| Konu: | CHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 24.01.2013 |
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben de Uğur Mumcu'ya Allah'tan rahmet diliyorum, yakınlarına da başsağlığı diliyorum. İnşallah, faili meçhuller, faili meçhul olarak kalmayacak ve bunlar yargı önüne çıkarılacaktır.
Burada Tanju Bey bir konuşma yaptı. Bu konuşmaya cevap vermeden geçemeyeceğim. AK PARTİ'yi faili meçhullerle, faili meçhul cinayetleri işleyenlerle paralel görmek gerçekten bir talihsizlik olmuştur, haksızlık olmuştur. Çünkü, AK PARTİ, faili meçhul cinayetler üzerindeki örtüyü kaldıran, örtüyü çeken ve gün ışığına çıkmasını sağlayan bir parti olmuştur. Bu nedenle, burada siyasi polemik konusu yapmak ve AK PARTİ'ye bel altı vurmak maalesef, Tanju Bey'e de hiç yakışmamıştır.
Türkiye'nin tarihi, gerçekten siyasi cinayetlerle doludur ve bu siyasi cinayetlerin kahir ekseriyeti de faili meçhul kalmıştır. Peki, niçin siyasi cinayetler işlenir? Niçin failleri bulunamaz? Siyasi cinayetlerin işlenmesinde Türkiye siyasi tarihi incelendiğinde gerek 1960 ihtilali gerek 1980 ihtilali öncesinde kaos, kargaşa ve şiddet olaylarını artırarak, faili meçhul cinayetleri işleyerek bu kaos ortamında siyasi ortamı, siyasi zemini değiştirmek ve vatandaş ortamında şiddet ortamını artırarak vatandaşta -eğer bu akacak kanın durması, darbe ortamı, siyasi zemini, darbe zemini hazırlayarak- "Gelsin darbeciler, otursun, yeter ki bu kan dursun." şeklindeki algı ve zemini oluşturmaktan geçiyor.
Bunu dikkate değer bulduğumu şu manada söylüyorum: 1960 ihtilali ve 1980 ihtilali yapılıp ertesi gün uyandığımızda Türkiye süt liman olmuş, cinayetler, şiddet olayları bitmiştir. Gerçekten bu çok vahim durumdur.
Diğer taraftan, 1980 ihtilali ve 28 Şubat süreciyle ilgili bu zırhı kaldırabilmek için AK PARTİ iktidarının 2010 12 Eylülünde referanduma sunduğu 26 maddeye "12 Eylülü yargılayamazsınız." diyen Cumhuriyet Halk Partisi ve diğer muhalefet partileri maalesef, bu referanduma "hayır" oyu ile karşı çıkmışlardır. Ama hamdolsun aziz milletimiz yüzde 58'lik bir "evet"le bu zırhı kaldırmış ve "yargılanamaz" diyenler, görmüştür ki 12 Eylül ve 28 Şubat sürecindeki azmettirenlerin şu anda yargılanmasına devam edilmektedir; tabii ki bunu gün ışığına çıkaran AK PARTİ'ye teşekkür etmeleri gerekirken maalesef bu yargılananların avukatlıklarına soyunmuşlardır.
Değerli milletvekilleri, Uğur Mumcu cinayetiyle Danıştay cinayeti arasında paralellik kurmak, gerçekten akla değer bir değerlendirmedir. Şöyle ki, burada istenen, toplumda dinine inanan, muhafazakâr bir kesimin bu cinayeti işlediği algısını oluşturmaktır. Bu algıyı oluşturmak isteyenler, bu zemini oluşturmak isteyenler gerçekten milleti aldatmak istemişlerdir ve başarılı da olmuşlardır. Bu aldatmaya toplumun bir kesimi inanmıştır. Bu bir halüsinasyondur ve bu halüsinasyondan Cumhuriyet Halk Partisi de etkilenmiştir.
Cumhuriyet Halk Partisinin faili meçhul cinayetlerle AK PARTİ'yi ilişkilendirmesine vereceğimiz bir cevap da "AK PARTİ döneminde faili meçhul cinayetler olmuş mudur ya da cinayetler olmuş mudur?" sorusuna ise... Atabeyler Çetesi'ni bilirsiniz ve 2003 yılında gerek İstanbul'da gerek Ulus'ta, Anafartalar'da meydana gelen şiddet olaylarının failleri yakalanmıştır, yargıya teslim edilmiştir. Rahip Santoro diye bir cinayet, hatırlarsanız onun failleri de yargıya teslim edilmiştir. Danıştay saldırısının failleri de yargıya teslim edilmiştir. Hrant Dink'in faili de yargıya teslim edilmiştir. Bütün bunlara baktığımızda AK PARTİ, yürütme olarak tabii ki yakalamıştır failleri, yargıya teslim etmiştir, Yargı süreci devam etmektedir bazı davalarda bunların da sonucunu bekleyeceğiz. Dolayısıyla burada AK PARTİ'yi faili meçhullerle irtibatlandırmak haksızlık olmuştur; bu bir. Haksızlığın karşısına da AK PARTİ her zaman çıkmıştır.
Son olarak şunu da söyleyeceğim ben: Bu yapıları ortaya çıkardıkça, hukukun üstünlüğü, demokrasi düzenini getirmekle faili meçhul cinayetler son bulacaktır. Faili meçhul cinayetlerin son bulması, darbe zeminini ve siyaset zeminini karıştırmak isteyen, devletin içerisinde öbeklenmiş yapıların ortaya çıkartılmasıyla mümkün olacaktır, AK PARTİ de bunu yapmıştır.
Bu duygular içerisinde grup önerisinin karşılığı olan Meclis araştırma komisyonunun kurulmasına gerek yoktur diye düşünüyorum. Bu duygularla grup önerisinin aleyhinde oy vereceğimizi beyan ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.