KOMİSYON KONUŞMASI

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, sayın milletvekilleri, Orman ve Su İşleri Bakanlığının ve bürokrasimizin değerli temsilcileri, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

"Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine." Bu hasret bizim ve bu dilek de benim. Su gibi aziz olasınız diye sözlerime başlıyorum değerli arkadaşlar.

Şimdi, bu benim dileğim ve okuduğum şiir. Yalnız, iktidarınızın bir şiiri ve şarkısı var Sayın Bakan. Hani çocuklar söyler ya: "Uzun ip belimizde, baltalar elimizde/ Biz gideriz ormana." Şimdi, sunuma biraz da bunu eklemek gerekiyor.

Çal Dağı'nı iyi biliyorsunuz, bildiğiniz kanaatindeyim ve sık sık da gündeme geldi. Bugün Orman ve Su İşleri Bakanlığı münasebetiyle, biraz sonra da yine Genel Kurulda verilen bir araştırma önergesi münasebetiyle Çal Dağı'nı ve Manisa Turgutlu Ovası'nı konuşacağız.

Bilindiği üzere, Çal Dağı Türkiye'nin en verimli ovalarının ortasındadır. Bu ovalar da Turgutlu, Ahmetli, Alaşehir, Salihli, Saruhanlı...

BAŞKAN - Gediz Ovası.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Gediz Ovası; genel hatlarıyla. Artık, üzümden zeytine, aklınıza gelebilecek her türlü tarımsal ve bitkisel ürün yetiştirilmekte ve ülkemiz tarımında da çok özel bir yere sahiptir. Bu Çal Dağı'nda düşük tenörlü nikel madeni var. Önce Bosphorus, sonra Sardes, sonra da Çaldağ Nikel Anonim Şirketi ismini alan maden işletmesine, 2006 yılında, Türkiye'nin en verimli ovalarının ortasında açık liç yöntemiyle nikel madeni çıkarılması izni verildi. Elbette hepimiz ülkemizin madenlerinin değerlendirilmesini isteriz ancak bunun temel şartları vardır, öncelikle tabiatın korunması mecburiyeti vardır. 2011 yılında Sardes şirketi işletme hakkını, Çaldağ Nikel AŞ adıyla kurulan şirkete devretti. Sivil toplum örgütlerinin verdiği mücadele sonucu, 3 Nisan 2009 tarihinde orman tahsis izni Manisa İdare Mahkemesinin kararıyla iptal edilmiştir. Çaldağ Nikel Şirketinin işletme hakkını devralmasından sonra, Manisa İdare Mahkemesinin orman tahsis iznini iptal kararına rağmen, 5 Haziran 2012 tarihinde bölgede ağaç kesimlerine yeniden başlanmıştır. Zannediyorum, o tarihte de siz yine Bakandınız.

Bu Çal Dağı fotoğrafları da var, bunları da takdim ederim. Şimdi, bir mevcut ve eski hâlini gözümüzün önüne getirelim, bir de nikel maden ocakları açılmaya başladıktan sonraki hâli içler acısı. Artık kaç yüz bin yılda yerine konulabilir, bunu bilmek mümkün değil ve bu faaliyetler sonucunda Çal Dağı'nda sülfürik asitle, açık liç yöntemiyle -belirttiğim gibi- nikel çıkartılarak 8 bin tanker yükü, yaklaşık 15-18 milyon ton sülfürik asit kullanılacağı ifade edilmektedir uzmanlar tarafından. Yine, nikel madeni çıkartılması sonunda neredeyse Marmara Gölü'nün yarısı kadar sülfürik asit Turgutlu'nun toprağına, havasına ve suyuna karışacaktır. Sülfürik asit havuzundan, sülfürik asit sızmasından ve oluşacak asit yağmurlarından dolayı Akhisar, Alaşehir, Salihli, Turgutlu ve Manisa'dan İzmir'e kadar uzanan coğrafya bir tehdit altındadır.

Yine, günde 153 ton kükürt, sis ve buhar olarak havaya karışacak, suyla her yerde nemle karşılaşılan yerlerde aside dönüşecek. Günde 12 bin ton su tüketecek maden işletmesi ve bu su Gediz Nehri'nden ve sondaj çalışmalarıyla yer altından çekilecek ve bunun sonunda Çal Dağı eteklerinde yer altı suyu düzeyi de düşecektir. Yer altı sularının havuzun ihtiyacı için kullanılması ovayı ve çevreyi, il ve ilçeleri besleyen su kaynaklarının kurumasına neden olacaktır. Bakın, hem ormanlar gidiyor hem su. Açık liç yönteminde kullanılacak açık havuza alan açabilmek için dağ üzerindeki ormanlık alandan 300 bin ila 2 milyon arası ağaç kesileceği ifade ediliyordu, zaten 250 bini kesildi, bunun artık sayısının 2 milyona kadar gideceği ifade ediliyor. Bugüne kadar yapılan açıklamalar inandırıcı olmadığı için bu açık ağaç kesimiyle ilgili verilecek rakamlar lütfen samimiyetle verilsin ve inandırıcı olalım.

