GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:100
Tarih:07.07.2021

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Soru soran milletvekillerimize de teşekkür ediyorum.

Bazı sorular teklifle alakalı; teklifle ilgisi olmayan, farklı konulara değinen milletvekili arkadaşlarımız da oldu, onlara da teşekkür ediyoruz. Onların soruları da tutanaklara geçti. Sayın Fendoğlu, Sayın Yılmazkaya, Sayın Ünsal, Sayın Sümer, Sayın Durmuşoğlu, Sayın Nuhoğlu, Sayın Topal, Sayın Purçu, Sayın Güneş ve Sayın Gaytancıoğlu teklif dışında bazı konulara değindiler; teşekkür ederiz.

Teklifle ilgili sorusu olan milletvekillerimizin sorularına geldiğimizde, şunu ifade edebiliriz: Özellikle Mersin Milletvekilimiz Sayın Ali Cumhur Taşkın'ın kanun teklifinde temel hak ve özgürlükleri daha etkin kılacak düzenlemeler noktasında sorusu oldu. Gerçekten, kanun teklifinde İnsan Hakları Eylem Planı'nda da ifade edilen hedefler doğrultusunda, Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde de yerini alan birçok önemli husus, temel hak ve özgürlüklerin etkin korunmasını içeren önemli hükümler var. Bunların bazılarından örnekler verecek olursak, tutuklamada somut delil şartının katalog suçlar bakımından da geçerli olacağına ilişkin düzenleme çok önemli bir düzenleme. Aslında Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100'üncü maddesinin (1), (2) ve (3)'üncü fıkralarını birlikte değerlendirmek gerekiyor. Aslında tüm suçlar bakımından somut delil şartı tutuklama kararı verilirken dikkate alınmalı ancak katalog suçlar bakımından somut delil şartının aranmaması yönünde uygulamada birtakım tereddütler vardı, katalog suçlarda somut delil olmasa da tutuklanabileceğine ilişkin bir inanç vardı; bu kanun teklifiyle bu düzeltiliyor. Burada, tüm suçlar bakımından, artık tutuklama kararı verilecekse dosyada somut delil şartı aranacak. "Katalog suçlar bakımından fark nedir?" diye soracak olursak, katalog suçlar bakımından fark, katalog suçlarda, toplumun özellikle önem atfettiği ve "ağır cezalık suçlar" dediğimiz suçlar bunlar, bunlarda somut delil şartı aranmasının yanı sıra, kaçma şüphesi ve delilleri karartma şüphesi aranmayacak, diğer suçlardan farkı bu. Bu önemli bir yenilik aslında temel hak ve özgürlükler açısından.

Yine, sulh ceza hâkimliğinin tutuklama kararlarına karşı bir başka numaralı sulh ceza hâkimliğine itiraz söz konusuydu ve eleştirilen bir husustu. Burada da tutuklama ve adli kontrol tedbiriyle ilgili kararlarda sulh ceza hâkimliğinin kararına asliye ceza hâkimi tarafından itiraz hâlinde karar verilmesi gibi dikey bir itiraz sağlanmış oluyor.

Yine, tutuklamada adli kontrolün yetersizliği gerekçelendirilmeli. Tutuklama, istisnai bir tedbirdir, bu istisnai tedbiri her olayda almamak gerekir. Adli kontrol yeterliyse tutuklama kararı verilmeyecektir, tutuklama kararı veriliyorsa da adli kontrol neden yetersiz, bunu hâkim gerekçesinde belirtecek. Yine, adli kontrolün devamı en geç dört ay arayla incelenecek. Bu da hak ve özgürlükler açısından, adil yargılanma hakkı açısından önemli bir düzenleme. Adli kontrole üst sınır getirilmesi, azami bir süre getirilmesi de kişinin özgürlüğü açısından, adil yargılanma hakkı açısından önemli bir düzenleme. Adli kontrol cezalarının üst sınırı yoktu dolayısıyla bu bir eksiklikti temel hak ve özgürlükler açısından. Teklifle, ağır ceza dışındaki suçlarda iki artı bir yıl, zorunlu hâllerde bir yıl uzatılabilecek, yine ağır cezalık suçlarda da üç yıl, zorunlu hâllerde üç yıl daha uzatılabilecek, terör ve anayasal suçlarda da bu uzatma süresi dört yılı geçemeyecek.

İfade için yakalamada da kişi bir defaya mahsus serbest bırakılabilecek. Bu da önemli bir düzenleme. Sadece ifade almak için yakalama kararları var. Bu kararlar kişinin çok olmadık bir zamanına denk gelebiliyor; tatilde, oteldeyken ya da bir düğüne, nikaha giderken yolculuk sırasında ailesiyle beraber çevrildiğinde "Senin yakalanman var." deniliyor. Sadece ifade almak içinse bu, kişi ne zaman ifade vereceğini taahhüt ettiğinde cumhuriyet savcısının kararıyla bir defaya mahsus serbest bırakılabilecek. Tabii, bu taahhüdünü yerine getirmezse bunun yaptırımı da idari para cezası olarak verilecek.

Yine, konutu terk etmeme adli kontrol cezasında da -tabii, evde cezayı çekiyor- evdeki iki gün cezaevinde çekilmiş gibi bir gün şeklinde cezasından mahsup edilecek.

