GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:99
Tarih:06.07.2021

YUSUF BEYAZIT (Tokat) - Sayın Başkanım, değerli milletvekillerim; ben herhangi bir sataşma yapmadan tamamen teknik olarak konuşacağım, bu konuda hepinizi sükûnete davet ediyorum.

Bugün, Adalet ve Kalkınma Partisi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine vermiş olduğumuz Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmeleri için bir araya gelmiş bulunmaktayız. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teklif, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun olmak üzere 4 kanunda değişiklik içermektedir. Teklif 28 maddeden oluşmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ilk olarak İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda yapılması öngörülen değişikliklere değinmek istiyorum. Hak arama hürriyetinin daha da geliştirilmesi amacıyla idari başvurulara cevap verme süresi altmış günden otuz güne, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem tesis edilmesi talebiyle üst makama yapılan başvurulara cevap verme süresi altmış günden otuz güne, idari eylemler nedeniyle dava açmadan önce idareye yapılan zorunlu başvurulara ilişkin idareye tanınan cevap verme süresi altmış günden otuz güne indirilmektedir. Yargılamada yaşanan gecikmelerin önüne geçilmesi ve makul sürede yargılama hakkı ile hak arama hürriyetinin daha etkin korunması amacıyla idari yargı mercilerine verilen nihai kararların gerekçeleriyle birlikte en geç otuz gün içinde yazılması gerektiği açıkça hükme bağlanmaktadır.

Türk Ceza Kanunu'nda yapılması öngörülen değişiklikler kapsamında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 82, 86, 96 ve 109'uncu maddelerinde düzenleme yapılarak özellikle kadına karşı şiddet eylemleriyle daha etkin mücadele edilmesi ve caydırıcılığın sağlanması amaçlanmıştır. Kasten öldürme, kasten yaralama, eziyet, kişiyi hürriyetten yoksun kılma suçlarının fail tarafından boşandığı eşine karşı işlenmesi hâli "suçun nitelikli hâlleri" arasına alınmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılması öngörülen değişikliklerle koruma tedbirleri bakımından kişi hak ve hürriyetlerinin güçlendirilmesi esas alınmıştır. Bu bağlamda, Türk sulh ceza hâkimliğinin tutuklama ve adli kontrol tedbirleriyle ilgili olarak verdiği her türlü karara karşı yapılan itirazların, yargı çevresinde bulunduğu asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından incelenmesi sağlanmaktadır. Sulh ceza hâkimliği işlerinin asliye ceza hâkimi tarafından görülmesi hâlinde ise bu kapsamda yapılacak itirazların inceleme yetkisi yargı çevresinin bulunduğu ağır ceza mahkemesi başkanına verilmektedir. Böylelikle, sulh ceza hâkimliğinin tutuklama ve adli kontrol kararlarına karşı dikey itiraz usulü getirilmekte ve bu kararların asliye ceza mahkemesi tarafından denetlenmesi sağlanmaktadır. Sırf ifade almak amacıyla düzenlenen yakalama emirleri nedeniyle mesai saatleri dışında da yakalanan kişilerin belirlenen tarihte yargı mercilerine gelip ifade vermeyi taahhüt etmeleri durumunda cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda, bir defaya mahsus olmak üzere serbest bırakılmalarına imkân sağlanmaktadır.

Tutuklama tedbiri bakımından 100'üncü maddenin (3)'üncü fıkrasında sayılan katalog suçlarda da (1)'inci fıkrada belirtilen "kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerinin bulunması" hususu açıkça vurgulanmaktadır. Tutuklamayla ilgili kararlarda mevcut koşullara ilave olarak adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını gösteren delillerin de somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça gösterilmesi gerektiği kabul edilmektedir. Konutu terk etmeme -adli kontrol- yükümlülüğünün cezadan mahsup edilebilmesine imkân tanınmaktadır. Buna göre, bu yükümlülük altında geçen her iki gün, bir gün olarak dikkate alınacaktır. Adli kontrol tedbirinin devam edip etmeyeceği hususunun en geç dört aylık aralıklarla incelenmesi sağlanmaktadır. Adli kontrol tedbiri bakımından azami süreler belirlenmektedir. Bu süre, ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde en çok iki yıl olup zorunlu hâllerde gerekçesi gösterilerek bir yıl daha uzatılabilecektir. Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde ise adli kontrol süresi en çok üç yıl olup zorunlu hâllerde gerekçe gösterilerek üç yıl, terör suçlarında ise dört yıl daha uzatılabilecektir. Adli kontrol tedbiri altında geçirilebilecek azami sürelerin çocuklar bakımından yarı oranında uygulanması öngörülmektedir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; teklifte, mahkemeye erişim hakkının güçlendirilmesi de sağlanmaktadır. Bu kapsamda, mağdur veya şikâyetçinin duruşma öncesinde suçun hukuki nitelendirmesinden haberdar edilmesini sağlamak amacıyla kovuşturma evresine geçildiğinde çağrı kâğıdına iddianamenin de eklenmesi zorunlu hâle getirilmektedir. Mağdur, şikâyetçi ve tanıklar hakkında verilen zorla getirme kararlarının bildirilmesine ilişkin ilave bir usul kabul edilerek, bu kişiler hakkında verilen zorla getirme kararlarının telefon, e-posta gibi iletişim araçlarıyla da bildirilmesi sağlanmaktadır. İddianameye ilişkin bilgiler ile duruşma tarihinin telefon, e-posta gibi iletişim araçlarıyla sanık, mağdur ve şikâyetçiye bildirilmesi öngörülmektedir.

