GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İzmit'in düşman işgalinden kurtuluşunun 100'üncü yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:4
Birleşim:97
Tarih:29.06.2021

SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İzmit'in düşman işgalinden kurtuluşunun 100'üncü yıl dönümü dolayısıyla gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Genel Kurulu ve milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Koca bir tarihi, işgali, kahramanca bir direnişi beş dakikaya sığdıramayacağımı peşinen kabul ettiğimi itiraf etmeliyim.

Öncelikle, bu vatan uğruna can veren tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; milletlerin tarihinde iyi ve kötü hatıralar her zaman var olagelmiştir. Bu millet, bu topraklar düşman işgaliyle karşılaştığı zaman bile hiç yılmamış, kan vermiş, can vermiş, şehadeti en yüksek mertebe bilerek bağımsızlık ve özgürlüğünü hep baş tacı yapmıştır. Onun için şair "Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı/ Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı." derken bir gerçeği dillendiriyordu. Onun için şair "Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın bu toprak, bir devrin battığı yerdir/ Eğil de kulaklar ver, bu sessiz yığın bir vatan kalbinin attığı yerdir." derken geçmiş ile gelecek arasında bir köprü kurulsun istemiştir.

Kurtuluş Savaşı öncesi, 20 Kasım 1918'de, İngilizler tarafından işgal edilen İzmit, 27 Ekim 1920'de Yunanların işgaline uğradı. Servetiye köyü önlerinde düşmana sıkılan ilk kurşunun kıvılcımının İzmit'te yaktığı bu özgürlük meşalesi, Anadolu'yu aydınlatan yanıyla Kurtuluş Savaşı'nın kilometre taşlarından biri olmuştur. Emperyalist bir ruhla yapılan bir işgalin ve bu işgalin beraberinde getirdiği vahşetin bir asır sonra anılması, anlatılması elbette tarihten alınacak dersler, çıkarılacak sonuçlar açısından son derece önemlidir. Yüz yıl sonra bugün bile dünyada aynı işgal anlayışının, ruhunun hiç değişmediğini, aynen devam ettiğini görüyor olmamız yarınlar için her daim teyakkuz hâlinde olmamızı zorunlu kılmaktadır. Onun için şairin "Hazır ol cenge, ister isen sulhusalah." ifadesinin beynimizin bir kenarında canlılığını koruyor olması bundandır. Zira, tarihin her döneminde, bu topraklar üzerinde hain emelleri olanların değişmeyen düşmanlığı da hep varolagelmiş bir gerçek olarak ortada durmaktadır. Tarihin sayfalarında, yağma ve katliamlar, o günlerde İzmit, Adapazarı, Karamürsel, Kandıra, Yalova, İznik ve havalisinde Yunan askerlerinin, Rum ve Ermeni çetelerinin sivil, kadın, çocuk ayırmadan işledikleri dehşetengiz vakalar olarak kayıtlara geçmiş birer ibret vesikasıdır.

Millî Savunma Bakanlığı resmi kayıtlarına göre, Kocaeli kenti 1900'lü yıllardaki savaşlarda 1.377 şehit vermiştir. Bilinmeyen ise, gönüllülerden ölenler, esir kamplarında kaybolanlar ve hastalıklardan şehit olup kalbimize gömdüklerimizin sayısıdır. Kocaeli, doğasıyla, deniziyle, körfeziyle, gölüyle, dağıyla güzide bir şehir, Avrupa'yı Asya'ya, İstanbul'u Anadolu'ya bağlayan bir geçiş güzergâhı, stratejik konumda olan ülkemizin güzide bir sanayi şehri ve turizm merkezi olmaya aday bir şehirdir.

O günün tarihinin nice kahramanlarından en azından birkaçını hatırlamak hem bir mecburiyet hem de bir hakkın teslimi olacaktır. Yahya Kaptan'ı, "Kara Fatma" lakaplı Fatma Seher'i, İpsiz Recep'i, Laz Tahsin'i, Pire Mehmet'i ve onların destansı mücadelelerini anmadan geçemeyiz elbette. Düşman askerlerinin çekilmesinin ardından sadece İzmit değil, bir bütün olarak Kocaeli bir katliamın canlı şahidi olma acısını yaşamak zorunda kalıyordu. O günün gazeteleri ve tarihçi Toynbee hatıratında bu vahşeti tüm çıplaklığıyla anlatır. Aynı tarihlerde Anadolu'nun muhtelif bölgelerinde de kurtuluş mücadelesi devam ederken Gazi Mustafa Kemal'in İzmit'in kurtuluş müjdesini verdiğinde yaşanan heyecanı, gönüllerdeki aksülameli bugün nasıl tarif edebilirsiniz.

İzmit'in kurtuluşunun 100'üncü yıl dönümü, "Toprağın kara bağrında sıradağlar gibi duranlara" sözümüz olsun, emanetlerine sahip çıkma adına üzerimize düşeni yapacağımızdan şüpheniz olmasın.

Başta Kurtuluş Savaşı'ndakiler olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmetle ve gazilerimizi minnetle yâd ediyor, Genel Kurulu ve milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)