KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, Komisyonumuza Bakanlık statüsü sebebiyle meydana gelen boşalmaya dayalı olarak bir üye arkadaşımız, Kerem Ali Sürekli, İzmir Milletvekilimiz geldiler. Hoş geldiler, başarılar diliyoruz.

Ben, Komisyon üye bölge mensubiyeti bakımından İzmir renginin yoğunlaşmaya başladığını görüyorum Kerem Ali Bey.

Başarılar diliyorum.

Aziz arkadaşlar, zamanın yapısı, içeriği bakımından herhangi başka zamandan farkı olmaz. Ama öyle zamanlar var ki o zamandaki gelişmeler, süreçler, olaylar itibarıyla özel anlam kazanır. Ben bugün hukuk tarihi, siyaset tarihi ve toplum mühendisliği, sosyolojisi, tarihi bakımından önemli bir oturum icra edeceğimizi düşünüyorum. Bu oturumun içerdiği sorunlar ekseninde, arkadaşlarımızın çok verimli, ışık tutan, müzakeremizin rasyonellik motifini artıracak beyanlarda, fikirlerde, görüşmelerde bulunacağını düşünüyorum.

Hakkı Bey'in Başkan Vekilliğinde, benim Başkanlığım döneminde, yüksek mahkemelere yönelik 4'üncü düzenleme. Burada elbette ki bir soruna işaret ediyor bu. Öğreneceğiz, konuşacaklar, Muhterem Bakanımız bize açıklamalarda bulunacaklar. Yüksek mahkemelerde bu sorun, hukuki gelişime ayak uyduramama sorunu mudur? Bir içtihat mahkemesi niteliğine ulaşamaması sorunu mudur? Değerlendireceğiz. Bir istinaf uyarlaması sorunu mudur? Elbette ki hepimiz değerlendireceğiz. Yoksa, çoğu zaman dillendirilmekten kaçılan bir adalet ve yargı patolojisiyle karşı karşıya mıyız? Bunların hepsini açık açık tartışacağız. Ama bu soruları sormakta, bu sorunları dile getirmekte, ömrünü adalet dünyasında savunma diyalektiğinde tüketmiş olan bir kardeşiniz olarak bir sevinç, bir mutluluk içerisinde olduğumu söyleyemem.

Bu yüksek kurumları Türk hukuk dünyasına kazandıran Ahmet Cevdet Paşa'nın yaşam haritasını, fikir dünyasını ve Yargıtay ve Danıştay kuruculuğundaki büyük emeğini şu anda gözlüyor, yaşıyor ve hatırlıyor gibiyim. Yine, Cumhuriyet Dönemi'nde isimsiz bir kahraman, alt normların Anayasa'ya aykırılığının Anayasa Mahkemesi olmaksızın incelenebileceğini dile getiren merhum Refik Gür'ü... Ki karar verdiği tarihte ben eksi 1 yaşındaydım. Muhteşem eserler vermiştir, incelemiştir, ufuk açmıştır. Bu tür hâkimleri arıyorum, bu tür bilim adamlarını arıyorum, bu tür hukukçuları arıyorum. Ben Türkiye'de bir hukuk boşluğunun değil, hukukçu açığının bulunduğunu düşünüyorum ve inşallah, Komisyonumuzun çok seviyeli, tutarlı, konjonktürün hararetine kapılmaksızın aşkın zamanlı norm üretilişi anlayışı içerisinde geleceğe yöneleceğini, öz sorgumuzu doğru yapacağımızı düşünüyorum.

Komisyonuma tekrar başarılar diliyorum.

Mutadım değil ama tarihî bir olayla karşı karşıya olduğumuz için bu dibaceyi, bu başlangıcı zaruret içerisinde arkadaşlarımla paylaşmak istedim.

Cemal Bey, siz mi şey diyorsunuz?