KOMİSYON KONUŞMASI

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Önce, Sayın Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürüne "Hayırlı olsun." diyorum. Alt komisyona gittiğimizde değişen bir arkadaş vardı, orada tanışmıştık ama yine değişmiş. Burada da ben şaşırdım, şeyleri okumamıştım çünkü değişmeyeceğini tahmin etmiştim ama...

Çok tecrübeliler, bütün arkadaşlar kurumdan geliyorlar, Devlet Demiryollarını iyi biliyorlar. "Yüksek Hızlı Tren" diye adlandırılan aslında adı "hızlı tren" olması gereken trende de başlangıçta ciddi acemilikler çektiler. Baktığınız zaman, "Bu acemilikler nedir?" diye sorduğunuzda zaman -zaten ilk Eskişehir-Ankara hattını yabancı bir firma yapmıştı- buradaki tünellerin açılması, orada zemin etütlerinin yapılması, sondajların yapılması, projelerin hazırlanması gibi birçok eksiklikler vardı, bu kabul edilebilir bir şeydi ama daha profesyonel bir firma yapıyordu, orada çok fazla sorun yaşanmadı, ondan sonraki tüm projelerde sorun yaşandı.

Şimdi geneli üzerindeki, bu projelerdeki sorunları anlatırız ama buradaki özeli söyleyeyim: Bir gece birinin aklına geldi Bursa-Yenişehir hattı yapılsın diye, şu anda çok ilişkiniz bulunmadığı eski Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç'ın Bursa'da bir seçim propagandasında "Hızlı treni Bursa'ya getireceğiz." demesiyle yola çıkıldı ve gerçekten samimi söylüyorum, Google haritası üzerinden hazırlanmış bir projeden yürüdüler. Aslında, maliyete baktığınız zaman, bugün gelinen noktada, tasfiye edilen noktadaki maliyete baktığınızda, Devlet Demiryollarının 2011'de hazırlamış olduğu o 870 milyonluk maliyete bakıldığında, biraz daha maliyete yakın gibi duruyor ama ihaleye de baktığınızda 393 milyon liraya... Devlet Demiryolları bir proje hazırlamış, ihaleye çıkılmış "A, ne kadar devlete kâr ettirdik." mantığıyla bakıp 393 milyon liraya bu ihale bağlanmış. İhale bağlandıktan sonra da yapım aşamasına geçiliyor, sözleşmeler yapılıyor, bir bakıyorlar ki "A, düşündüğümüz gibi değil." Çünkü, Sayın Başbakan Yardımcısı aramış, "Hızlı treni hemen buraya getirin, çalışın bu iş için." demiş ve Devlet Demiryolları da kendine vazife edinmiş, çıkmış, Google haritası üzerinden bir proje hazırlamış. Kendileri de zaten itiraf ediyorlar, bakın, madde madde sıraladıklarında ön proje nedir, kesin proje nedir diye. Bu, ön proje bile olmamış, samimi söylüyorum, bırakın kesin projeyi, baktığınız zaman ön proje bile olmamış çünkü 75 kilometrelik hattın 50 kilometresi değişmiş. Bir taraftan "Göl var, buradan geçemeyiz." demişler, diğer taraftan "Tarım arazileri var, buradan geçemeyiz." demişler, öbür taraftan "Bir yerel yönetim var orada..." O yönetim de, fark etmiyor, iktidar partisinin yönetimi. Hani, muhalefet yönetimi olur, yerel yönetimde İzmir'de problemler yaşıyorlar, Eskişehir Garı'nda problemler yaşıyorlar, bu problemlere de "Orada bir muhalefet belediye başkanı var, orada sıkıntı yaşıyoruz." diyorlar ama böyle bir olay da yok Bursa'da. Valilik oturmuş Devlet Demiryollarıyla projeden sonra "Olur mu kardeşim, bizim burada bir havaalanımız var, buraya yakın geçmeli." demiş. Diğeri "Tarım arazileri..." demiş. Bir başkası başka şey söylemiş. İhale edilmiş, her şey bitmiş ve orada 393 milyon TL'ye ihale edilmiş ama şu ana kadar orada gerçekleşen 560 milyon lira ve 560 milyon lirayla da bu 75 kilometrelik hattın yüzde 30'unda fiziki ilerleme sağlanmış, daha yüzde 70'i geride duruyor. Bakın bunlar Devlet Demiryollarının bana en son verdiği cevaplar, size de gelmiştir muhtemelen, görebilirsiniz. Yani, bakın, ihaleyi 382'ye bitiriyorlar, 580 milyonluk bir gerçekleşme oluyor -neye göre yapılmış, ihale 382 milyon, belki yüzde 20 artırım falan yapılmıştır- bu da yüzde 30 gerçekleşme, yüzde 70'i geride duruyor. Bu ihalenin veya buradaki maliyetin kaça çıkacağını hesaplayabiliyor musunuz?

