| Konu: | Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 17.07.2021 |
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye'nin turizmi teşvik konusunda çok büyük bir birikimi vardır. Çok eski tarihlerden bu yana Türkiye Cumhuriyet hükûmetleri turizmi teşvik etme konusunda önemli adımlar atmıştır. İlk adım, Mart 1950 tarihinde çıkarılan 5647 sayılı Turizm Müesseselerini Teşvik Kanunu'dur, Demokrat Partinin iktidara gelmesinden önce Cumhuriyet Halk Partisinin son iktidar döneminde çıkarmış olduğu bir kanundur. 1953 yılında Demokrat Parti Hükûmeti 6086 sayılı Turizm Endüstrisini Teşvik Kanunu çıkarmıştır ve 1982 yılında -Millî Güvenlik Konseyi Dönemi- Bülend Ulusu Hükûmetinin Başbakanlığında, o olağanüstü dönemde bugün yürürlükte olan 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu çıkarılmıştır. Turgut Özal döneminde turizmi teşvik konusunda çok ciddi uygulamalar yapılmıştır. Örneğin, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu kullanılmak suretiyle turizm yatırımlarına karşılıksız fon desteğinde bulunulmuştur. Turizm gelirlerinin belli bir yüzdesinin kurumlar vergisinden istisna edilmesi yoluyla turizm sektörü teşvik edilmiştir. Bunların hepsi çok güzel uygulamalardır.
Sayın Başkan, saat işlemiyor ama...
BAŞKAN - Evet, orada bir arıza var.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Herhâlde sınırsız bir konuşma sürem var, çok teşekkür ediyorum bu güzel davranışınıza.
BAŞKAN - Karşıdaki saati kullanıyoruz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Bugün geldiğimiz dönemde, görüşmekte olduğumuz bu yasa teklifi, Turizmi Teşvik Kanunu'nda bazı değişiklikler içeriyor ancak gördüğüm şudur: Doğal kaynaklarımıza gelişigüzel, plansız, âdeta çok vahşice bir saldırı yapılmaktadır. Örnek veriyorum: Teklifin 4'üncü maddesine göre, devletin hüküm ve tasarrufunda olan bütün yerler günübirlik turizm tesisi yapılmak amacıyla Kültür Turizm Bakanlığınca yatırımcılara tahsis edilebilecektir. "Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki bütün yerler" deyince, bütün kıyıları -bakın, bütün kıyıları- siz turizm yatırımcılarına tahsis ettiğiniz anda herhangi bir vatandaş kıyılardan denize girme imkânına sahip olamayacaktır. Oysa kıyılar, Anayasa'mıza göre, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır yani devlet bunu toplumun yararlanması için korumak, gözetmek zorundadır. Aynı madde yani 4'üncü madde, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler olarak tescil dışı yerleri de günübirlik turizm yatırımı için tahsis etme imkânını getirmektedir. Oysa tescil dışı yerler önce hazine adına tescil edilir. Kamu taşınmazlarının yönetimiyle ilgili, Millî Emlakla ilgili bu temel kural, maalesef, bu teklifi hazırlayanlar tarafından bilinmemektedir; daha önce bir başka maddede de bunun örneğini gördük.
Bugün turizmde yaşadığımız en önemli sorun Türkiye'nin ucuz turizm ülkesi olmasıdır. 2002 yılında Türkiye'ye gelen turistin harcamış olduğu miktar kişi başına 850 dolardır, bugün Türkiye'ye gelen turistin kişi başına harcadığı rakam 666 dolardır, 2020 yılını pandeminin turizmi olumsuz etkilediği bir yıl olması nedeniyle 2019 rakamını veriyorum. En önemli sorun budur. 2019 yılında Türkiye'ye 52 milyon turist gelmiş ve 34 milyar dolar döviz geliri elde etmişizdir. Bu 34 milyar dolarlık geliri biz 2014 yılında 41 milyon turistten elde etmiştik, bugün aynı rakamı yani 2019 yılı için aynı rakamı 52 milyon turistten elde edebiliyoruz. Türkiye'ye gelen turistin kompozisyonu değişmiştir, çok para harcayan turistten az para harcayan turiste Türkiye yönelmiştir. Avrupalı değil, az para harcayan Asyalı turist Türkiye'ye gelmeye başlamıştır. Turizmde kalitenin yükselmesi ve kişi başına daha fazla turizm geliri elde edilmesi Türkiye'nin temel hedefi olmak zorundadır. Bu madde, görüştüğümüz madde, 2007 yılında Turizmi Teşvik Kanunu'nun 8'inci maddesinin bazı hükümlerini Anayasa Mahkemesinin iptal etmiş olması nedeniyle...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Sayın Başkan, toparlayabilir miyim efendim.
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - ...ortaya çıkan boşluğu gidermek amacıyla çıkarılmış olan bir yasanın -o tarihten itibaren yani bu maddede belirtilen tarihten itibaren- o 15/5/2008 tarihinden itibaren yapılacak yatırımlarda emsal oranının, emsal katsayısının yüzde 30'a indirilmiş olması nedeniyle çıkan bir sorunu çözmek amacıyla getirilmiştir ancak bu sorun için getirilen çözüm Anayasa Mahkemesinin o kararı karşısında tartışmalıdır çünkü ondan önce, 15/5/2008 tarihinden önce bu arazilerdeki emsal oranı yüzde 40'tı. Anayasa Mahkemesi kararına uyum sağlamak için yüzde 30 emsalin getirildiği bir yerde, efendim "Eskiden yapılan tahsislerde yatırımcılar, eski inşaat oranı geçerli olmadığı için, emsal oranı geçerli olmadığı için, bu yatırımı, yenileme yatırımını yapmıyor." demek çok gerçekçi değil, Anayasa Mahkemesi kararı karşısında da tartışmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)