| Konu: | AK PARTİ GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 56 |
| Tarih: | 23.01.2013 |
BÜLENT TURAN (İstanbul) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlarım; bu ilginç tartışmadan sonra grup önerimizle ilgili kısa bir bilgilendirme için söz aldım.
Öncelikle, bugün özel bir gün, yolunun yolcusu olduğumuz Aziz Peygamber'in doğum günü. Ben tüm milletvekili arkadaşlarımızın, bütün milletimizin bu mübarek kandilini tebrik ediyorum, hayırlara vesile olmasını ümit ediyorum, nice kandillere diyorum.
Çok Değerli Başkanım, kıymetli arkadaşlarım; bugün AK PARTİ Grubunun vermiş olduğu ve görüştüğümüz önergemize göre, içerik olarak ne var diye baktığımızda: Öncelikle, 365 sıra sayılı Tasarı'nın 3'üncü sıraya alınarak şu an görüşülmesini -ki bildiğiniz gibi bu kanun tasarısı daha çok ceza infazı ve ceza muhakemelerini içeren bir kanun tasarısı- iki, çalışma günlerimize İç Tüzük'ün belirlediği günlerin dışında, cuma ve cumartesinin de eklenmesini; üç, çarşamba, perşembe, cuma ve cumartesi günlerinin bitimine kadar çalışmaların devam etmesini; dört, perşembe günü 240 sıra sayılı, cuma günü 297 sıra sayılı, cumartesi günü 217 sıra sayılı Tasarı'nın gündeme alınmasını ve son olarak 5'inci maddede de, 365 sıra sayılı Tasarı'nın İç Tüzük'ün 91'inci maddesine göre temel kanun hükmünde görüşülmesini içermektedir.
Değerli arkadaşlarım, usul tartışması açılmasaydı konunun daha sonraki maddelerde tartışılmasını isteyecektim ama söz almışken ben de usule ilişkin birkaç cümle etmek istiyorum.
Öncelikle, Sayın Kamer Genç'e cevap vermeyeceğim, zaten onu grubu da alkışlamadı, grubu da ciddiye almadı. Fakat, tecrübesine çok güvendiğim MHP'nin kıymetli Grup Başkan Vekili Sayın Oktay Vural'ın ısrarla "Temel kanun olarak görüşülemez." demesini açıkçası -bir kardeşi olarak kabul ederse- yadırgadığımı ifade etmek istedim; o da şundan: Şimdiye kadar teamülleri oluşmuş, seksen yıldan fazla sürekli kendini güncelleyen bu aziz milletin Meclisinde bu kanun ve benzeri kanunlar ilk defa gelmiyor, defaatle benzer kanunlar görüşüldü. En ufak bir kanunda bile "Otoriter yapı, üniter yapı bozuluyor, dil elden gidiyor, vatan mahvoluyor." gibi bir garip rüyanın içerisinde olunmasını ben bir Türk genci olarak kabul etmiyorum. Bu ülke yüz yıllardan beri kadim medeniyetiyle beraber yaşayan, bu devlet seksen küsur yıldan beri çok önemli kurumlarıyla beraber yoluna devam eden farklı bir ülke. Böyle bir maddeyle, bir kanunla "battık, yok olduk, mahvolduk" tarzının bir garip rüya olduğunu, bundan uyanmak gerektiğini düşünüyorum.
Bu ufak nottan sonra değerli arkadaşlarım, bakınız, temel kanunları düzenleyen 91'inci maddeye baktığımızda iki tane önemli yer görüyoruz:
Bir tanesi, "Bir hukuk dalını sistematik olarak bütünüyle veya kapsamlı olarak değiştirecek biçimde genel ilkeler içermesi" deniliyor tasarıyla ilgili.
KAMER GENÇ (Tunceli) - 2 madde değişiyor, 2 madde.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Ne olduğuna baktığımızda, 15 maddelik bu tasarının yani size göre temel kanun olmaması gereken tasarının önemli olmadığını iddia ettiğiniz bu bölümünde tercüman hakkı gibi, mahkûmların üç ayda bir eşleriyle görüşmesi gibi, cezaların ertelenmesi gibi?
