| Konu: | 14 Temmuz Türkmen katliamının yıl dönümüne, 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümüne, TRT Yönetim Kurulu ile Kamu Görevlileri Etik Kuruluna yapılan atamalara, TÜİK'in çalışabilir nüfus rakamlarına ve Siirt'in Eruh ilçesinin ulaşım sorunlarına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 103 |
| Tarih: | 14.07.2021 |
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Irak'ın Kerkük kentinde onlarca Türkmen sivilin Barzani'ye bağlı güçler tarafından hunharca katledildiği 14 Temmuz Türkmen katliamı aradan geçen altmış iki yıla rağmen kapanmayan yara olmaya devam ediyor. Adalet ve Kalkınma Partisi kongrelerinde "Türkiye sizinle gurur duyuyor." diye slogan attığınız Barzani, bugün Amerika'nın gölgesinde PKK/YPG'yle el ele devletimizin karşısına dikilme cüretini gösteriyor. Daha önce Sayın Erdoğan, bağımsızlık referandumu düzenleyen Mesut Barzani için "Son ana kadar böyle bir yanlışa düşeceğine ihtimal vermiyorduk, demek yanılmışız." ifadesini kullanmıştı. Biz, Sayın Erdoğan'ın, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sıfatını taşıması sebebiyle Türkiye'nin egemenliğine kastetmiş düşmanları tarafından kandırılmasını ve aldatılmasını asla arzu etmiyoruz. Sayın Erdoğan her kandırıldığında Türk milleti ağır bir bedel ödüyor. Onun için, devlet yönetme mesuliyetini omuzlarında taşıyan iktidara çağrıda bulunuyoruz: Türkiye'nin bir numaralı millî güvenlik meselesi, Amerika uhdesinde birleştirilen PKK/YPG ve Barzani güçlerinin Türkiye'nin güney sınırında devletleşme çabalarıdır. Eğer Türkiye'yi her geçen gün kuşatan terör devleti projesine karşı koyacak iradeniz yoksa biz iktidar olmaya namzet bir siyasi parti olarak bu sorumluluğa talibiz. Türkiye Cumhuriyeti devletinin 1.289 kilometrelik güney sınırında bir terör devleti oluşmasına asla müsaade etmeyeceğiz.
15 Temmuz 2016'da ülkemiz, tarihinin karanlık günlerinden birini yaşadı; bir demokrasi sınavından geçti. Kendi tanklarımızın, kendi tüfeklerimizin namluları asker kıyafeti giymiş hainler tarafından halkımıza ve milletimize doğrultulmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - FETÖ giriştiği darbe kalkışmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin milleti ve devleti ile egemenliğine, Türkiye Büyük Millet Meclisine, anayasal düzenimize ve devletimizin kurum ve kuruluşlarına hain amaçları ve emelleri doğrultusunda saldırdı. Ancak milletimiz, demokrasi tanımaz darbeci hainlere karşı tek ses, tek yürek oldu, canı pahasına bu kalkışmaya da sonuna kadar direndi, ülkesi ve milleti için canını feda etti. Aziz milletimizin feraseti sayesinde bertaraf edilen hain darbe girişiminin 5'inci yıl dönümünde toprağa verdiğimiz şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, gazilerimize acil şifalar diliyorum. Bu vesileyle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bu aziz vatan uğruna hayatını kaybeden tüm şehitlerimizi de rahmetle anıyorum. Bir kez daha vurgulamak gerekir ki darbelerin ülkeyi getirdiği nokta bellidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Askerî ya da sivil darbeyi haklı kılacak hiçbir sebep yoktur. Demokrasi, her zaman birinci önceliğimiz olmalı, her zaman hâkim kılınmalıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Resmî Gazete'de TRT Genel Müdürlüğüne ve Yönetim Kurulu Başkan ve üyeliklerine Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılan atamalar yayımlandı. Görev süresi sona eren İbrahim Eren'in yerine Prof. Dr. Mehmet Zahid Sobacı Genel Müdür olarak atandı. TRT Yönetim Kurulu Başkanı ise Prof. Dr. Ahmet Albayrak oldu. Düne kadar vatan haini Öcalan'a karşı ve kalleşler sürüsü PKK'ya karşı methiyeler düzen Sabah Gazetesi yazarı Hilal Kaplan da sayenizde Yönetim Kurulu üyesi olarak atanmış. Anlaşılıyor ki önümüzdeki dönemde TRT, çözüm sürecinin borazanı hâline gelecek. Bu tehlikeli zihniyet, Osman Öcalan'a TRT'de yemek programı sundurursa hiç şaşırmayın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Başkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Evet, önümüzdeki süreçte o televizyona çıkardığınız Osman Öcalan'a TRT'de bir yemek programı yaptırırsınız artık, size de yakışır. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Ama heveslenmeyin, biz buna müsaade etmeyeceğiz.