Ama niye çıkmışlar? İşte, demişler ki: "Oraya bir hızlı tren gitmesi lazım." E, seçim de var 2011'de. Sayın Başbakan Yardımcısı da söz vermiş, orada çıkmış, meydanlarda demiş ki... Bu olmaz arkadaşlar, bu olmaz. Hepimiz taahhüt ediyoruz, hepimiz seçim vaatlerinde bulunuyoruz ama kurum işini ciddi yapmak zorunda. Burada bir ciddiyet yok. Yani, şu ihalede, bu projede bir ciddiyet yok ne derseniz deyin. Bu 2011'de yapılmış. Bunu gördüğü için kurum, 2013 yılında bir birim kurmuş kendi içerisinde Proje Değerlendirme Dairesi diye -tam açılımı nedir bilmiyorum ama- bunlar eksiklikleri görmüş, belki sonraki ihalelerde, projelerde daha dikkatli davranacağı gözleniyor. Gerçekten burada büyük bir sıkıntı var.

Arkadaşlar, şeyi abartmayın gözünüzde yani "yüksek hızlı tren" diye adlandırılan tren -dediğim gibi- hızlı tren. Çünkü hızı 100-120 kilometreye kadar olan trenler "konvansiyonel tren" olarak geçiyor, 120 ile 250'ye kadar olanlar "hızlı tren" diye geçiyor, 250'nin üzerindekiler de "yüksek hızlı tren" diye geçiyor ama biz hepsini yüksek hızlı tren yaptık.

Şimdi, diyebilirsiniz ki Ankara-İstanbul arasında bir yüksek hızlı tren çalışıyor. Asla çalışmıyor. Hızlı tren bile çalışmıyor arkadaşlar. Onu, biraz sonra bu konunun dışında...

ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Gayretliyiz, çalışanı gelir.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ben istiyorum, tüm Türkiye'yi demir yolu ağlarıyla örelim ve bunu kendi imkânlarımızla yapalım. Bu projelerin kaynaklarına baktığınız zaman TCDD'nin çok hızlı borçlandırıldığını da görüyoruz, yabancı kaynaklar kullanılarak yapıldığını görüyoruz.

Bir de bir şey var arkadaşlar, "2023 hedefi" deniyor. "2023 hedefinde şu kadar yüksek hızlı tren hattı yapacağız." diyorlar, "Şu kadar elektrikli tren hattı, sinyalizasyon..." Hesapladığınız zaman -Hazine burada, zaten TCDD zarar eden bir kurum- onların bu iş için, yatırım için ayırdıkları bedellere baktığınız zaman, 2100 senesinde bu hedefe ulaşmak mümkün değil. Ya, kandırmayalım birbirimizi, gerçekleri konuşalım, sıkıntı burada. Yani, biz ne kadarını yapabiliyoruz, ne kadarını becerebiliyoruz? Keşke hepsini yapabilsek ama maalesef olmuyor. Yani, çok ilginç. Tabii, proje aşamasından sonuçlanana kadar... Sonuçlanmıyor. Bütün projeler bir şekilde tasfiye ediliyor, daha sonra yeniden ihaleye çıkarılıyor.

Şimdi, ben onunla ilgili bir soru sormuşum Sayın Genel Müdürüm sizlere. O soruya da şöyle cevap vermişsiniz. Ben demişim ki 2014, 2015, 2016 yıllarında YHT projeleri için süre uzatım nedenleri -bu sorunun cevabında süre uzatım nedenleri yok- ilave bütçe artışları ne kadar, işte, feshedilmiş, feshedilmemiş ya da ödenek bitti veya ihaledeki ayrılan yatırım bedeli bittiği için yeniden ihaleye çıkılması kararlaştırılmış, kamulaştırma bedeli, kapsam dışı bırakılan alanlar hakkında bilgi istiyorum dedim ama bana böyle bir yazı yollamışsınız. Bana göre doğru değil, orada da söylemiştim. Bir excel tablosunda bir, ihale bedeli nedir; iki, o ihale bedeli nerede bitmiştir, sonuçlanmıştır? Yüzde kaçı tamamlanmıştır projenin? Bir sonrakinde de yüzde 33'ünün tamamlandığını söylüyorsunuz. Ne kadar yatırım bedeli veya yeni ihaleye çıkılmıştır? Tamamlanmayan birimler...

