FATMA BENLİ (İstanbul) - Teşekkür ediyorum hem sunum için hem de Dünya Sağlık Örgütünün bu alanda yaptığı çalışmalar için.

Sonuçta konu çok vahim. Sadece Almanya'da bile 6 bin mülteci çocuğun kaçırılmış olması, bunların fuhuş sektörü ya da insan kaçakçılarının eline düşmüş olması Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı çalışmaların ne kadar değerli olduğunu ya da Türkiye'nin de desteğiyle çok daha fazla çalışmalar yapılması gerektiğini gösteriyor. Ama, bizim bu kadar devasa bir sorunla boğuşabilmemiz için daha somut önerilere ihtiyacımız var. Mesela, siz Şiddete Karşı Eylem Planı'nda kanıta dayalı çalışmalar yapılması gerektiğinden, önlem çalışmaları yapılması gerektiğinden bahsettiniz. Bunun özellikle somut olarak Türkiye'de nasıl uygulanabileceğine ilişkin önerilerde bulunursanız sevinirim.

Ayrıca, Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı araştırmalar çocuğa karşı cinsel istismarın bütün ülkelerde çok yüksek olduğunu gösteriyor. Bizim olayları zamanında öğrenmemiz gerekiyor. Bu noktada, verdiğiniz örneklerde hemşirelerin evlere gitmesi Türkiye'de uygulanabilir bir model olarak göründü bana ama hemşireler gittiği zaman bir sosyal çalışmacı gibi mi davranıyorlar ki ailedeki sorunu tespit edebiliyorlar?

Son olarak, basın-yayın kuruluşlarında çocuğa karşı cinsel istismarın teşvik edilmesi ya da özellikle ifadelerin cinsel istismara yönelmesine yönelik özel bir çalışma var mı? Özellikle, basın-yayın kuruluşlarıyla bu konuda mücadele etmek için bir kampanya ya da herhangi bir somut çalışma önerirseniz sevinirim.

Teşekkürler.