Bilişim sistemlerinin ya da banka veya kredi kartlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenen suçlarda, mevcut yetki kuralına ilave olarak mağdurun yerleşim yeri mahkemeleri de yetkili kılınmak suretiyle bir mağduriyetin daha önüne geçilmektedir.

Teklifte, özel hayatın korunmasına ilişkin değişiklikler de yapılmaktadır. Bu kapsamda, iddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar ve suçun delilleriyle ilgisi bulunmayan bilgilere yer verilmeyeceği kabul edilmektedir. Yargılama sonucunda beraat kararı verilmesi durumunda iletişimin tespitine veya dinlenilmesine ilişkin kayıtların yok edileceği hükme bağlanmaktadır.

Teklifle, cezada alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin geliştirilmesiyle ilgili düzenlemeler de yapılmaktadır. Seri muhakeme usulünde yaptırımın belirlenmesi bakımından zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanabilmesi sağlanmakta ve talep yazısında olması gereken hususların eksikliği hâlinde, eksikliklerin tamamlanması amacıyla mahkemeye iade kararı verebilme yetkisi tanınmaktadır. Uygulamada yaşanan sorunların önüne geçmek amacıyla, seri muhakeme usulü kapsamına giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla iltisakı hâlinde bu usulün uygulanmayacağı da düzenlenmektedir. Seri muhakeme usulüne ilişkin Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda düzenleme yapılmaktadır. Mahkemece iddianamenin kabulünden sonra duruşma gününün belirlenmesi durumunda basit yargılama usulünün uygulanamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır.

Teklifte yer alan diğer husus ise hak kayıplarının önlenmesi amacıyla geçiş hükümlerinin düzenlenmesidir.

Yine teklifle, hâkim adayları ile avukat stajyerlerine Anayasa Mahkemesinde staj yapabilme imkânı getirilmektedir. Böylece hâkim ve avukat adaylarının daha iyi yetişmesi sağlanacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; arz edeceğim son husus açık infaz kurumlarında barındırılan hükümlülerle ilgili Covid-19 izin süresinin uzatılmasına ilişkindir. Covid-19 hastalığı, Dünya Sağlık Örgütü tarafından "pandemi" olarak ilan edilmiştir. Salgının devam etmesi hâlinde, Covid-19 izin süresi Sağlık Bakanlığının önerisi üzerine Adalet Bakanlığı tarafından her defasında iki ayı geçmemek üzere en fazla 30/11/2021 tarihine kadar uzatılarak salgın hastalıktan korunma amaçlı tedbirlerin alınmasına devam edilebilecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

YUSUF BEYAZIT (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 30 Mayıs 2019 tarihinde açıklanan Yargı Reformu Stratejisi Belgesi'nde vizyon olarak güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi vurgulanmıştı. Yine, 2 Mart 2021 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımızca açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı'nda özgür birey, güçlü toplum ve daha demokratik bir Türkiye vizyonu ön plana çıkarılmıştı. Kuşkusuz bundan sonraki süreçte de Yargı Reformu Stratejisi Belgesi'nde gösterilen amaç ve hedefler doğrultusunda, İnsan Hakları Eylem Planı'nda belirtilen amaç ve hedefleri gerçekleştirme noktasında çalışmalarımız devam edecektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının geliştirilmesine, temel hak ve özgürlüklerin daha etkin korunmasına, adalete erişimin kolaylaştırılmasına, yargıya güvenin artırılmasına ve insan merkezli olan hizmet anlayışının gelişmesine katkı vereceğiniz umuduyla bu teklife destek vereceğinizi düşünüyor; hepinize saygılarımı, hürmetlerimi arz ediyorum. (AK PARTİ, CHP ve MHP sıralarından alkışlar)