| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Petrolleri Petrol Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğünün (TPPD) 2013 ve 2014 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 28 .04.2016 |
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bir dağıtım şirketi olarak düşündüğümüzde, şirketi böyle değerlendirebiliriz ama sonuçta bir lojistik firması gibi bakabiliriz. Bir de özelleştirme kapsamına alınması, biraz evvelki TPAO'nun genelinde konuşurken söylediğimizle işte üst üste oturuyor. Önce rafinerilerin özelleştirilmesi, sonra dağıtım şirketinin özelleştirilmesi.
Şimdi, Türkiye'deki 79 akaryakıt dağıtım şirketine baktığımızda, POAŞ var en başta. POAŞ daha önce TPAO'ya ait bir şirketti ve Türkiye'nin her tarafında yapılanmıştı. Ama POAŞ'a baktığımızda, bir üretim yok ama rafinerisi var, değil mi? Rafineri var ama bir ham petrol üretimi yok; rafinaj işini yapıyor, sonra da dağıtım işini yapıyor.
Diğer şirketlere baktığımızda, OPET, SHELL, BP yani 3 tane şirket alt alta sıralanmış, TOTAL de öyle. Ve bunların hepsi dünyada çeşitli bölgelerde ham petrol arama faaliyetlerini yürütüyorlar. Hemen peşinden, bu ham petrolün işlenmeden önce dağıtılması, rafinerilere ulaştırılması işlemini yapıyorlar. Rafinerilere ulaştıktan sonra, kendi rafinerilerine ulaştıktan sonra rafine ediliyor. Rafine edildikten sonra, çıkan ürünleri de kendi bayilerine veya işte başka dağıtım şirketleri talep ediyorsa onlara ulaştırabiliyorlar. Bir bütün içerisinde yapıyorlar bu kurumlar bunları ve cirolarına baktığımız zaman da gerçekten de büyük cirolara sahip olduklarını görüyoruz.
Şimdi, biz TPAO'nun güçlendirilmesinden bahsediyoruz ama elindeki tüm malzemeyi de bir taraftan alıyoruz. Bana göre, orada özelleştirme anlamında bir yanlışlık yapılmıştır diye düşünüyorum. Şimdi, bu tarafına da bakınca, sadece bu kurum olarak bakınca lojistik sektörü Türkiye'de ciddi anlamda gelişti ve müthiş bir rekabet var. Burada yapılan sadece ürünün depolanması ve depolandıktan sonra da ilgili bayilere ulaştırılması. Sizin kendi bayileriniz dışında bayilere veriyor musunuz, bilmiyorum ama vermiyorsunuz herhâlde, münferit bayilere...
TP PETROL DAĞITIM AŞ GENEL MÜDÜRÜ MUTLU GÜL - Zaten başka bir dağıtım şirketinin bayisinin, kanopisinin altından, deposundan yakıt indirmek yasaktır. Dağıtıcılar arasında yani dağıtım lisansı olana, benim gibi, OPET, BP vesairesine dağıtıcı lisansı kapsamında ürün veriyoruz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şimdi, bu alanda müthiş de bir rekabet var. Bayiler eskiden beş yıllık bir anlaşma yapıyorlardı...
TP PETROL DAĞITIM AŞ GENEL MÜDÜRÜ MUTLU GÜL - On beş yıl yapıyorlardı. 2010 Eylül ayında, Rekabet Kurulu kararıyla on beş yıllık intifa süreleri beş yıla indirildi. Az önce zikrettiğim üzere de 80 tane bayiyi biz 2015 yılında bu süreç kapsamında Türkiye Petrolleri kapsamına dâhil ettik.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bunları transfer etmek için de çok büyük paralar harcanıyor. Ben biliyorum, etrafta bayi olan arkadaşlardan "Devrettik; 2 milyon dolar aldım, 3 milyon dolar aldım bu beş yıllık süreç için." falan diye. Tabii, bir devlet kurumunun bunlarla bu şekilde, büyük şirketlere vererek... Belki 80 tane aldılar ama 180 tane, 200 tane diğerleri almıştır muhtemelen. Küçümsemek için söylemiyorum bunları; rekabet etmesi, kanuna, mevzuata uygun olarak bunları yapabilmesi zorlaştırıyor elini.
