalar, eksiklikler olursa bunun gözetimi ve izlenmesi de valilerin sorumluluğunda olacaktır.
Görevlendirilen Türk Silahlı Kuvvetleri birlikleri ve personeli, kendi komutanının sorumluluğu altında ve onun emir ve talimatlarına göre Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nda belirtilen yetkiler ile kolluk kuvvetlerinin genel güvenliği sağlamada sahip olduğu yetkileri kullanarak görev yapacak; askeri birliklerin belirli görevleri genel kolluk kuvvetleriyle birlikte yapması hâlinde komuta, sevk ve idare askerî birliklerin en kıdemli komutanı tarafından üstlenilecektir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarı ile ayrıca, terörist takibi sırasında kapalı alanlara girilmesinin şartları ve sınırları, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun 20'nci maddesi doğrultusunda açık bir şekilde düzenlenmiştir. Bu çerçevede, terör örgütlerine karşı icra edilen operasyonlarda, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, elinden kaçmakta olan kişileri izlerken can veya mal güvenliğinin sağlanması ya da kişinin yakalanması amacıyla sınırlı olmak üzere, yetkili birlik komutanının yazılı emriyle konuta, iş yerine veya kamuya açık olmayan kapalı alanlar ile bunların eklentilerine girme imkânı tanınmıştır. Bu emrin yirmi dört saat içerisinde hâkim onayına sunulması zorunludur. Şu anda şehir içinde yapılan mücadelede bu konuda çok sorun yaşamıyoruz ama kırsalda bir terörist takibi yapıyorsunuz, bir kapalı mekâna girdi. O arada ben gideceğim hâkimden izin alacağım, geleceğim "Burada arama yapacağım." demeniz pratikte hiç mümkün değil. Bu, özellikle kırsaldaki terörist takibiyle ilgili istenilen bir yetkidir, takdir yüce Meclisimizindir.
Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin bu madde kapsamındaki faaliyetleri 5442 sayılı Kanun'un 11/D maddesinde düzenlendiği gibi askerlik hizmet ve görevlerinden; işledikleri suçlar ise askerî suç sayılmıştır. Çünkü görev askerî bir görevdir. Öte yandan, terörle mücadelede görevlendirilen diğer kamu görevlileri hakkında bu faaliyetler sebebiyle işledikleri iddia edilen suçlarla ilgili olarak 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanması benimsenmiştir.
Ayrıca, terörle mücadele sırasında işlenen suçlardan dolayı adli yargı mercilerince soruşturma yapılması ise;
a) Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanı için Başbakanının; diğer asker kişiler için ilgisine göre Millî Savunma veya İçişleri Bakanlarının; eğer Kara, Deniz ve Hava kuvvetleri unsurları kullanılıyorsa Millî Savunma Bakanı; Jandarma Genel Komutanlığı unsurları kullanılıyorsa İçişleri Bakanlarının,
b) İçişleri Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının merkez teşkilatlarında görevli olanlar ile valiler için İçişleri Bakanının; bölge veya ilde görevli olanlar ile kaymakamlar için valilerin; ilçede görevli olanlar için kaymakamın iznine tabi kılınmıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bilindiği üzere terörle mücadelede görev alanlar, büyük cesaret ve fedakârlık göstererek görevlerini yerine getirmekte, ayrıca vatanın bütünlüğünü ve milletin güvenliğini sağlamak amacıyla çekinmeden hayatlarını ortaya koymaktadırlar. Üstün bir anlayışla terörle mücadele görevini yürüten kamu görevlilerinin, tereddüt içinde kalmaksızın etkin bir şekilde bu görevlerini yerine getirebilmelerinin sağlanması maksadıyla, hukuk devleti ilkesi çerçevesinde bazı düzenlemeler yapılması yoluna gidilmiştir.
