GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: GAZETECİ YAZAR UĞUR MUMCU'NUN KATLEDİLMESİNİN 20'NCİ YIL DÖNÜMÜNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:57
Tarih:24.01.2013

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 24 Ocak 2013. Bundan tam yirmi yıl önce, 24 Ocak 1993 tarihinde araştırmacı gazeteci yazar, tam bağımsız ve demokratik Türkiye yolunda mücadele eden, demokrat, devrimci, yurtsever Uğur Mumcu hunharca katledildi.

Yine, bugün 24 Ocak -iyi bir gün değil aslında- Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan 5 polisiyle birlikte hunharca katledildi.

Bugün, 24 Ocakta siyaset adamı Uğur Mumcu ve Aydın Güven Gürkan öldüler. Onların anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Hepsine Tanrı'dan rahmet diliyorum.

24 Ocak, başka bir yönüyle de kötü bir gün. Biliyorsunuz, 24 Ocak 1980 kararlarının ve 12 Eylül 1980 darbesinin ekonomik temelini oluşturan kararların alındığı bir gün. Rahmetli Turgut Özal'ın IMF doğrultusunda yazdığı reçetenin yürürlüğe girdiği bir gün.

Değerli arkadaşlarım, gerçekten, Uğur Mumcu, aslında demokrasi ve özgürlük yolunda simge bir isimdi. O, hunharca katledildi ama kimlerin katlettiği, neden katlettiği, nasıl katlettiği bir türlü aydınlatılamadı. Kemal Türkler, Abdi İpekçi, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Gün Sazak gibi pek çok toplum önderinin katledilişinde olduğu gibi Uğur Mumcu'nun katledilişi de faili meçhul bir cinayet olarak kaldı. Arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Anayasa'sında hukuk devleti olduğu yazılıdır. Hukuk devletinde hiçbir cinayet faili meçhul değildir, aslında faili meçhul bırakılan cinayetler söz konusudur. Bu cinayetlerde devletin eli var demektir. Eğer devlet bu faili meçhul bırakılan siyasi cinayetleri aydınlatamıyorsa eli var demektir. Bugüne kadar da Uğur Mumcu cinayetinin aydınlatılmasıyla ilgili olarak fiilî dirençlerin ortaya konulduğu, Parlamentoda Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu Başkanı tarafından dile getirildi ve biz Türkiye Cumhuriyetinin 2013 yılındaki Türkiye'si olarak gerçekten, geride faili meçhulleri aydınlatılmamış bir Türkiye bırakıyoruz. Biz, Uğur Mumcu'nun çocuklarına, babasının neden ve nasıl öldürüldüğü sorusunun yanıtını veremiyoruz. Aslında, devletin bu sorulara yanıt vermesi gerekiyor. Uğur Mumcu aslında demokrasi ve özgürlüğün yaşamın her alanında bir yaşam biçimi olarak yaşanması için mücadele etti. "Adalet", "hukuk" ve "demokrasi" kavramlarına çok önem verdi.

Bakın, adaletle ilgili düşüncesi: "Bir toplumu ayakta tutan temel dayanaklardan biri adalet duygusudur. Bu duygu bir kez yara aldı mı demokrasinin temelleri de sarsılmış demektir. Adalet bağımsız mahkemeler aracılığıyla dağıtılırsa adalet duygusu güçlenir." Ne güzel de demiş, tam bugüne özgü söylemiş Uğur Mumcu. Yani bugünü yirmi yıl önce görmüş.

Yine adaletle ilgili başka bir yazısında "Hukuktan önce `adalet' kavramı var. Adalet bir ideal durumun, özlemin adı. Hukuksa adalete ulaşmanın yollarından sadece biri. Hukuku kullanarak adaletsizlik de yaratabilirsiniz. Parlamentodan çıkan metin hukuktur ama mutlaka adalet değildir. Yargıcıyla, avukatıyla tüm hukukçular esir alınmıştı Hitler rejimince. Hukuk profesörleri birer papağan, yargıçlar ise oyuncaktı Hitler'in elinde. Bugün, Hitler'e uşaklık etmiş yargıçlara hukukçu demek mümkün müdür artık? Bunlar siyasal cinayetlerin kiralık katilleridir. Bir yüksek kürsüye cüppeyle çıkmak cellatlığa meşruiyet kazandırmaz hiçbir zaman." demektedir.

Değerli arkadaşlar, görüyorsunuz ki Uğur Mumcu "adalet" ve "hukuk" kavramlarına ne kadar önem vermiş, bundan yirmi yıl önce, yirmi beş yıl önce adaletin ve hukukun gerekliliğini tespit etmiştir ve bugünleri işaret etmiştir.

Değerli milletvekilleri, bugün anısı önünde özlemle bir kez daha saygıyla eğildiğimiz Uğur Mumcu ve diğer faili meçhul bırakılan siyasi cinayetlerin aydınlatılmasını sağlamak hukuk devletinin görevidir ve bizim de o kişilerin yakınlarına, çocuklarına karşı bir borcumuzdur diye düşünüyorum.

Uğur Mumcu ve diğer faili meçhul bırakılan siyasi cinayetlerde yaşamlarını kaybeden herkese Allah'tan rahmet diliyorum, anısı önünde saygıyla eğiliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.