GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:92
Tarih:16.06.2021

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Soru soran milletvekillerimize de teşekkür ediyorum.

Konuyla ilgili bir birkaç soru var. Diğer sorular tarım arazileri, çiftçilerle ilgili ve teklifle ilgisi bulunmayan konularda. Bu sorular zaten tutanaklara geçti, yürütme tarafından da elbette ki dikkate alınacaktır.

Sayın Taşkın çok önemli 2 hususa değindi teklifin getirdiği düzenlemelerle ilgili ben kendilerine teşekkür ediyorum. "Teklifle hükümlülerin ıslahına yönelik onların dış dünyayla irtibatlarını güçlendirmek için ne gibi düzenlemeler yapılıyor?" dedi. Gerçekten, 13 maddelik bir teklif ama içerdiği maddeler açısından, hükümlülerin dış dünyayla irtibatlarını güçlendirme açısından önemli düzenlemeler içeriyor. Hükümlülerin ıslahına yönelik, geçmişte bu Mecliste gerçekleştirdiğimiz yargı paketleriyle çok önemli düzenlemeler gerçekleştirmiştik. Bugün görüşmekte olduğumuz bu teklifte de yine bu amaca yönelik düzenlemeler olduğu gibi, dördüncü yargı paketiyle ilgili hazırlıklar devam ediyor; o süreçte de yine, hükümlülerin ıslahına yönelik, aynı zamanda cezaların caydırıcılığına yönelik de -onu da ihmal etmeden, her ikisini de düşünerek- önemli düzenlemeler gerçekleştiriyoruz.

Bu teklifte neler var? Şunlar var: Hükümlülerin gerekli teknik altyapının bulunduğu kurumlarda -ki bu altyapı önümüzdeki süreçte tabii ki bütün ceza infaz kurumlarında oluşturulacaktır, bu hazırlıklar şu anda devam ediyor- elektronik yöntemlerle de mektup alıp gönderebilmelerine imkân sağlanacak.

Yine, nakil talebinde bulunup da maddi durumu yetersiz olan hükümlüler vardı. Bunlarla ilgili, aynen çocuklar bakımından olduğu gibi, maddi durumunun yetersiz olduğunu belgelediği takdirde ücreti devlet tarafından karşılanarak nakil gerçekleşmiş olacak.

Yine, hükümlü ve tutukluların naklinde kullanılan araçlar ile adliye binalarında bekletildikleri veya sağlık kuruluşlarında tedavi gördükleri bölümlerdeki şartları inceleyebilme, buralarda da hükümlü ve tutukluları dinleyebilme, yönetici ve görevlilerden bilgi alabilme gibi hususlar ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme kurullarının görevleri arasına alınmaktadır. Buralarda da kurullar tutukluları, hükümlüleri dinleyebilecek ve adliyelerde, bekletildikleri yerlerde -onları orada dinlediği zaman- sağlık kuruluşlarındaki şartları ve sorunları raporlara dercedebileceklerdir; bu da önemli bir imkân.

Ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme kurullarının düzenlediği raporların bir örneğinin Kamu Denetçiliği Kurumuna ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuna da gönderileceğine dair önemli bir düzenleme yapılmaktadır. Bu da hak ve özgürlükler açısından, insan hakları açısından Kamu Denetçiliği Kurumumuzun -Süleyman Bey'in bahsettiği- Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumumuzun... Önemli bir kurumumuz; süreç içerisinde uygulamalardaki eksiklikler, aksaklıklar elbette giderilecektir. Bu kurumlara da ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme kurullarının raporlarının gönderilebilmesi ve o kurumlar tarafında da denetleme imkânının getirilmesi önemli bir düzenleme olarak dikkat çekiyor.

Hükümlü ve tutuklulara hasta ziyareti amacıyla verilen izinler arasında geçen asgari bir aylık süre şartı vardı. Tabii, hastalığın ne zaman ortaya çıkacağı belli olmaz, belki bir hafta süre içinde hastalık ortaya çıkarsa o bir aylık sürede ziyaret imkânı kısıtlanıyordu. Bu anlamda da o bir aylık süre şartı ortadan kaldırılıyor.

Hükümlü ve tutukluların görüş saatiyle ilgili bir iyileştirme var. Burada bir saati aşmamak kaydıylaydı görüşme, bu süre bir buçuk saate çıkarılarak hükümlüler lehine bir düzenleme gerçekleştiriliyor.

