KOMİSYON KONUŞMASI

GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Aslında ben de raporun dışında kısa bir iki şey söylemek istiyorum ama müsaadeniz olursa.

Bunlardan biri bu ring araçlarıyla ilgili. Biliyorsunuz ki "tabut" diye tanımlıyorlar bu ring araçlarını ve ben gerçekten bunun koşulları incelendiğinde ne kadar insan haklarına aykırı bir durum olduğunu görmemizin mümkün olduğunu düşünüyorum. Çünkü çok sayıda insanın bu ring araçlarına doldurulduğuna, hatta bazen de ters kelepçeyle götürüldüklerine ait mektuplar alıyorum ben. Özellikle bu konuyla ilgili bir çalışma yapılmasını rica ediyorum.

İkinci konu, çok hızlı geçeceğim, Sayın Metiner'le gittiğimiz Bakırköy'deki çalışmada özellikle şöyle bir şeye ihtiyaç olduğunu gördük: Mahkemelerin yoğun olduğu günlerde, ring araçlarının dolu olduğu günlerde ama rutin, diyelim, böbrek yetmezliği olan bir hastanın mahkemeye öncelik verildiği için hastaneye götürülmediğinin ve bunun gibi birçok vaka olduğunun şikâyeti yapıldı bize ve oradaki bir infaz memurundan şöyle bir teklif geldi: "Ben yılların memuruyum. Önceden burada bir hastane vardı, bu sorunu mahkûmlara ait bir hastane kurarak çözersek çok doğru olacak."

Bir de şeyle ilgili sorun iletmişlerdi yani bir tahlil bir hastanede var, diğerinde yok, tekrar hasta başka hastaneye yollanıyor.

BAŞKAN - Hangi cezaevi?

GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Bakırköy Kadın Cezaevinde.

Dolayısıyla, bir hekim olarak bu çok dikkatimi çekmişti. Gerçekten çok reel çünkü o hasta o tetkik olmadığı için orada tekrar geri yollanıyor, on gün sonra tekrar sil baştan başka bir hastaneye yollanıyor. Bununla ilgili bir çalışma yapılırsa ben doğru bir teklif olduğunu düşünüyorum.

Üçüncü bir konu da bana gelen bir mektuptu. Aslında, bu çok uzun süre oldu geleli, başka mektuplar da var ama ben size ileteceğim Sayın Başkan bu mektubu. Bu mektup da Düzce Cezaevinden gelmiş. Cezaevindeki kişi eroin kullandığını, serseri bir hayatı olduğunu, yoldan çıktığını yazmış. Ardından da Filistin, Gazze, Çeçenistan, Afganistan, Bosna-Hersek, Suriye gibi ülkelere gidip Sünni cihatçı kardeşleriyle aynı saflarda savaşıp cihat çağrısı yapıyor. Bu mektubun aynısı ikinci kez geldi bana ve mektubu geri ilettim. Zarfının üzerinde de bana bir kadın olarak yola gelmemle ilgili kadınsal iletiler iletiyor, okumayacağım burada ben ancak şu ilgimi çekti: Ben Mecliste bir Vekilim. Bu mektupların birçoğunun... Birçok cezaevindeki tutuklu arkadaş -ya da "mahkûm" diyelim- Sayın Metiner'le gittiğimizde bize şunu iletiyorlar: "Bizim mektuplarımız ulaşmıyor ya da geç ulaşıyor ya da çiziliyor." Ama ben bir Vekilim, böyle tehdit içeren bir mektup Türkiye Büyük Millet Meclisine, bana gelebiliyor. Bunu size ileteceğim, takdirinize bırakıyorum ben.

ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Üzerinde "Görüldü" var mı?

GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Var.

LEYLA ŞAHİN USTA (Konya) - Bana da gelmişti aynı şekilde bir mektup.

GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Öyle mi? Ben bilemiyorum tabii.

LEYLA ŞAHİN USTA (Konya) - Hiçbir şey çizilmemiş yani hiçbir müdahale yapılmamış, olduğu gibi, böyle çirkin bir mektup gönderilmiş.

GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Evet, aynı şekilde ikincisi gelince aynı kişiden, ben mektubu hiç açmadan geri iadeli yolladım. Sizin takdirinize ileteceğim.

BAŞKAN - Siz bunu iletin, biz takibini yapalım, size de bilgi verelim konuyla ilgili.

GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Buradaki sorun şu: Bu mektupları denetleyenlerin biraz daha bence kontrollü olmaları gerektiği.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Mektup okuma komisyonu var, görevini yapmıyor.

GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Yapmıyor demek ki.

BAŞKAN - Tamam mı Gamze Hanım, sözünüz bitti mi?

GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Bu kadar, teşekkür ederim.