KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, Komisyonumuzun saygıdeğer üyeleri, değerli milletvekilleri ve misafirler; öncelikle Sayın Başkanım, ben mümkün olduğu kadar İç Tüzük 26 ve 29 çerçevesinde Komisyonun gündemiyle ilgili konuda konuşmak istiyorum.

Bu siyaset sorun çözme sanatı. Bugün yargıda birçok sorun var. Bu sorunlarla ilgili, Adalet Komisyonumuzda bundan önce belirli kanunları görüştük, bunların bir tanesini kanunlaştırdık, tasarıları, Bilirkişilik Kanunu Tasarısı'nı görüştük, bugün de Yargıtay ve Danıştay Kanunlarındaki değişikliği görüşeceğiz.

İstinaf mahkemelerinin adli tatil itibarıyla 7 bölgede faaliyete geçecek olması ve zannediyorum bugün 1.100 civarında birinci sınıf hâkimin, kıdemli, tecrübeli hâkimlerin bu mahkemelerde görevlendirilmiş olmasından sonra Yargıtaya gelecek iş yüklerinde ciddi manada -hem Yargıtayda hem Danıştayda- azalma olacak. Yargıtayda yaklaşık yüzde 80, Danıştayda da yüzde 70 civarında azalmalar olacak. Bu azalmalar çerçevesinde de hem Yargıtayın hem de Danıştayın mevcut daire sayısının da üye sayısının da azaltılması bu kanunla öngörülmekte.

Burada önemli bir husus daha bu kanunla getiriliyor. Yargıtayda ve Danıştayda -yüksek mahkemelerde- Anayasa Mahkemesi gibi on iki yıllık bir üyelik süresi öngörülüyor. Ben mesleğe ilk başladığımda, hatırlıyorum, Ankara'da bir ticaret mahkemesi başkanı 39 veya 40 yaşında Yargıtay üyesi seçilmişti. Dolayısıyla yirmi beş yıl, yirmi altı yıl yüksek mahkeme üyeliği yapıyor. Alttan gelen insanların seçilmesi bu durumda fevkalade zorlaşıyor. Bugün on iki yıl getirilmiş olmakla, 65 yaşında emekli olunacağına göre 50 yaş civarındaki kıdemli hâkimlerin daha ziyade Yargıtaya ve Danıştaya aday olma hususu gündeme gelecektir. Eğer daha erken seçilebilirse yeniden kürsüye dönmeyi düşünmeyen insanlar mümkün olduğu kadar o yaş grubunda yüksek mahkemeye seçilecek ve bu şekilde de görev yapacaktır. On iki yıllık süreyi de bazı arkadaşlarımızdan çok bulanlar oluyor. Hukuk istikrarı ve içtihat güvenliğinin, yargı güvenliğinin oluşması açısından -şahsi kanaatim- doğru bir süredir hem de Anayasa Mahkemesindekiyle bir paralellik getirilmiştir, doğru bir uygulama yapılmıştır.

Burada Anayasa'ya aykırılık iddiaları ileri sürüldü. Anayasa'nın hem 154 hem 156'ncı maddesindeki Yargıtay ve Danıştay üyelerinin, dördüncü fıkralardaki başkanların, başsavcıların, birinci başkan vekillerinin Anayasa'daki dört yıllık görev süresi belirlenmiş olması münasebetiyle bu kişilerin istisna kılınmış olması Anayasa'ya uygun bir düzenlemeyi burada içermektedir, dolayısıyla doğru bir iş yapılmıştır. Yargıtay ve Danıştaya seçilecek kişiler yine Anayasa'ya uygun bir şekilde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından mevcut Danıştay ve Yargıtay üyeleri içinden seçilecektir. Bu da Anayasa'ya uygun bir düzenlemeyle yerine getirilmiş olacaktır. Seçilemeyen üyelerin mali hakları korunacak.

Burada şöyle bir şahsi düşüncem de var Sayın Bakanım. Mali haklar, benim bildiğim Yargıtay ve Danıştay üyeleri birinci sınıf hâkimlerle aynı mali haklara sahip yani ilave bir mali hak yok. Dolayısıyla, "mevcut haklarıyla" kavramı daha doğru olabilir diye düşünüyorum. Bu sebeple düzenleme teknik olarak daha makul ve mantıklı olabilir. Bu hususu yüksek heyetin de bilgilerine sunayım.

Diğer konularda ayrı ayrı maddelerle ilgili hususları söyleyeceğiz. Ama şunu bilmeliyiz: Bugün Yargıtayda ve Danıştayda, bilhassa Yargıtayda 516 olan üye 300'e düşürülecek, süreç içinde, üç yıllık süre içinde de 200'e düşürülecek. İstinaf mahkemelerinin uygulamaları ve Yargıtaya gelen iş yükünü de dikkate aldığımızda inşallah bu hedefler yerine gelir ve Yargıtay gerçek bir içtihat mahkemesi hâline gelerek istinaflarda oluşan içtihat ayrılıkları ve kendilerine istinafı aşan sınırdaki temyizlerle ilgili çok daha güzel içtihatlar oluşturur.

Bugün iş dairelerine baktığımızda veyahut da İcra iflas dairelerine baktığımızda 30 bin, 40 bin, 50 bin dosyası olan daire var. 50 bin, yıllık tabii. Bunlar saniyelere, dakikalara bölünecek rakamlar. Bunlar ayrı istigraflarda görüşülerek inşallah çok daha adil, hızlı, kararlar verilmesine vesile olur.

Az önce gene -bu kanunun geneliyle ilgili söyleyeceklerim bunlar- bir çekimle ilgili konu söylendi. Geçen Anayasa değişikliğinde gördüm, CHP'den milletvekili arkadaşlarımız bunların tamamını iPad'le çektiler ve yayınladılar. Youtube'a yazın ve... Ben İstanbul Milletvekili arkadaşımıza da bunun doğru olmadığını, burada bazen milletvekilliğinin mehabetine, bu yüce makamın mehabetine yakışmayan sözlerin de, fiillerin de olabildiğini, bunun bizi yüceltmediğini, Meclise olan saygınlığı artırmadığını, tam tersine azalttığını söyledim ve mümkün olduğu kadar... Meclisteki Genel Kurul zaten canlı yayınla sürekli veriliyor. Muhalefetin iktidara göre çok daha fazla söz alma ve konuşma hak ve imkânı var. O sebeple, buradaki konuşmaları canlı yayınla vermek bizlere çok katkı sağlamıyor. Genel Kurulda bu imkânları kullanmak çok daha mümkün. Burası gerçekten bir teknik komisyon. Bu kanunu daha iyi çıkarmamız, daha iyi olmasıyla ilgili öneriler varsa diğer kanunlarda yapıldığı gibi -Sayın Bakanımız bu konuda son derece hoşgörülü ve yapıcı- onların da olacağı kanaatindeyim.

İnşallah yüksek yargımıza hayırlı, verimli ve iyi bir kanun çıkarmış oluruz diyorum, teşekkür ediyorum.