Bu kapsamda;
a) Terörle mücadele sırasında işlendiği iddia edilen suçlar nedeniyle soruşturma izni verilinceye kadar personel hakkında yakalama, gözaltı veya tutuklama tedbirlerine başvurulamayacağı hüküm altına alınmış.
b) Bu kapsamdaki görevler yerine getirilirken, görevin niteliği gereği veya ifası sebebiyle verilen zararların devlet tarafından tazmin edileceği; personelin kararları, işlemleri ve faaliyetleri sebebiyle tazminat davalarının ancak devlet aleyhine açılabileceği; devletin, ödediği tazminattan dolayı görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan personele, ilgili bakanın uygun bulması şartıyla rücu edebileceği hükme bağlanmıştır. Gereğini yerine getirirken bir zarar oluşuyorsa bunu devlet ödeyecek ama görevinin kötüye kullanılması gibi bir durum olursa da bu kendisine rücu edilecek.
c) Terörle mücadele görevlerinin ifasından dolayı açılan davalarda mağdur, şikâyetçi, katılan, davalı veya davacı konumunda olan kamu görevlilerine, seçecekleri bir avukatın ücretinin Millî Savunma veya İçişleri Bakanlıkları bütçelerinden ödenmesi imkânı getirilmiştir.
Burada bizim önerimiz, kanun tasarısında, dava açma noktasında ilgili bakanın iznini şart koşuyoruz. Kendisine karşı açılan bir dava veya müdahillik durumunda otomatikman ödeme hükmünü öneriyoruz ama dava açma noktasında da ilgili bakanın iznini gerekli kılıyoruz.
Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri; tasarıda Türk Silahlı Kuvvetlerinin bazı güncel ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik düzenlemelere de yer verilmektedir. 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nda yapılan değişikliklerle;
a) Yurt dışı görev yerlerine atanan Türk Silahlı Kuvvetleri personeline, ihtiyaç duyulan durumlarda daha etkin bir rütbe ile temsil imkânı sağlanması maksadıyla NATO üyesi bir çok ülkenin uyguladığı gibi "itibari rütbe" ile görev yapabilme imkânı getirilmiş,
b) Üst rütbelerdeki yığılmaların önlenmesi amacıyla üsteğmen ve astsubay, üstçavuş rütbelerinde üstün başarı kıdemi verilmesi uygulamasına son verilmiş yani üstün başarı uygulaması yüzbaşılıkla başlayacak. Ve astsubay, üstçavuşluktan bir sonraki kıdemli üstçavuş rütbesinde başlayacak.
Bir diğer düzenleme, Yüksek Askerî Şûra tarafından karar alınmak suretiyle hizmet süresinin sonuna gelmiş ancak nitelikleri itibarıyla hizmetlerine ihtiyaç duyulan albayların yaş haddi olan 60 yaşına kadar görevine devam edebilmelerine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiş.
Bir başka düzenleme de, 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nun 87'nci maddesi uyarınca, silah kullanma yetkisi çerçevesinde veya 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 15'inci maddesi kapsamında açılan davalar nedeniyle avukatlık ücreti ödenen personele ayrıca 926 sayılı Kanun'un ek 32'nci maddesinden avukatlık ücreti ödenmemesi benimsenmiştir. 1632 sayılı Askerî Ceza Kanunu'yla, 353 sayılı Askerî Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Hakkındaki Kanun'da öngörülen değişiklikler ile Anayasa Mahkemesinin 17 Ocak 2013 tarihli ve esas 2012/80 Karar, 2013/16 sayılı Kararı doğrultusunda ceza kanunlarındaki cezaların ertelenmesi, seçenek yatırımlara çevrilme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması müesseselerinin askerî yargıda uygulanma şartları askerî disiplin tesisi amacıyla yeniden düzenlenmiştir. Ayrıca kışla ve karargâhlardaki disiplini önemli ölçüde zafiyete uğratan ve hâlen adli yargının görev alanına giren uyuşturucu madde kullanmak, kullanılmasını kolaylaştırmak, satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçları askerî suç hâline getirilerek bu suçları işleyen asker kişilerin ivedilikle askerî mahkemelerde yargılanması amaçlanmıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu tasarıyı görüşlerinize ve onayınıza sunuyoruz. Ben tekrar Millî Savunma Komisyonumuza çalışmalarında başarılar diliyorum. Sayın Başkana tekrar yeni görevinde başarılar diliyorum. Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.