KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Biraz evvel de belirttiğim gibi, 2005 yılında hayvancılığın gelişmesi ve desteklenmesi için özelleştirme kapsamından çıkarılan ve 25/3/2013 tarihinde amacı devlet genel hayvancılık politikası çerçevesinde, hayvancılık sektöründe düzenleyici ve destekleyici bir rol üstlenmesini temin etmek, piyasa ekonomisi kuralları çerçevesinde sektörde tam rekabet koşullarının tersine katkıda bulunmak amacıyla yeniden işlev kazandırılan kurum, bence, Adalet ve Kalkınma Partisinin bu bağlamda, ileride "Biz bunu yaptık." diyebileceği bir kurum. O anlamda, ciddi olarak irdelenmesinin yararı var çünkü kurumu özelleştirmeden çıkarıp gerçek fonksiyonuna döndüren Adalet ve Kalkınma Partisi.

Hem canlı hayvan hem de et piyasasında iki yönlü misyonu bulunan Türkiye hayvancılık sektöründe yaşanan genel sorunlarda kurumun kapsamlı olarak müdahil olması düşünülerek bu yola girildi. 2014 yılında, toplam hayvan sayısının artmasına rağmen et fiyatları da yüksek oranda artmış, 2014 yılında kurumun sığır eti sektöründeki payı ne yazık ki yüzde 2,7. Türkiye'de Ocak 2014-Haziran 2015 itibarıyla et ürünleri fiyatlarına göre Et ve Süt Kurumunun satış fiyatları baz alındığında, kıyma fiyatlarında da yüzde 45,4 oranında bir artış görülüyor. Şimdi, kuşbaşı fiyatında da aynı dönemdeki artışlar var. Kurum aleyhine bir denge bozukluğu var.

Kurum, burada, askerî birliklere ve Millî Savunma Bakanlığına verdiği etler nedeniyle zararda gibi görülüyor ama kurumun en büyük alıcısı da bir yerde, Millî Savunma Bakanlığı. Millî Savunma Bakanlığıyla da yıllık anlaşmalar yapılıyor. Gene, ben raporu irdelediğimde gördüm, altı aylık geçmiş dönemlerde yapılma şansı var. Sanırım öyle bir yola girilecek. Ancak kurum "franchising" mağazalar açıyor, bunlara yeterli ürün verilemiyor. Gidiyorsunuz, bakıyorsunuz, mağazada ürün yok. Böyle mağazalar açılmış ve bunların sayısı 59'ken bu da 100'e çıkarılıyor. Ayrıca, mağazanın satış fiyatı üzerinden yüzde 10, tavuk etinde de yüzde 8'lik bir komisyon veriliyor. Şimdi, bu mağazalar ne kadar denetleniyor? Buraya giren ürün alındığı gibi fiyatı daha uygun olduğu için pazara mı sevk ediliyor, yoksa oradan gerçekten ihtiyaç sahiplerine ulaşması mı sağlanıyor? Ürünler bir sıra içinde yok olduğu gibi, gittiğiniz zaman, belli bir saatten sonra da zaten kapıları kapalı. Gidenler görmüştür. Çünkü umutla gidiyorsunuz Et-Balık diye ama yok öyle bir şey.

Kısa vadede, bir de burada, satışlarda, daha kurum yeni yapılanma sürecindeyken vadeli satışlarda teminat üzerinden fazla ürün verildiği ya da karşılıksız çekler alındığı ve bu yolla da zararların başladığı görülüyor. Bu konuda daha titiz olunması gerekiyor. Yani, yeniden bir fonksiyon kazanan kurumun bu konularda daha hassas olması gerektiğini düşünüyorum. Sözleşmenin durumu, piyasa koşulları, satış, bunların tamamının doğru irdelendiğinde daha yararlı olacağı noktasındaki düşüncemi belirtmek istiyorum.