KAMER GENÇ (Tunceli) - Tamam, önemli de?
BÜLENT TURAN (Devamla) - ?hükümlülere önemli ödül niteliğindeki düzenlemeler gibi, çocuk hükümlülerinin birtakım infazlara ilişkin düzenlemeleri gibi?
KAMER GENÇ (Tunceli) - Tamam, önemli de madde madde niye müzakere yapmıyoruz?
BÜLENT TURAN (Devamla) - ?toplumda ceza infazındaki, usuldeki önemli değişiklikleri de içeren bir tasarı olduğunu görüyoruz. Yani 91'inci maddedeki ilk girişte ifade edilen önemli kanunları, önemli içerikleri düzenlemesi tartışılmaz bir gerçek.
Fakat Sayın Vural, daha önemlisi şu: Devam ettiğimizde, asıl orada, gözümüzün altında, 40 defa çizilmesi gereken bir mesele daha var. 91'inci madde "Önceki yasalaşma evrelerinde de özel görüşme ve oylama usulüne tabi tutulması" der.
Bakınız, değerli arkadaşlar, biz sıfırdan kanun yapmıyoruz, Ceza Muhakemeleri ve İnfaz Yasası'yla ilgili birtakım düzenlemeler yapıyoruz. Zabıtlara baktığımızda, çok önemli kanun olan Ceza İnfaz ve Ceza Muhakemeleri Kanunu zaten temel kanun olarak görüşülmüş; bu, yeni bir şey değil. Bu temel kanun olan, yüzlerce madde içeren kanunların içerisinde, 15 maddeyi düzenliyoruz. Dolayısıyla, burada yeni bir şey yok. Zaten temel kanun olarak görüşülen bir meselenin ufak bir bölümünü düzenliyoruz.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Bu, temel kanun yani?
BÜLENT TURAN (Devamla) - Ben bu milletin ufak bir yasayla, 15 maddeyle ne batacağını ne çıkacağını düşünmüyorum. Biz güçlü bir milletiz, MHP de güçlü bir parti, köklü bir parti ama AK PARTİ'nin karşısında, on yıldan beri, attığı her adımda "Aman, ihanet var; aman, Anayasa mahvoldu." gibi bir söylemin toplumsal karşılığının da olmadığını en çok?
7 defa gittiğimiz milletimiz alnımızın akıyla bizi buraya gönderdi. Bu çok önemli arkadaşlar. O yüzden, ben daha ön yargısız, daha sakin, daha güzel, daha teknik, daha hukukçu gözüyle bu meseleye bakıldığında, konunun tartışmasız olacağını düşünüyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) - Gide gide İmralı'ya gittiniz. Bir terör örgütünü muhatap kabul ettiniz. Bundan daha büyük bir utanç olabilir mi? Oslo'da muhatabınızı buldunuz, İmralı'da muhatabınızı buldunuz.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Şu an Oktay Vural yerinden bağırıyor. Tabii, bizi izleyen milletimiz duymuyor.
OKTAY VURAL (İzmir) - Ya, ya? Duymasın, duymasın. Bizim kulakları olup da duymayanlara iletecek bir şeyimiz yok. Gözü olup da görmeyenlere, kalbi mühürlülere diyecek neyimiz var? Allah kulaklarınızı, gözleriniz açsın.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Aslında bu bağırmasında şunu demek istedim: Yine, Sayın Oktay Vural dedi ki: "Siz temel kanunla muhalefetin sesini kesiyorsunuz." Değerli arkadaşlar, herkesin sesi kesilir ama Oktay Vural'ın ne mümkün, maşallahı var. O yüzden, Kamer Genç'in ve Oktay Vural'ın sesini kesmeye kimsenin gücü yetmez diye düşünüyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) - Ama şahadet ediyorlar.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Ben, bu yeni kanunun, yeni tasarının görüşülmesi için verdiğimiz grup önerimizin hayırlı olmasını diliyorum; tekrar, kandilinizi tebrik ediyorum.
Görüldüğü gibi, işlerimiz vakitlerimizden fazla. O yüzden, boşuna "Durmak yok." demiyoruz.
Ben, bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyor, hoşça kalın diyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)