Buradaki sıkıntının bir tanesi de şu: Birim bazında yapıyorlar bunu. O birim bazında yaparken de -Sayıştayın birçok örneğinde var, denetlerken tespitler yapmışlar- bir kümülatif toplam şey üzerinden bir birim fiyat belirliyorlar yani açılmamış, detayına inilmemiş, böyle durumlar var. E, bu birim fiyata göre de öngörülerin üzerinde iş yapıldığı farz ediliyor, genelde de altyapıda çıkıyor bu. Yüksek hızlı diye adlandırılan altyapının yüzde 70'i de iki üç tane firma tarafından yapılıyor. Ben TKK'da demiştim hattatlar TKK'yı ele geçirdi, Türkiye Taş Kurumunu diye. Burada da bir şirket TCDD'yi ele geçirdi. Umarım bundan sonra bu işler düzelir, daha şeffaf, daha net olur bu işler.

Çok detayına girmeyeceğim çünkü gerçekten de ihaleler yapılmadan önce ihalelerin nasıl paylaştırıldığı kamuoyuna da yansıdı, isterseniz onları sizlerle paylaşabilirim ama gerçekten büyük paralar harcanıyor. Şimdiye kadar 49 milyarlık bir yatırım öngörülmüş bütçe başlangıcından itibaren bugüne kadar. Dünyanın parası, 50 milyar az para değil arkadaşlar. Yani, oradaki ufak bir sıkıntı büyük rakamlara tekabül ediyor.

Bu Yenişehir-Bursa hattına ne diyeyim, yapılmasın demeyeceğiz tabii, yapılmalı ama lütfen, çok rica ediyorum, bir projeyi kesinleştirmedikten sonra, sondajlarını yapmadıktan sonra, zemin etütlerini yapmadıktan sonra, oranın yerel yönetimleriyle konuşmadıktan sonra, bunları halletmeden, kamulaştırmanın bedellerini çıkarmadan... Tamam, biz acele kamulaştırmaya karşı çıkıyoruz ama orada zafiyete uğratacak bir durum varsa ayrıca da kamulaştırma da yapılır ama önceden proje -gerçekten, biraz evvel projeyi tarif ettiniz, ön proje ve kesin proje- kesin projeye dönüştürülmeden ihaleye çıkılmamalı. Sapmalar olabilir, doğa şartları yani yerin altından ne çıkacağını bilemiyoruz ama her tarafta bu var, bütün projelerde bu var, sıkıntı buradan kaynaklanıyor.

Sizden ricam, çok deneyimli bir ekipsiniz -yönetimde bazı değişimler olmuş- bundan sonra yapacağınız ihalelere çok rica ediyorum kesin projeyle çıkın ve artık o proje üzerindeki revizyonlar yüzde 5'i, yüzde 10'u geçmemeli. Ya, 75 kilometrede 50 kilometre değişir mi arkadaşlar? Böyle bir proje revizyonu olur mu? Ve öngörülen ihale bedeli veya ihale sonuçlarının 378 milyonu, neyse, 530 milyon harcama yapılmış ve yüzde 33 gerçekleşme sağlanmış. Ben ne diyeyim şimdi, nasıl bir şey söyleyeyim burada?

Sizden ricam, çok rica ediyorum, bundan sonra projeler kesinleşmeden ihalelere çıkmayın. Biz siyasiler talep ederiz, söyleriz; siz siyasi değilsiniz, bürokratsınız. AKP gidebilir, CHP gelebilir, MHP gelebilir, bir başka siyasi parti kurulur aynı AKP'nin kurulduğu gibi, gelebilir ama siz görevlerinize devam edeceksiniz. Bakın, uzun yıllardır başka hükûmetlerle de çalıştınız. Siyasiler istiyor diye olmayacak duaya amin dememek lazım, bunda direnmek lazım. Kamunun, herkesin parası var burada, iyi değerlendirmek lazım. Belki o kesin projeler doğru yapılırsa bir başka alanda eksik kalanlar tamamlanır yani o doğru maliyetlerle çıkılırsa diyorum.

Teşekkür ediyorum.