| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 16.07.2021 |
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, torba yasa teklifini görüşüyoruz yani daha doğrusu, OHAL yasa teklifi. Bununla ilgili olarak da 1'inci maddesi koruculuk.
Değerli arkadaşlar, şunu öncelikle ifade edeyim: Yani, sonuç itibarıyla, eğer bu madde bu şekilde geçecekse yetersizdir, eksiktir; ücretin devlet memurlarına eşitlenmesi lazım ve ocak ayından itibaren de bir tazminat ödenmesi lazım. Bize göre mesele bu değil yani böyle olsa bile mesele bu değil.
Şimdi, siyasi partiniz 2002 yılında Türkiye'de iktidar olduğunda Türkiye'ye barış vadetmiştiniz, Türkiye'de şiddeti, terörü sonlandıracağınızı beyan etmiştiniz ve Türkiye'nin Kürt meselesini de çözeceğinizi ifade etmiştiniz. 1984 yılında bu yasa çıktığı zaman, o zaman da karşı çıkmıştık. O zaman da karşı çıkmıştık. Neden karşı çıkmıştık? Şunu ifade edeyim: Şimdi, güvenlik korucularının veya köy korucularının ifa ettiği görev nedir? Güvenlik hizmetidir. Güvenlik hizmeti, devletin asli bir görevi değil mi? Tıpkı eğitim gibi, sağlık gibi. Peki, Anayasa'nın 128'inci maddesi ne söyler? Aynı şekilde şunu söyler: "Kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülür." der. Dolayısıyla, güvenlik gibi bir hizmetin devletin asli memuru olmayan koruyucular eliyle yürütülmesi mümkün değil; olaya bu şekilde bakacaksınız. Anayasa bunu söylüyor ama siz, eksen değiştirdiğiniz için yani barış odaklı politikalardan, Türkiye'de çözüm odaklı politikalardan savaş odaklı, güvenlik odaklı politikalara yöneldiğiniz için şimdi bizim karşımıza bununla geliyorsunuz. Dolayısıyla, yapmamız gereken şudur: Türkiye'de Kürt meselesini çözmektir, Türkiye'de barış odaklı siyaset izlemektir, Türkiye'de köylerde koruculuğun olmadığı bir sistemi yaratmaktır, bir barışı yaratmaktır, bir düzeni yaratmaktır. Bizim karşımıza bununla gelmeyin. Gelin, hep beraber Türkiye'de barışı sağlayalım. Köy korucularının köyde ellerinde silahla dolaşacağı bir ortam değil; onların, ormanda ormanı koruyacağı, tarımı genişleteceği, merayı koruyacağı ve köyü koruyacağı, köyün güzelleşeceği işler yapacağı bir hizmeti sunalım. Ama siz, şimdi, bakın, geldiğimiz yerde, yirmi yıl sonra güvenlik odaklı politikalarla karşımıza geliyorsunuz. Yirmi yıl önce, -gerçekten, vicdanınıza sesleniyorum- bu şekilde mi iktidara gelmiştiniz? Yirmi yıl önce bu meseleyi çözecektiniz, bunlara ihtiyaç kalmayacaktı.
Bakın, buradaki arkadaşların bir kısmı hatırlamaz ama şunu ifade edeyim: Bakın, 2015 tarihli koruculukla ilgili olarak CHP Grubunun verdiği, benim imzamla ve arkadaşlarımızın imzasıyla verdiği yasa teklifi. 2015 tarihli; burada, bakın, 2015 tarihli. Şunu söyledik biz; parti programımızda var: Biz koruculuğu kaldıracağız ama korucuların bütün özlük haklarını koruyacağız, emeklilik haklarını koruyacağız, emeklilik yaşı gelmeyenleri mutlaka bir kamu hizmetinde çalıştıracağız, çocuklarına mutlaka istihdam sağlayacağız -mutlaka- ama devletin güvenlik hizmetlerini asli memurları eliyle yürüteceğiz. Ama, şimdi siz ne yaptınız? Tıpkı diğer hizmetler gibi, güvenlik hizmetlerini ihale ettiniz. Kime? Paramiliter güçlere; SADAT'a, bilmem neye, sağa sola... Şimdi karşımıza bu yasa teklifiyle gelmişsiniz. Geldiğiniz nokta bir çıkmazdır. Bakın, bütün koruculara ben buradan sesleniyorum: 74 bin korucu var, 74 bin. Onların bütün güvencesi biziz çünkü Türkiye'de barışı biz sağlayacağız, onları barış ortamında devletin asli memurları hâline getireceğiz ama güvenlik memuru olarak değil, köylerinde -dediğim gibi- çevreyi koruyan asli memurlar hâline getireceğiz; sizin gibi, onları gerçekten güvenlik hizmetine sokmayacağız; onları ölüme göndermeyeceğiz, yaşatacağız.
Değerli arkadaşlar, eğer bunu bu şekilde geçirecekseniz bizim önerimiz şudur: Ocak ayından itibaren koruculara ek tazminat verelim, onları bu ücretlerle ölüme mahkûm etmeyelim, en az memurların aldığı ücret kadar ücret ödeyelim. Ama asıl yapmamız gereken, Türkiye'de barışı sağlamaktır ve Türkiye'de köy korucularına gerek olmayan bir barış ortamını sağlamaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)