İddianamede suçla ilgili olmayan bilgilere yer verilmemesi, yine, beraat ve takipsizlik kararlarında dinleme kayıtlarının dosyadan silinmesi; bunlar da özel hayatın korunmasına ilişkin, kişi hak ve özgürlüklerinin daha etkin bir şekilde korunmasını sağlayan önemli düzenlemeler. Sayın Taşkın'a sorusu için teşekkür ediyorum.

Ayrıca, boşanmış eşe karşı işlenen suçlarla ilgili -bu, tabii, Sayın Züleyha Gülüm'ün sorusuyla da doğru orantılı, bu teklifte çok önemli, kadına karşı şiddetle mücadelede önemli bir düzenleme- kasten öldürmenin ya da kasten yaralamanın ya da eziyet suçunun ya da kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun boşanmış eşe karşı işlenmesi durumunda da ağırlaştırıcı sebep olarak uygulanması söz konusu olacak. Bu, Ceza Kanunu'muzda ve mukayeseli hukukta da özellikle yaşam hakkı ve vücut bütünlüğünün korunmasını ihlal eden suçlarda eş, çocuklar, altsoy, üstsoy, bunlara karşı işlenmişse, akrabalara karşı işlenmesi ağırlaştırıcı sebep. Boşanmış eş de aslında boşanıyor ama nafakadır, çocukla şahsi ilişkidir eski eşiyle irtibat, münasebet devam ediyor ve bazen bu husumete de dönüşebiliyor. Dolayısıyla, eski eşe karşı işlenmiş olan, boşanmış eşe karşı işlenmiş olan suçlarda da cezanın ağırlaştırıcı sebep olarak uygulanması kadına karşı şiddetle mücadelede önemli bir düzenleme olarak dikkat çekiyor.

Sayın Ayhan Erel'in sorusu... Hukuk fakültesi mezunlarının kamuda çalışırken ya da farklı meslekleri yaparken staj yapabilmeleriyle ilgili düzenleme bu teklifte yer almadı ancak Sayın Cumhurbaşkanımız açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı'nda hedefler arasında hukuk fakültesi mezunu olup kamuda ya da özel sektörde başka meslekleri yapanların staj yapma imkânını getirebileceğimizi ifade etmişti. Bu da önümüzdeki yargı paketleri içerisinde mutlaka değerlendirilebilecek önemli bir husustur ve bu problem de çözülecektir.

Sayın Kılıç idari yargı ve idarenin cevap süresiyle ilgili önemli bir konuya değindi. Burada birey odaklı bir yönetim anlayışına geçilmiş olması, teknik ve ekonomik imkânların artmış olması nedeniyle idari yargıda idarenin altmış günlük cevap verme süresi aslında uzun bir süre.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Bitiriyorum Başkanım.

BAŞKAN - Tamamlayalım, buyurun.

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Bu süreyi kısaltan, altmış günden otuz güne düşüren bir düzenleme içeriyor teklif. İdari yargıda idarenin cevap süresi artık altmış günden otuz güne iniyor. Üst makamlara başvuru süresi de aynı şekilde, altmış günden otuz güne düşüyor. İdari eylemler için zorunlu başvuru süresi de yine, altmış günden otuz güne indiriliyor. İdari yargıda gerekçeli kararın otuz gün içinde yazılacak olması da yine, yargılamayı hızlandırıp vatandaşların haklarına daha çabuk kavuşmasını sağlayacak önemli bir düzenleme.

Sayın Kılıç'ın sorusu: Bu idari yargılama usulü dışında da süreler var, başka başka kanunlarda farklı kurumların cevap verme süreleri var, altmış günlük süreler. Bu süreler aynen geçerli, bunlar özel kanunlarda geçerli. Belki ileriki paketlerde yeniden bir değerlendirme yaparak, bir tarama yaparak, ilgili kurum ve kuruluşlarla da görüşerek bu sürelerin de kısaltılması yoluna gidilebilecektir.

Yine, Sayın Taşkın sormuştu elektronik imkânların artık yargıda da kullanılabilmesiyle ilgili.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Bitiriyorum.

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen, buyurun.

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Bu teklifte de önemli düzenlemeler var. UYAP Sistemi dünyada örnek gösterilen bir sistem. Elektronik imkânlar adalet teşkilatımızda da artık yoğun bir şekilde kullanılıyor. İddianamenin sanığa, mağdura, şikâyetçiye elektronik yollarla bildirilmesi önemli. Yine, zorla getirme kararlarının elektronik yöntemlerle bildirilmesi... Tabii, Tebligat Kanunu hükümleri yine devam ediyor, tebligatın usulü devam ediyor ama bunlar da ekstra yine, vatandaşı bilgilendirme açısından bir kolaylık olacak.

Bilişim suçlarında mağdurun yerleşim yerinin de yetkili olması, burada mağdurla suçun işlendiği yer arasındaki uzaklık nedeniyle suç mağdurunun mağdur olmaması için kendi ikametgâhında da bu davaların görülmesine yönelik önemli düzenleme.

Seri muhakeme usulü Anayasa Mahkemesi kararıyla uyumlu hâle getiriliyor.

Yine, Anayasa Mahkemesinde hâkim adayları ve avukat stajyerlerine staj yapma imkânı getiren düzenlemeler var.

Temel hak ve özgürlükleri güçlendiren, İnsan Hakları Eylem Planı'yla uyumlu ve Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde de belirtilen hedeflerle uyumlu çok önemli düzenlemeler getiren kanun teklifinin hayırlı olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum Başkanım.