| Konu: | KKTC Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı'nın başkanlık sistemine geçmeyi planladıklarıyla ilgili sözlerine, Yunanistan'ın Doğu Ege adalarının silahsızlandırılmış statüsünü ihlal ettiğini belirten eylemleriyle ilgili Türkiye'nin Birleşmiş Milletlere gönderdiği mektuba, Dışışleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Suudi mevkidaşı Faysal bin Ferhan'la görüşmesinde salona Türk Bayrağı asılmamasına, Kurban Bayramı'nı kutladığına, Uşak'ın sorunlarına ve eksik okunan önergelerinin tekrar okunarak görüşülmesini talep ettiklerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 17.07.2021 |
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ismiyle birlikte Anayasa'yı da değiştirip başkanlık sistemine geçmeyi planladıklarını ifade etmiş. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'a Lefkoşa'da bir saray yaptırması için birtakım tavsiyelerde bulunuyordu, nedeni ortaya çıktı. Başkanlık sisteminin olmazsa olmazı saray çünkü "Önce sarayı yapalım, sonra başkanlık sistemine geçeriz." demiş. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin adı değişecek, başkanlık sistemi gelecek.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için ömrünü Kıbrıs Türk halkına ve davasına adayan merhum Rauf Denktaş'ın ve Küçük'ün kemikleri sızlıyordur. Kudreti varken rahmetli Denktaş devlet başkanı olabilirdi, kendisine Lefkoşa ya da Girne'de manzaralı bir saray da yaptırabilirdi. Türkiye'de tek adam sisteminin ülkeyi getirdiği nokta ortada, şimdi bu kez de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde, yavru vatanda yavru tek adam sistemine geçiliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde mafyanın ne kadar etkili olduğunu biliyoruz. Yarın o suç örgütleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde koltuğa otursa ne olacak, o tek adam sisteminde? Ya da bir gün bir çılgının gece yarısı kararnamesiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkiye'yle ilgili Türkiye'yle ipleri koparırsa ne olacak? Bu yüzden tek adam sistemi, Kıbrıs Türküne çok çektiren o Enosis sapkınlığı kadar tehlikelidir. Umarım, böyle bir hatadan bir an önce dönülür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Türkiye, Yunanistan'ın Doğu Ege adalarının silahsızlandırılmış statüsünü ihlal ettiğini belirten eylemler hakkında Birleşmiş Milletlere mektup göndererek şikâyette bulundu. Türkiye'nin Birleşmiş Milletler nezdindeki daimî temsilcisi Feridun Sinirlioğlu imzasıyla Genel Sekreter Guterres'e hitaben bir mektup yazılmış, o mektupta diyor ki: "Bir kez daha dikkatinize getirmek isteriz ki Yunanistan, Ege ve Akdeniz'deki adaların silahsızlandırılması konusunda ilgili anlaşmalardan doğan yükümlülüklerini yerine getirmemektedir." Bakın, söz konusu Ege'deki millî menfaatlerimiz ve mavi vatansa Türk milletinin, hakkı olanı söküp alacak dirayeti vardır. Dirayeti olmayan, Birleşmiş Milletler duvarında ağlayan iktidarın kendisidir; Türk milletinin bizatihi kendisi değildir, iktidardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Başkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Ege'deki Türk adalarına sahip çıkamayan ve Yunanistan'ın 18 tane adamızı işgaline seyirci kalan iktidarın Birleşmiş Milletler kapısında sızlanmaya hakkı yoktur. Yunanistan'ı yeterince şımartan bu iktidar artık Ege'deki gaflet uykusundan uyanmalıdır. Yunan sınırında, hemen Dedeağaç'ta kurulan ABD üslerini görmezlikten gelmek, burnumuzun dibindeki silahlandırılan adaları yok saymak Türkiye'yi hazırlıksız yakalanacağı bir mecraya sürüklemek demektir. Bunun adı "dış politika" değildir arkadaşlar; bu, ihanettir. Bu konuda bu gaflet uykusundan bir an önce uyanmaya davet ediyorum iktidarı.