BAŞKAN - Kaçıncı oldunuz?
TP PETROL DAĞITIM AŞ GENEL MÜDÜRÜ MUTLU GÜL - 2015 yılında bünyesine en fazla bayi kazandıran 2'nci dağıtım şirketi olduk.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Öyle mi?
TP PETROL DAĞITIM AŞ GENEL MÜDÜRÜ MUTLU GÜL - Evet.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - İyi para veriyorsunuz o zaman. Bizim öyle bir...
TP PETROL DAĞITIM AŞ GENEL MÜDÜRÜ MUTLU GÜL - Yok, onunla alakalı da...
BAŞKAN - Sayın Akar, size de yaranamıyoruz yani.
TP PETROL DAĞITIM AŞ GENEL MÜDÜRÜ MUTLU GÜL - ...Sayın Vekilimin sorusu dâhilinde cevap vereceğim sizinkiyle birleştirerek.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yaranma anlamında söylemiyorum, tablo çiziyorum da onun için söylüyorum.
Hem bayiler anlamında hem de lojistik sektörü anlamında rekabet çok güçlendi Türkiye'de. Ciddi anlamda lojistik sektörü de gelişti, özel sektör. Yani, bu şirketin tek başına TPAO'dan ayrılarak yapılmasını stratejik olarak doğru bulmadığımı ifade etmeye çalışıyorum. Yani, bu şirket iyi işler yapıyor olabilir, kârlılığı artırıyor da olabilir ama bu kârlılık bir TPAO'ya, bir üretim tesisine de yansıyabilirdi. Ayrıştırılması biraz elini zayıflattı, ana şirketin elini zayıflattı.
Sonra, bu şirket... Herhâlde, anladığım kadarıyla daha önce bunun merkezi yurt dışındaydı. Burada başka şirketler, yurt dışında kurulan şirketler toplanmıştı. Herhâlde orada sıkıntılar yaşandı ki Türkiye'ye geldi diye düşünüyorum.
Sonuç olarak, niye özelleştiriyoruz? Kâr da ediyor. Yani, devlete vergisini de veriyor. Zaten devlet petrol istasyonlarını vergi müesseseleri olarak kullanıyor. Niye özelleştiriyoruz? Hani verimsiz olur, dersin... Bütün devlet şirketleri kâr etmek zorunda değildir ama bu şirket de kâr ediyor ayrıca. Bak, ne güzel de şey yapmışlar, diğer şirketlerin önüne geçmişler, 80 tane bayi transferi de yapmışlar. Kamu kurum ve kuruluşlarına da hizmet edebilir ama rekabet o kadar büyük ki uluslararası şirketlerle, kamu kurum ve kuruluşları daha büyük indirimler de alıyor zaman zaman başka şirketlerden. Onu daha da büyüterek, daha da güçlendirerek o rekabet şansını da vermek lazım diye düşünüyorum. Yani, böyle "Gitsin." demek, "Satalım." demek doğru değil diye düşünüyorum. Madem işler yürüyor, kâr da ediyor, iyi de yönetiliyorsa problem yok. Ama buradaki tereddüt Melike Hanım'ın sorularında aslında. Kulağımıza geliyor bazı şeyler, Melike Hanım da bunları sordu. Bunlara da dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Burada, zaman zaman teminatla alınmadığı, teminatlarda problem çıktığı gibi tespitler de var. Bunların bir denetim çerçevesinde veya işte Sayıştay zaten yapıyor bu denetimleri, en aza indirilmesi hatta ortadan kaldırılması gerekiyor diye düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum, başarılar diliyorum.