Yine, bu maden çalışmaya devam ederse 32 adet açık liç havuzu yapılacak. Bunlardan nasıl kurtulunacağı ise ayrı bir soru işareti ve proje sonunda 2 milyon 500 bin kamyonluk proses atığı kalacak. Bunların bölgeden uzaklaştırılması 1 milyar 200 milyon liralık bir masrafa yol açacak. Kaldı ki bu nikel madeni neticesinde, güya bu madenin ihraç edilmesiyle 2 milyar dolar bir geliri olacağı ifade ediliyor Türkiye'nin döviz olarak. Yazık değil mi? 2 milyar dolar için kaç milyar dolarlar ve kaç katı feda edilecek ve yüz yıllar boyunca bu feda edilecek. Yine, maden yerleşkesi için kesilen ağaçlar, oyulan araziler erozyonu da hızlandıracak, heyelan riskine de yol açacak ve deprem riskini de artıracaktır.

Çal Dağı için ÇED raporunu alan ENCON isimli şirketin, Gördes'te başka bir firma tarafından işletilen nikel madeni için en az miktarda sülfürik asit kullanıldığı ve çevreye etkinin minimuma indiği gerekçesiyle yüksek basınçla liç yöntemi önerirken, Çal Dağı için açık liç yöntemi önermesini anlamak da mümkün değildir. Dünyada nikel madeni çıkarmak için yüksek basınçlı liç yöntemi kullanılırken Çal Dağı'nda dünyada artık başka hiçbir yerde kullanılmayan açık liç yöntemi kullanılarak insan sağlığına ve doğaya geri dönülemez zararlar verilmektedir.

Bunun karşılığında Turgutlu halkına, Manisalılara da söylenenler şu: İşte bu kadar, 2 milyar dolar geliri olacakmış ve bin kişiye de istihdam sağlanacakmış ve "Biz bunun kefiliyiz." diyorlar yerel politikacılar. İnanın, çok kötü bir söylemdir ve anlayıştır yani siz bu kadar katliamla insanları avutmanın peşindesiniz. Hatta bir ara...

BAŞKAN - Sayın Akçay, biz yerele girmiyoruz değil mi?

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Şimdi, Sayın Başkan, ben tabii sizi kastetmedim.

BAŞKAN - Evet, biliyorum, anladım.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Kimi kastettiğimi de tahmin edersiniz. Söyleyenler de oldu, Sayın Berber girmiyor bu ifade ettiğim gruplara.

Fakat şunu diyenler de oldu yani bana filan söylendi: "Ya Finlandiya'da bir modern yöntem varmış, firma da organizasyon yapacakmış, gidelim, görelim." Ya, böyle bir şey olabilir mi? Firmanın sponsorluğunda "Gidelim, gezelim, görelim." diyor. Yani, neticede tabii kabul etmedik, bizler kabul etmeyince o seyahat de yattı.

Şimdi, Sayın Bakan, Çal Dağı nikel projesinin doğuracağı çevre felaketlerinin farkında olduğunuzu zannediyorum ben, farkında olmamanız mümkün değil. Buna neden izin verdiniz Sayın Bakan, hiç mi vicdanınız sızlamadı? Değer mi? Bu kadar... Yani akıllara zarar. Peş peşe, tamam enerji, tamam maden ama yani bunları çevreyi katletmeden, insanları öldürmeden, sağlığı bozmadan, çevreyi yok etmeden de yapmak mümkün değil mi? Mümkün. Daha evvel söylenilen fakat sizin reddettiğiniz "Biz aşırı derecede baskıların altında kaldık, direnemiyoruz." dediğiniz söylenildi. Siz böyle bir şey söylemediğinizi ifade ettiniz ama bu da zihinlerde kaldı.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yok, öyle bir şey demedim.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bu konu fevkalade önemli bir konu. Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum zaman konusunda.

BAŞKAN - Biz teşekkür ediyoruz.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bir de bir önemli konu daha var. Alaşehir ilçesinin bir Horzumalayaka köyü var. Bundan evvelki bir yasa tasarısı görüşmelerinde de bir vesileyle bir dakika da olsa bu köyün durumunu size aktarmıştım Sayın Bakan. Daha sonradan öğrendiğime göre bunun üzerine gerekli bir araştırma, inceleme yaptırttığınızı da öğrendim memnuniyetle. Tabii, buna ilişkin soru önergesi de verdim ama soru önergesinin tarihi yeni olduğu için herhâlde önümüzdeki günlerde gelir fakat bu konuda ilgililere gerekli bilgiyi vermeleri için çalışmaları yaptırdığınızı da biliyorum.

Şimdi, 17 bin dekar kırık orman, 11 bin dekar 1.350 rakımda yaylak var. Yüzde 30 eğimin altındaki orman 6.200 dekar. Bölgede toplam 1.981 dekar tapulu, 585 dekar 2/B arazisi, 84 dekar kayıtsız arazi, 100'e yakın ev, 100 adet de ağıl bulunmaktadır büyükbaş küçükbaş hayvanlar için. Kavaklıdere Horzumalayaka ve Göbekli mahalleleri olmak üzere, birçok mahalle bu kaynaktan içme ve kullanma sularını temin etmekte ve bu 685 dekar alan bu kaynaktan sulanmaktadır; 13.400 kestane, 2.450 ceviz ve elmalık alan ve yem bitkileri ve sebzeler bu kaynaktan gelen sularla sulanmaktadır. Yine, 23 bin küçük ve büyükbaş hayvan bu su kaynaklarını kullanıyor.

30 Mart 2014 seçimleri öncesinde Manisa İl Özel İdaresi tarafından Horzumalayaka Mahallesi'ndeki yaklaşık 22.400 dekar alan 2013-2043 yılları arasında otuz yıllığına özel bir şirkete kiralanmıştır. Şirket bu alanda şişeleme dolum tesisi yapmak için çalışmalar başlatmıştır. Bu kapsamda önce vatandaşların suyu kesilmiştir. Suyun kesilmesi sonucu kestanelik, kiraz, elma ve ceviz bahçelerinde kuruma başlamıştır. Bu arazide 37 adet irili ufaklı su kaynağı vardır ve söz konusu şirket bu arazide 21 kaynağın önüne "kaptaj" denen su deposu yapmayı planlamaktadır. Şu anda 5 kaynağın önüne su deposu yapılmıştır. Oysa, su deposu yapılan 1,5 litre/saniye debili kaynak Manisa ili özel idaresi tarafından 31 Temmuz 2013 tarihinde oy birliğiyle Horzumalayaka ve Göbekli köylerine tahsis edilmiştir. Yine, aynı şekilde özel şirket tarafından...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

(Oturum Başkanlığına, Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiç geçti)

BAŞKAN - Lütfen toplar mısınız.

Buyurun.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Toparlayacağım Sayın Başkan.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Tam neresi bu? Alaşehir...

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Horzumalayaka.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Alayaka?

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Horzumalayaka, bitişik, Horzumalayaka.

Geçen, yine, bir Plan Bütçe çalışmasında çok kısa dile getirmiştim Sayın Bakanım, yani, bilginiz dâhiline giren bir husus.

Yine, bu şirket tarafından önüne depo yapılan 1,3 litre/saniye debili kaynaktan çıkan su Maliye Bakanlığı Millî Emlak Genel Müdürlüğü tarafından 3 Ağustos 2013 tarihinde Kavaklıdere Belediyesine tahsis edilmiştir. Dolayısıyla, şirketin bu kaynaklarının önüne su deposu yapması yasal görünmemektedir.

Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı 7/11/2013 tarihinde Horzumalayaka köyü Kayadibi mevkisindeki 1 no.lu kaynaktan örnek almıştır. Bu örnek sonucuna göre, bu suyun toplam mineralizasyonu litrede 1 gramın altında kaldığından bu kaynak tıbbi yönden mineralli su tanımına girmez.1/12/2004 tarih ve 25657 sayılı Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik'in 25'inci maddesine göre de sodyum diyetine uygun, düşük mineralli su grubunda olduğu belirtilmektedir. Orman Genel Müdürlüğü İzmir Orman Bölge Müdürlüğü tarafından Horzumalayaka Yaylası'ndaki sular için 500 metrekarelik kaynak alanı ve 6.558 metrekarelik ulaşım yolu olmak üzere toplam 7.058 metrekarelik tesis izni verilmiştir.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2'nci Bölge Müdürlüğü Horzumalayaka Tarımsal Kalkınma Kooperatifine gönderdiği 20 Haziran 2014 tarihli yazısında...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen toparlayın.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

...firma tarafından yapılan, kaynak noktalarına yapılan kaptajlar arasında ve kaptajlardan alt kodlarla içlerinde toprak havuzlar olan orman içinde tarım alanlarının olduğunu, kaynak sularının kadimden kaptaja alındığını yani geçmiş zamanda toprak havuzlara aktarılarak o mevkideki arazileri işleyen kişiler tarafından kullanıldığını, kaynağa yakın olanın öncelikli su kullanım hakları olduğu gibi suya komşu olanın arklar, mecralar ve benzeri iletişim vasıtaları ile faydalanma haklarının mevcut olduğunu, bu nedenle tarım alanları için su hakkı olduğunu, kadim haklar ve öncelikli hakların korunması gerektiğini de bildirmiştir.

Sayın Bakan, şimdi, Horzumalayakalılar, Alaşehirliler bu sorunun mutlaka, bir şekilde çözülmesini beklemektedirler. Bu konuda Bakanlığın vaziyet almasını bekliyor, hepinize saygılar sunuyorum.