Kombinaların kesim ve üretim kapasiteleri de irdelendiğinde, kesim ve üretim kapasitesi kullanım oranlarının çok düşük olduğu görülüyor. Buna rağmen kapasite kavramlarıyla maliyet karşılıklı olarak birbiriyle orantılı. Bu kapasitelerin daha verimli kullanılması sağlanınca maliyetler doğal olarak düşecek. Bu bağlamda, kurumda ne gibi çalışmalar yapılıyor?

Geçmiş yıllarda zarar eden kurumun bu tür yaklaşımla zararı katlanarak artacak. Yani, yeniden özelleştirmeden çıkarılan bir kurumun tekrar eskiye dönen ve bu anlamda, verimliliği sağlanamayan bir kurum olmasını, açıkçası, doğru bulmak mümkün değil.

Maliyetin altında satış yapılmaması belirtiliyor ama orada Millî Savunma Bakanlığının yıl içinde değil, yıllık program kapsamında bunu gerçekleştirdiği düşünüldüğünde, bence, kurumun Millî Savunmanın dışında da pazara daha fazla hâkim olması, ürün satışlarını geliştirebilmesi ve kendini bu anlamda da yenilemesi gerektiğini düşünüyorum.

Sığır eti maliyetinde önceki yıllara göre 2014'te -koyun etinde yüzde 6, parça sığır etinde yüzde 19- artış olmuş ve maliyette de gövde sığır etinde sapma yüzde 15, parça ette yüzde 15 oranında bir sapma görülüyor.

Keza, kurum -biraz evvel vekilim söyledi- Büyükbaş Besicilik Sözleşmesi'yle doğru bir işe yönelmiş, ancak oradan sonuç alamadığı için bu kez Kırmızı Et Üreticileri Birliğiyle bir iş birliğine girmiş. Burada olumlu bir sonuca doğru, herhâlde, gidiliyor. Ama bunun yaygınlaştırılmasının büyük yararı olacaktır, yani daha çok kişinin hayvan yetiştireceği bir destek sağlanıp oradan kesimin de sağlanmasıyla bu alanda da bir gelişme faydalı olabilir.

Kurumun zararında bir önceki yıla göre yüzde 100 artış var. Bu da dikkat çekici. Kurum mağaza ve bayilerinin temel et ürünleri, şarküteri ürünlerine talep oranında bir artış sağlanması beklenirken bu da gerçekleşmemiş.

Bir de mağazalardaki ürünlerin denetimleri kimler tarafından yapılıyor yani kurum tarafından mı yapılıyor? Bu anlamda yaşanan sorunlar var mı?

Askerî birliklere yapılan satışlarda analiz raporlarının olumsuz çıktığı ve ürünün doğal olarak size geri döndüğü var. Bu ürünü ne yapıyorsunuz, askeriye almadı, bize mi yediriyorsunuz, nasıl bir uygulama geliştiriyorsunuz? Bu, kuruma zarar mı yazıyor, analiz değerlerinizde, raporlarınızda, laboratuvarınızda bunlar görülmüyor mu? Askeriyeyle birlikte, aynı biçimde bir sisteminiz yok mu yani kontrol sisteminizi onlar gibi kılınıp bu sorunların yaşanmaması mümkün değil mi?

Et fiyatlarının anormal arttığı dönemlerde kurum olarak ne yaptınız? Yani, şu anda etin pazardaki durumu belli, hayvan sayısı artmış ama et fiyatında da bir artma var.

Ayrıca, yine, burada, çok dikkatimi çeken bir şey var. Örneğin, ekonomik ömrünü tamamlamış araçların satışında trafik tescili yapılmamış, buradan kurum zarara uğratılmış. Motorlu taşıt vergisi ve trafik cezaları kuruma gelmiş, bunu da tahsil edemiyorsunuz. Neden ömrü tamamlanmış araç trafik tescili yapılmadan el değiştirdi?

2014-2018 Stratejik Plan Taslağı Kalkınma Bakanlığı tarafından onaylandı mı? Taslak planda, strateji ekibinin "Sunuş" bölümünde fiyat dalgalanmalarının ortadan kaldırılması, ürün arz ve talebinde istikrar sağlanması, piyasa düzenleme mekanizmasının oluşturulması, sektörde tarım rekabet koşullarını sağlayarak tekelleşmenin önüne geçilmesi hedefleri belirtiliyor. Kurumunuz, gerçekten, mevcut kapasitesiyle bunları sağlayacak bir pozisyonda mı? Bu anlamda, hazırladığınız rapor gerçekçi mi?

Bilgi yazılım sisteminde 2013 yılında başlayan çalışmalar neden hâlâ tamamlanamadı? Personele bu bağlamda 2011 yılından beri eğitim verilmesine rağmen sistemin kullanılmasında problemlerin yaşanması ve sistemin kullanılamamasının nedeni ne? Uzman personel sıkıntınız mı var?

Kombinalarda istihdam edilen personel sayıları açısından da bir uyumsuzluk görülüyor. Sincan Kombinasında 2014 yılında 28.813 büyükbaş hayvanın kesimi yapılmış, personel sayısı 236; Sakarya Et Kombinasında 6.979 kesim yapılmış, personel sayısı 103; Ağrı Kombinasında da 6.545 kesim yapılmış, personel sayısı 60; Bingöl Kombinasında 13.183 kesim yapılmış, personel sayısı 74. Bu rakamlar neden dengesiz? Yani kesilen hayvan sayısı çalışan işçi sayısıyla büyük bir orantısızlık gösteriyor.

Kurumda müşavir ve başuzman konumunda daha önce dairede birikimi olan müdürlerin kızağa alınması... Onların bu yeni süreçte daha verimli kullanılması mümkün değil mi? Eleman yetersizliği gerekçesiyle mali işler, personel ve üretimle ilgili dairelerde gerçek meslekleri muhasebeci ve mühendis olan, ancak işçi statüsünde bulunanların yaptıkları işe, kadroya geçirilmesi yönünde bir çalışmanız var mı? Kurumun personele ihtiyacı varken başka kurumlara neden görevlendirilmektedir?

22 boş lojman mevcut. Bu arada, Ağrı'da 30 Nisan 2015 denetiminde -Sayıştayın yaptığında- lojmanların kullanılmaz durumda olduğu, eksik ve kusurlu lojmanlar bulunduğu ifadesi yer alıyor. Bu nasıl bir şey?

Kuruluş kaynaklarının yapısında yabancı kaynak payı artış göstermekte ve tamamı kısa vadeli borçlardan oluşan bir yapı var. Yüzde 72,8 bankalara borç, kredi alınarak yürüyor. Bu denge giderek açıldığında, kurumun geleceği açısından risk değil mi? 2012 yılında Sincan Tavuk Kombinasında kümes hayvanlarının kesimleri, Kanatlı Hayvan Eti ve Et Ürünleri Üretim Tesislerinin Çalışma ve Denetleme Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik çerçevesinde teknik ve hijyen açısından uygun üretime geçinceye kadar ara verilmiş. Tekrar faaliyet sağlandı mı, yoksa bu ara verme devam ediyor mu? Sığır alımlarında yüzde 10 peşin, geri kalan otuz gün vadeli, yılın sonunda yüzde 50 peşine dönmüş, bakiye otuz güne çıkarılmış, satışınızla alışınız arasındaki bu vade farklarında bir uyum var mı?

2013 yılında, kuruma bağlı işletmelerde tüberküloz hastalığı 1.452, brusella hastalığı 87 baş olmak üzere 1.539 baş hayvana şarta bağlı kesim yapıldığı raporda var. 2014 yılında tüberküloz hastalığı 3.114, brusella hastalığı 399 baş olmak üzere 3.513 baş hayvan şarta bağlı kesilmiş. Kesilen hayvanların etleri, ilgili yönetmelikte belirtilen usullere göre kavurma yapılmış. Biz de kavurma en pahalı şey diye alıyorduk ama burada, Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği Etiketleme Kuralları Tebliği'nde, bu kavurmaların ambalajlarında şarta bağlı "kavurma" yazısı mecburiyeti bulunmadığından siz de bunu etiketlerinizde yazmıyorsunuz. Zoonoz hastalıklar, hayvandan insana geçen hastalıklardır. Hiçbir besinin sıfır riski olmadığından sizin kurum olarak bunların etikette yer alarak tüketicinin aldığı üründe böyle bir durumun olduğunu bilmesini sağlamak açısından, bir kurum iyi niyeti göstergesi olarak ilgili birime, yani bununla ilgili belirleyici kuruma bunun da yazılması gerektiğini ifade eden bir girişiminiz oldu mu? Yani etikette bu tür kavurma yapılan hayvanların mevcuttaki hastalıklarını da ifade eden bir tanımla yazılması yönünde bir girişiminiz oldu mu? Çünkü alan kişi onun hastalıklı bir hayvanın kavurması olduğu bilgisine sahip değil, o zaman bir tüketicinin aldatılması var; bu bağlamda bir girişimde bulundunuz mu?

Sincan İlçe Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü kombinada yaptığı incelemede yüzde 100 dana sosis ve kangal sucuk için yapılan kontrollerde Mikrobiyolojik Kriterler Tebliği'ne uymadığı... Bu anlamda da ceza kesilmiş, dava konusu olmuş ve dava da kaybedilmiş. Kurumunuzda üretilen ürünlerin hijyen konusunda sorunu mu var, yoksa Sincan Kombinasında gerekli denetimlerden kurum mahrum mu?

Şüpheli ticari alacaklar 908 bin lira. Bu durumda gerekli irdeleme yapılıyor mu?

Yurt dışından getirilen hayvanlardan Turgut İtikyıldırım firmasının alacakları sözleşme gereği söz konusu kişiye ait mezbahada yurt dışından getirilen canlı hayvanlardan acil kesilmesi gerekenlerin kesilerek kuruma teslim edilmesi hizmet alımında kesilen hayvanların bir kısmının zayıf hayvanlarla değiştirildiği raporda yazılıyor. Ben şaşırdım. Yani normalde kesimi gereken hayvan yerine zayıfı kesilip birileri menfaat sağlıyor. Bu konuda ne yapıldı?

Sakarya Kombinasında 456 bin lira sayım ve tesellüm tutanağında kurumca ithal edilen sığırlardan noksan çıkan 143 sığır olduğu görülüyor. Bu konudaki durum dava konusu, nedir?

Keza kurum tarafından getirilecek canlı hayvanların ithalat ihalesini üstlenen Altınstern firmasının sözleşmesi kapsamında ülkeye getirilecek hayvanların tahlil ve analiz ücretlerini ödemeyi üstlenmesine rağmen ödememesi... Bu anlamda ne yapılmıştır, neden burada bir açık vardır, niye bu gerçekleşmemiştir?

Akaryakıt giderleri dikkate alındığında, kurumdaki 9 ve 36 yaş arasında olup ekonomik ömrünü tamamlayan araçların elde çıkarılması yönünde bir girişiminiz var mı?

Bir de, tabii, tamire giden bir araç, 23 bin liralık araç tamire gitmiş geri gelmemiş, ortadan kaybolmuş; bu nasıl gerçekleşmiştir?

Bu konularda da bilgilendirirseniz memnun olurum.

Ben başında söyledim, tekrarlamak istiyorum: Et ve Süt Kurumunun çok çok önemli bir kuruluş olduğuna, bu kuruluşun geçmişteki özelleştirmeden önceki bazı kamu kuruluşlarında yaşanan ve özelleştirmenin de yolunu açan yanlışlardan arınarak yeniden yeni bir anlayışla piyasaya girmesi, destek olması, düzene sokması ve bu anlamda gelişim sağlamasının önemli olduğuna inanıyorum.

Teşekkür ediyorum.