Kamu Görevlileri Etik Kurulu diye bir kurul var biliyorsunuz. Bu Kurulun amaçlarını anlatmama gerek yok. Bu Kurula Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılan atamalar 9 Temmuzda Resmî Gazete'de yayımlandı. Kurul, bir etik kurul olduğuna göre yapılan atamaların da bu kelimeye uygun olmasını beklemek hepimizin en doğal hakkı ama öyle olmadı, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine uygun atamalar yapıldı. El öpmek isteyen bir profesör var bunların arasında, Cumhurbaşkanının elini zorla öpmek isteyen bir profesör. 3 eski AK PARTİ milletvekili var, 1 eski AK PARTİ belediye başkanı var, 1 AK PARTİ milletvekili adayı var, 2 tane Cumhurbaşkanı Başdanışmanı var ve kamuoyunun yakından tanıdığı bir eski Danıştay Başkanı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Bitireceğim efendim.
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Şimdi buradan sormak istiyorum size: Bu bir etik kurulu olduğuna göre atanan üyelerin kamuoyunca tarafsızlığına inanılacak isimler olması gerekmiyor mu? Ya, kamu görevlilerini, etik değerler açısından, etik dışı yapılan atamayla göreve getirilen bu isimler mi denetleyecek, onu mu bekliyorsunuz? Bu soruların cevabını merak ediyoruz. Aslında, merak ettiğimiz bu soruların sizde cevabı da yok, onu da biliyoruz.
TÜİK rakamlarına göre, 2016 yılının Mayıs ayında çalışabilir nüfus sayısı 58 milyon 621 bin kişiydi, çalışan sayısı ise 27 milyon 221 bin kişi. Aradan geçen beş yılda, 2021 yılında durum ne oldu biliyor musunuz? Çalışabilir nüfus sayısı 63 milyon 572 bin kişi, çalışan sayısı ise 27 milyon 844 bin kişi. Evet, aradan geçen beş yılda çalışabilir insan sayısı nüfusumuz tam 4 milyon 951 bin kişi artmış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - 4 milyon 951 bine karşı çalışan sayısında ne kadar artış var? Sadece 623 bin kişi. Bu beş yılda net iş bulanların sayısı sadece 623 bin kişi olmuş ama elli yıl önce yağ kuyruğunu hatırlayan toplumun bir kesimi bugün yaşanan bu işsizliği de hatırlıyor. Size çok çaktırmıyorlar ama bize gittiğimiz yerlerde söylüyorlar "Onlara sürprizimiz var, söylemiyoruz ama sürprizimizi görecekler." diyorlar. Yani çalışabilir yeni nüfustan 4 milyon 328 bin kişi iş bulamamış ama işsiz sayısı da aynı dönemde sadece 1 milyon 102 bin kişi artmış. İlginç değil mi rakamlara takla attırarak...
Şimdi ben sormak istiyorum: TÜİK, bu kalan 3 milyon 226 bin kişiyi ne yaptı, nereye gönderdi? Onlar kim biliyor musunuz? Umudunu kaybedenler; artık ne işsiz görünüyorlar ne de iş arıyorlar, umutlarını kaybetmiş insanlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, son kez bir müsaadenizi rica ediyorum.
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Son olarak size Siirt'ten söz etmek istiyorum.
Siirt'in Eruh ilçesine bağlı "Bağgöze Vadisi" veya "Mişar Vadisi" olarak adlandırılan bölgedeki yaklaşık 40 köyün yaşamı, Ilısu Barajı için su tutulmaya başlandıktan sonra büyük bir değişime uğradı. Bu değişimin olacağı bilinmesine rağmen hiçbir önlem alınmadı. Botan Nehri'nde bulunan Botan Köprüsü su altında kalmasına rağmen, yol güzergâhına alternatif bir köprünün yapılmamış olmasının cezasını orada yaşayan köylüler çekiyor. Daha önce yarım saate gittikleri köylerine şu anda üç saate ulaşabiliyorlar, kendi köylerine. Bu bir mühendislik hatasıysa bu hatanın telafisi, su altında kalan köprünün yerine yeni bir köprünün inşa edilmesidir. Onlarca köyün ulaşımının can damarı olan Botan Köprüsü'nü sular altında bırakıp bölgedeki insanlarımızın ulaşımını bir vapurla sağlamak çözüm değil. Bu, bölgenin ranta kurban edilmesi demektir. Onlar vapur değil, sizden köprü istiyor.
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum.