| Konu: | CHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 81 |
| Tarih: | 21.03.2012 |
ÇİĞDEM MÜNEVVER ÖKTEN (Mersin) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; Türk eğitim sisteminin içinde bulunduğu nitelik sorununun araştırılarak gerekli önlemlerin alınması amacıyla Meclis araştırması açılması konusunda AK PARTİ Grubu adına aleyhte söz almış bulunuyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Konuşmama başlamadan önce şehitlerimizi saygıyla anıyor, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum.
Bütün dünya uluslarının rekabeti hepinizin bildiği gibi artık eğitim üzerindendir çünkü ülkeler geleceklerini eğitim stratejilerini planlayarak belirlerler. Hedeflenen, toplumun eğitim seviyesini yükseltirken bireysel uzmanlıklara, girişimcilik ve yenilikçi ruha sahip, rekabetçi, bilgi ve yeteneklerle donatılmış insan yetiştirmektir. Çünkü insan yetiştirmek bir ülkenin kaderini belirler. Bir milletin sosyal, ekonomik ve kültürel kalkınmasının temel gücü eğitimden geçer. Türk eğitim sistemi uzun yıllardır nitelik sorununu çözememiştir. Doğru, hepimiz bunun farkındayız. Bu herkesçe ve bizim tarafımızdan da bilinmektedir. O nedenle zaman zaman yaptırılan iş analizleri sonucu eğitim sistemimizde köklü değişikliğe gidilmesi AK PARTİ olarak hepimizin öncelikli hedefidir. Bu hedef doğrultusunda da kademeli ve zorunlu olarak eğitim sistemimizi 4+4+4 ile on iki yıla çıkartmış bulunmaktayız, çıkartmak için çalışmalar yapmış bulunmaktayız.
Kesintisiz eğitim sistemi dünyada 205 ülke arasında sadece 2 ülkede vardır. Bu sistem aslında, baktığınızda çok katı bir sistemdir çünkü birinci sınıftan itibaren aldığınız çocuğunuzu sekiz yıl boyunca aynı fiziki mekânda bulundurma zorunluluğuna mahkûm ediyorsunuz. Bu, ne pedagojik ne de fizyolojik formasyona uygundur. Bizim amacımız, çocukların okula başladığı yaşı altmış ve yetmiş iki ayla belirleyip fırsat eşitliği açısından Türkiye'nin her bölgesindeki çocuklarımızı donanımlı yetiştirmektir. Çünkü ilk 4'te çocuklarımız yaşlarına, pedagojik özelliklerine göre verilecek bir eğitimle 2'nci dört yıla hazırlanacaktır. 2'nci 4 yıl içerisinde de eğitim sisteminin içerisindeki programlar bize çocuklarımızın yetenekleri doğrultusunda nasıl bir bölüme yönleneceği konusunda bir yol haritası çizecektir çünkü Türkiye'de ister kültürel, ister etnik ister dinî olarak farklı bölgelerde olan çocuklarımızın da eğitimde fırsat eşitliği doğrultusunda örgün ve yaygın eğitimden faydalanmaları en doğal insani haklarıdır.
İşte, bu nedenle, biz, bütün dünya ülkeleri ile rekabet edebilmek amacıyla eğitim süremizi kesintili ve zorunlu olarak on iki yıla bu nedenle çıkardık. Dünyanın hiçbir yerinde bir öğrenciyi okula aldıktan sonra kesintisiz olarak mezun ettiğiniz bir sistem yoktur. Eğitimdeki bu katılık çocukların ve gençlerin sahip olduğu yetenekleri köreltir.
Şimdi, önergede, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanına atıfta belirtilen "Okullarımız, hatta şubelerimiz arasında 85 kat nitelik farkı vardır." ifadesi gerçeği yansıtmamaktadır. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı 2007 tarihli Ulusal İlköğretim Kongresi'nde sunduğu bildiride şu ifadeyi kullanmıştır:
"PISA araştırması sonuçlarına göre, Türkiye genelinde gözlemlenen varyansın yüzde 54,9'u okullar arası farklılıklarla, yüzde 56'sı ise okul içerisindeki farklılıklarla açıklanmaktadır. Bu çerçevede `Okullar arasında ya da şubeler arasında 85 kat nitelik farkı olması.' gibi ifade, ne sayısal olarak ne de mantıksal olarak açıklanabilir bir ifade değildir."
Türkiye'nin PISA sınavında sıralaması değişmemekle birlikte 2006 yılından 2009 yılına kadar geçen dört yıllık sürede Türkiye, Şili ve Polonya ile birlikte fen, matematik ve okuduğunu anlamada kayda değer bir başarı gösteren birkaç ülkeden biridir. Her ne kadar Türkiye'nin OECD ülkeleri içerisinde sıralaması değişmese de PISA Raporu'nda bu başarıya atıfta bulunulmuş ve eğitimin kalitesinin ve eşitliğin geliştirilmesi için öneriler sunulmuştur. Bu öneriler dikkate alınmakla birlikte 2009 raporu öncesinde de Millî Eğitim Bakanlığı eğitim niteliğinin geliştirilmesi için çalışmalar başlatmış ve hâlâ bu çalışmalar devam etmektedir.
Bu çalışmalar kapsamında ilköğretim ve ortaöğretimde tüm derslerin müfredatları çağdaş bir anlayışla yenilenmiş, ders kitaplarıyla birlikte öğrenci çalışma kitapları ve öğretmen kılavuz kitapları hazırlanmış, ders kitapları öğrencilere ücretsiz olarak dağıtılmıştır. Okullar arasında ve okul içinde eşitsizliklerin azaltılması ve eğitimin kalitesinin geliştirilmesi amacıyla tüm öğrencilerin nitelikli öğretim materyallerine erişimini sağlayacak FATİH Projesi tasarlanmış ve hayata geçirilmiştir.
Biz bu iletişim çağında kendimize ait bir yazılım programı oluşturmuş bulunmaktayız, bunun adı da Pardus Projesi'dir. Pardus Projesi, şimdi TÜBİTAK tarafından geliştirilen ve ulusal işletim sistemi olarak FATİH Projesi kapsamında satın alınan tüm akıllı tahtalara yüklenmiş bir durumdadır ve bu konuda TÜBİTAK'la iş birliği yapılarak öğrenci ve öğretmenlerimizin Pardus'u kullanmaları teşvik edilmektedir. Yine, bu teşvik edilirken FATİH Projesi ulusal işletim sistemi olan Pardus'un yaygın ve etkin kullanılması yoluyla da uluslararası düzeyde kullanılacak bir Türk markası olması için çaba sarf edilmektedir.
Buna baktığınız zaman bu FATİH Projesi'nin içerisinde Pardus'un da yer alması gerçekten çok önemsediğimiz bir şeydir. Bunu da hepinizin dikkatine sunuyorum çünkü kendimize ait, sahip olduğumuz yazılım programı, bizim, gelecekte gelişmiş ülkelerle yapacağımız, karşılıklı olarak yapacağımız çalışmaların başarıyla neticelenmesini sağlayacaktır.
Bu noktada, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Ökten.