Yine, Sayın Taşkın'ın sorduğu, ceza infaz kurumunda bulunan bazı hükümlülerin ziyaretçileriyle yaptıkları görüşlerin dinlenmesi ve kaydedilmesiyle ilgili husus; bu, yeni bir uygulama değil Sayın Taşkın, aslında devam eden bir uygulama. Neden gündeme geldi? Anayasa Mahkemesi, yapılan bir bireysel başvuru sonucunda, bu dinleme ve kaydetme uygulamasının özel hayatın korunması hakkıyla ilgili olması nedeniyle kanunla sınırlarının belirlenmesi gerektiği yönünde bir karar verdi; aslında teklifle bu giderilmeye çalışılıyor, bunun sınırları belirleniyor. Teklifte, hükümlülerin ziyaretçileriyle yaptıkları görüşmelerin hangi suçlar bakımından uygulanacağı, bunun sınırları ve bu kayıtların ne şekilde imha edileceğine yönelik düzenlemeler var. Öncelikle, hükümlülerin ziyaretçileriyle yaptıkları görüşmeler her suç bakımından mümkün olamayacak bundan sonra, bu düzenlemeden sonra. Hangi suçlar bakımından mümkün olabilecek? Terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlardan mahkûm olan veya tehlikeli hâlde bulunan -bu, "tehlikeli suçlu" tanımını da kanun belirlemiş- veya dışarıyla iletişiminin kurum güvenliği açısından tehlikeli olabileceği değerlendirilen hükümlülerin yapacakları görüşmeler bakımından bu dinleme ve kaydetme mümkün olabilecek.

Hükümlü ve ziyaretçi bu görüşmenin dinleneceğini ve kaydedileceğini bilecek, önceden hükümlü ve ziyaretçi bu konuda bilgilendirilecek. Eğer "Ben dinleme ve kaydetme kapsamında bir ziyaretçi ya da hükümlü değilim." diye bir itirazı varsa, burada kurum yönetiminin takdir yetkisi geniş kullanılıyorsa yine bunun da önlenebilmesi için teklifte itiraz mekanizması var; infaz hâkimine itiraz edebilir, infaz hâkiminin kararını beğenmiyorsa ağır ceza mahkemesine itiraz ederek bu hakkını yargı yoluyla da kullanabilir. Burada amaç kamu düzeninin korunması ile kişi, toplum ve kurum güvenliğinin sağlanması veya suç işlenmesinin önlenmesidir. Kurum yönetiminin dinleme ve kaydetmeyle ilgili değerlendirmesi tabii ki bu kanun teklifindeki sınırlamalara tabi olacak. Tutulan kayıtlar amacı dışında kullanılamayacak, bu yönde de önemli düzenlemeler var. Kanunda açıkça belirtilen hâller dışında hiçbir kişi veya kurumla paylaşılamayacak. Bu kayıtlar herhangi bir soruşturma ve kovuşturmaya konu edilmemiş ise en geç bir yıl sonunda silineceği yönünde de teklifte düzenlemeler var.

Sayın Şeker'in dün de sorduğu, başsavcı-savcı ilişkisiyle ilgili hususu dünkü soru-cevap kısmında açıklamıştık, aynı cevabımızı burada tekrarlıyoruz: Burada gözetim ve denetim yetkisinin hukuki bir denetim olduğu yönünde gerek mevzuatımız gerek doktrin gerekse uygulama...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ ŞEKER (İstanbul) - İdari görevi var ama esasa da girecek artık.

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2009 tarihli kararında da başsavcıların, savcıların verdiği kararlardaki "görüldü" işleminin bir hukuki denetim olduğuna karar vermiştir. Son durumda, kaçakçılık suçundan bir Ukrayna vatandaşına savcının takipsizlik vermesi neticesinde dosyanın kapatılması sonucunda, başsavcının bu işlemin kapatılmaması yönündeki görüşü nedeniyle Ceza Genel Kuruluna intikal eden bir hususta -oradaki bir yorum- bu "görüldü" işlemiyle ilgili o karar nedeniyle uygulamada bir tereddüt oluştu. Bu tereddüdü gidermek için getirilen bir düzenleme.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Bu, bahane.

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Bu gözetim ve denetim yetkisi kanunlarımızda var. Hâkimler ve Savcılar Kanunu'nun 5'inci maddesi açık; Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 16, 17, 18, 20'nci maddeleri açık. Hangi akademisyenin kitabına bakarsanız...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Bitiriyorum Başkanım.

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ (Bartın) - ...Kunter, Yenisey, Centel gibi hukuk camiasında duayen olduğunu bildiğimiz akademisyenlerimizin ceza muhakemesi kitaplarına baktığımız zaman, başsavcı ve savcı ilişkisini orada net bir şekilde açıklıyorlar. Soruşturma makamının bir bütün olduğunu ve bu görevlendirmenin başsavcı tarafından yapılabileceğini ve bu gözetim ve denetiminin bir hukukilik denetimi olacağı yönünde akademisyenlerin de net açıklamaları var. O nedenle bir mahzur yok.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.