Özbekistan'da Suudi mevkidaşı Faysal Bin Ferhan'la bir araya gelen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun görüşmesinde Türk Bayrağı detayları dikkati çekti, ben size de göstereyim. Mayıs ayındaki görüşmede toplantı salonunda iki ülkenin de büyük bayrağı bulunurken dün yapılan görüşmede -eğer bu bir "photoshop" değilse, bunu da özellikle parantez açıp söylüyorum- salonda yalnızca büyük bir Suudi Arabistan bayrağı var, küçük bir Türk Bayrağı'nın sehpaya yerleştirildiğini gördük.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Ya arkadaşlar, dış politikadaki başarısızlığınız ve ülkeyi her geçen gün daha da kötüye götürmeniz nedeniyle artık saygı duyulmamayı geçtik, şehit kanlarıyla boyanmış bayrağımız yok sayılma noktasına geldi. Gerçekten çok üzücü, gerçekten Türk milletinin sinirlerini çok bozacak. Türk milletini gerçek anlamda üzecek bir durum yaratanlara buradan sesleniyorum: Aklınızı başınıza devşirin.
Meclis tatile girmese de vatandaşlarımız için dokuz günlük Kurban Bayramı tatili başladı. Dolayısıyla, yine trafik yoğunluğu yaşanıyor. Bayram tatilinde memleketlerine ve tatil bölgelerine gitmek için yola çıkanlar nedeniyle şehirler arası yollarda yoğunluklar yaşanıyor. Her bayram tatilinde üzücü haberler alıyoruz trafik kazaları nedeniyle.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Vatandaşlarımız dikkat etsin, gidecekleri yere geç gitsin ama dikkatli gitsin, bayram tatili zehir olmasın.
Biz burada çalışmaya devam edeceğiz, muhtemelen kurbanlarımızı buraya getireceğiz, bahçede hep beraber bayram günü kurban keseceğiz gibi görünüyor. Bu vesileyle, şimdiden vatandaşlarımızın Kurban Bayramı'nı kutluyorum.
Son olarak, Uşak'tan söz etmek istiyorum müsaadenizle Sayın Başkanım. On beş yıldır açık altın madeni işletmeciliği yapılan Uşak'ta, Uşak Kışla Dağı'ndaki ÇED raporlarında öngörülmeyen çevre kirliliği yaşanıyor. Ciddi büyüklükte bir alanın tahrip edildiği bölgede 1 kilometre genişliğinde, 350-400 metre derinliğinde bir çukur oluşmuş vaziyette. Tahrip edilen bölge Uşak merkez yerleşiminin dörtte 1'i kadar büyük. Altın madeni işletmesi bölgede ekolojik dengeyi ciddi anlamda bozmuş. Kanser vakaları ve hayvan ölümleri dikkate değer bir şekilde de artmış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Başkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Bu olumsuzluklar göz önündeyken bir de Uşak'ın akciğerleri konumundaki Murat Dağı'nda maden işletmeciliği hayalleriyle doğa katliamına zemin hazırlanmaktadır. Kışla Dağı'ndan yıllık yaklaşık 13 ton altın üretiliyor. Bu altın madeni işletmesi istihdam dışında Uşak'a bir gram katma değer sağlamıyor.
İktidar Uşak'ı gözden çıkarmış. 3 trilyonluk Uşak Havalimanı hazine garantili yap-işlet-devret mantığıyla yapılan Zafer Havalimanı'na kurban edilmiş. Havaalanının atıl hâle gelmesi, hem Uşak halkına hem de Uşak ticaretine olumsuz etki yapmış.
Uşak yöresinde oluşturulan sanayi sitelerinin sıvı atıklar için kurulan arıtma tesisleri verimli değil, çevre kirliliği o yüzden çok fazla. Gediz ve Menderes havzaları giderek aşırı derecede kirlenmekte. Yaklaşık 3 milyon insanımız bu olumsuzluklardan etkilenmektedir. Uşak'la ilgili bu konularda Hükûmetin dikkatini çekmek istiyorum.
Sayın Başkan, bir sözüm de size, Divanınıza.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Dün önergelerimizin okunması esnasında önergelerimizi buradan takip eden arkadaşlarımız önergelerimiz okunurken paragraf atlanarak birkaç defa okunduğunu tespit etti. Bu konuda, Tutanak Hizmetleri Başkanlığından tutanakları istedik ama gördük ki Tutanak Hizmetleri Başkanlığı bizim verdiğimiz önergelerin aynısını "copy paste" yapıp virgülüne dahi dokunmadan tutanaklara geçirmiş. Burada böyle bir hadise ilk defa olmuyor, daha önce olanlar ciddi anlamda tartışmalara vesile oldu. Biz, bu tutanakların düzeltilmesini, eksik okunan tutanaklardaki önergelerimizin tekrar okunarak tekrar görüşülmesini talep ediyoruz; bu konunun değerlendirilmesi konusunda Divanı göreve davet ediyoruz.
Teşekkür ederim.