| Konu: | Çorlu tren kazasının yıl dönümüne, Srebrenitsa soykırımının yıl dönümüne, RTÜK'ün kestiği cezalara ve hâkim ve savcıların tarafsız ve bağımsız olduğuna ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 08.07.2021 |
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Teşekkür ediyorum Değerli Başkan.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bugün, 8 Temmuz 2018'de Çorlu'da tren kazasında hayatını kaybeden 25 vatandaşımızın acısını paylaşıyor ve onları rahmetle öncelikle yâd ediyorum.
Yine -11 Temmuz yıl dönümü ama bugünden- Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra en büyük katliam ve en büyük insanlık trajedisi olan Srebrenitsa katliamının 26'ncı yıl dönümündeyiz. Bu katliamı kalbimizde acı bir hatıra, hafızamızda acı bir cümle... Bir çocuğun cümlesiydi, "Çocukları küçük kurşunla öldürürler değil mi anne?" diyen, ölümü kabullenmiş ama artık çaresizlikle acısını hafifletmek isteyen bir çocuğun çığlığıydı bu ve maalesef 8.372 sivil, Ratko Mladic komutasındaki Sırp askerler tarafından hunharca katledildiler. Uluslararası Adalet Divanı da Srebrenitsa'yı katliam olarak kabul etti, Ratko Mladic de ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı ama insanlığın hafızasının Avrupa'nın kalbinde, Avrupa'nın ortasında yaşanan bu insanlık trajedisini aslında unutmaması gerekiyor.
Sayın Engin Altay, RTÜK'le ilgili cezaları söyledi ve bu cezaların sadece belli televizyonlara verildiğini söyledi. Bir dönem Tanıtım ve Medya Başkanlığı yaptığım için çok yakından takip ettiğim bir konu. Sadece, ATV 3 ceza, CNN Türk 2 ceza, TGRT 7 ceza ve yine A Haber...
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Onlar bize küfrediyor Beyefendi, açıktan küfrediyor.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - ...birçok kanal, RTÜK tarafından cezalandırıldı.
Şimdi, biz, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak burada bulunmayan bürokratlarla ilgili onların cevap hakları olmadığı için... Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü, bu mekanizmaların nasıl çalışması gerektiğiyle ilgili hususları düzenlemiş. Biz, burada birtakım iddialar ortaya koyup cevap verme imkânı olmayan kimselerin hukukunu bir şekilde ihlal etmek yerine, bu konuda soracağımız soruların cevabını isteme hakkına sahibiz ama bunları, bu kimseleri burada infaz etme, itham etme ve bunlarla ilgili bir yargılama hakkına öncelikle sahip olmadığımızı düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Şimdi, yargıyla ilgili sürekli olarak yargıya baskıdan bahsediliyor. Ben, kendimle ilgili yüzlerce hakaret davasının sadece 17 tanesini yargıya taşıdım ve hepsini kaybettim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sana kimse hakaret etmiyor, hakaret sizden geliyor.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Şimdi, burada, özellikle Cumhuriyet Halk Partisinin "sarayın savcıları, sarayın hâkimleri" hatta daha ileri giderek "satılmış savcılar, satılmış hâkimler" ifadelerinin, hâkimler ve savcılar üzerinde, yargı üzerinde ciddi bir baskı oluşturduğunu görüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Ve bir hâkim ya da savcının karar verirken "sarayın savcısı, sarayın hâkimi" ya da Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup konuşmasında kullandığı şekliyle "satılmış savcı, satılmış hâkim" yaftasını yememek için bizim kararlarımız önlerine gittiğinde ciddi bir baskı yaşadıklarını gördüm ben. Mesela, bir genel başkan yardımcımızla ilgili -affedersiniz- "Yelloz köpek havlıyor." ifadesini bir hâkim suç olarak kabul etmedi, "pis domuz" ifadesini hakaret olarak kabul etmedi. Benimle ilgili yapılmış ağır hakaretleri, hatta tehditleri yargıya taşıdım, hepsiyle ilgili takipsizlik kararı verildi. Ya, Allah aşkına, nasıl oluyor da AK PARTİ yargı üzerinde baskı oluşturuyor?
Ben buradan bu konuda son cümle olarak şunu söylemek istiyorum: Her bir hâkim ve savcımız son derece onurludur, tarafsızdır, bağımsızdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Onların onurlarıyla ilgili bu tür ifadeleri "satılmış, sarayın hâkimi, sarayın savcısı" ifadelerini ben şiddetle reddediyorum. Yargı, Türkiye'de hiçbir dönem olmadığı kadar tarafsız ve bağımsızdır.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)