KOMİSYON KONUŞMASI

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şimdi, TCDD'ye bağlı kuruluşlar. Bu bağlı kuruluşların bir kısmı yük vagonu yapıyor, bir kısmı cer yapıyor ve diğer aksamları üretmeye çalışıyorlar. Bana göre doğru mu? Doğru. Geliştirilmesi gerekiyor mu? Geliştirilmesi gerekiyor. Ama aksamlarına, yerlilik oranlarına baktığımızda yük vagonunda. Yani, şimdi diyeceksin ki sevgili kardeşim oradan bana "Küçümseyeceksin..." Hayır, küçümsemek için söylemiyorum. Baktığımızda, yük vagonlarında yüzde 90 yerlilik oranlarına ulaşıyoruz. Yük vagonlarına baktığınızda da ana aksamın fren sistemi ve tekerlek sistemi olduğunu görüyoruz. Onun dışındakiler normal vagon. Türkiye'nin her tarafında üretilebilecek yan sanayi de. Bu doğru bir yaklaşım. Yani "Bunu yapmayın, etmeyin, yerlilik oranı bu kadar, bunu üretmeyin." değil. Şimdi baştan şunu konuşmamız gerekiyor: Biz bunlara yatırım yapmalıyız, AR-GE'mizi geliştirmeliyiz, yük vagonunda, cerde, yolcu vagonunda daha çok üretim yapabilmeliyiz, daha çok yerliliği artırabilmeliyiz. Bunun yanında başka bir şey yapmalıyız. Sadece kendimiz için üretim yaparsak bir süre sonra kapanır bu fabrikalar. Yani, siz 20 tane cer üretirsiniz, 20 tane cer ihtiyacınız vardır, 20 tane cer ürettikten sonra o fabrikayı çalıştıramazsınız ya da yük vagonu Türkiye'nin ihtiyacını karşılayacak kadar yük vagonu üretirsiniz ya da yolcu vagonunun bir kısmı ithal olabilir, işte, yerlilik oranı yüzde 35'lerde, 40'larda olabilir. Mesele bunları kendi ihtiyacımız dışında pazarlayabilmekte ve dünyada bu işi yapan firmalarla rekabet edecek maliyetlere yaklaşabilmekte. Bunu başarırsak başarılı olmuş sayılırız diye düşünüyorum. Biz, işte, patentler alarak, burada dış firmalarla ortaklıklar yaparak bunları geliştirmek anlamında adımların atılmasını doğru buluyorum. Bunda bir sıkıntı yok. Ama, sadece kendi ihtiyaçlarımızı gidermek anlamında bakarsanız bu yanlış bir uygulama olur. Sadece 20 tane cer ihtiyacın varsa satın alırsın, bu kadar yatırım yapmazsın, eğer bu işi AR-GE'ye pay ayırarak yapıyorsak, yerlilik oranını artırarak yapıyorsak, yüzde 100 olması da gerekmiyor. Dünya piyasalarında yarışabilecek bir noktaya erişmemiz lazım ki bu projeler devam etsin, bu fabrikalar çalışsın aksi takdirde bir kıymeti de olmaz. Yani yük vagonunda yüzde 90'a çıkmak başarı bana göre, güzel bir olay. Ama, gönül ister ki artık yük vagonunda başlayacak tekerlek aksamı üretiminin, atıyorum, fren sistemi üretiminin yolcu vagonuna da yansıması, cerlere de yansıması gibi hayalimizi yüksek tutmamız lazım. "Sadece ihtiyacımızı karşılayacak üretimi yap." İşte, diğer firmalar "Türkiye'nin ihtiyacı bitmiştir, çekilelim, bir başka ülkeye gidelim." mantığıyla bakarsak bu işte çuvallarız. Hamle doğru ama geliştirilmesi lazım. İhracat ve kullandığımız teknolojinin dünyada kullanılabilirliğinin bir analizinin yapılması lazım ve bu yolda yürümeliyiz diye düşünüyorum. Sadece kendi ihtiyacımızı karşılasa biter, bir süre sonra fabrikayı da kapatmak zorunda kalırsınız, onu söylüyorum. Doğru, daha da yürümek lazım.