| Konu: | 5 Haziran Dünya Çevre Günü'ne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 88 |
| Tarih: | 08.06.2021 |
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nüzü kutluyorum.
Yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum.
Çevre, hepimizin ortak değeri, sadece biz insanların da değil, hayvanatın, nebatatın da ortak değeri; onu koruyacağız, ki bugüne kadar hep bu şiarla hareket ettik ve sayısız yatırımı milletimizin, ülkemizin, çevremizin hizmetine sunduk.
Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle bu hafta içinde şehirlerimize nefes veren millet bahçelerini, göllerimizi, denizlerimizi ve nehirlerimizi ferahlatan atık su arıtma tesislerini devreye aldık. Bütün gayretimiz, ülkemizi her alanda daha iyi konuma getirmek. Halkımıza daha iyi imkânlar sunmak arzusunu hep taşıyoruz, taşıyacağız da.
Değerli milletvekilleri, ülkemiz çok değişti, çok gelişti, ekonomimiz büyüdü, teknolojimiz gelişti, şehirlerimiz gelişti. Hedefimiz, en büyük ilk 10 ekonomi arasına girmek. Ekonomik büyüme, en yalın hâliyle üreterek ve kaynakları doğru, olması gerektiği gibi kullanarak olur. Büyürken çevreye, doğaya zarar vermeden kalkınmayı sürdürülebilir kılmak istiyoruz. En büyük yol haritalarımız, beş yıllık kalkınma planlarında çevre öncelikli temel alanlardan biri olarak ele alınıyor.
Büyük yatırımlar yapıldı, büyük bir dönüşüm, büyük bir değişim oldu. Ülkemizin dört bir yanında üç temel alıcı ortam olan hava, su ve toprağın korunması temel önceliğimiz oldu. Bu itibarla bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Aramızda elbette ki bundan kuşku duyanlar olabilir, o yüzden birkaç veri sunmak istiyorum: Her geçen gün sayıları artan yenilenebilir enerji yatırımlarıyla hem havamızı hem iklimimizi koruyoruz. Atıkları düzenli bir şekilde bertaraf ederek hem toprağımızı hem su kaynaklarımızı koruyoruz. Ayrıca, atıkları kaynak olarak işleyerek ona değer katıyoruz. Cumhurbaşkanımızın eşi Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi'nin himayelerinde yürüyen Sıfır Atık Projesi'yle geri kazanım oranını sadece iki buçuk yılda 6 puan artışla yüzde 19'a çıkardık. Bu değer 2000'li yılların başında kaçtı biliyor musunuz? Sadece yüzde 1. Çabayı ödülle taçlandırdılar ancak ne var ki içimizdekiler, yanı başımızdakiler göremedi, görmek istemedi çünkü işlerine gelmedi. Katı atıklar doğaya gelişigüzel bırakılıyordu, kokusu bir sorundu, görüntüsü bir sorundu, bir de görülmeyen sorunlar oluşturuyordu. Bu durumdaki çöplerden sızan bu sızıntı sular, toprağa ve sularımıza karışıyordu. İstanbul'da şehit olan 39 kişiyi anmadan ve onlara rahmet okumadan geçemeyeceğim. Poşetleri ücretlendirdik, kullanım yüzde 75 oranında azaldı; artık etrafımızda uçuşan, denizlere, göllere, ağaçlara dolanan poşetleri göremiyoruz. Önümüzdeki yıl itibarıyla içecek ambalajları için Depozito/İade Sistemi'ni hayata geçiriyoruz, dolayısıyla bu atıkların doğaya atılmasının önüne de inşallah geçeceğiz. Şehirlerimizin hava kalitesi her geçen gün daha iyileşiyor.
Değerli kardeşlerim, bu arada bir anımı anlatmak istiyorum. Bir tarihte bürokratım, bir şehirde görev yapıyorum; şehrin hava kirliliği had safhada, 90'lı yıllardan bahsediyorum. Bir üst düzey yöneticiye çıktım, dedim ki: Biz tekli-çiftli plakalara geçmek mecburiyetindeyiz, bu hava kirliliği çocuklarımızı perişan edecek, bizi perişan edecek. Dedi ki: "Sizin ölçüm cihazınız nerede?" Dedim ki: Sağlık Müdürlüğünün koyduğu falan yerde. "Bu havayı kirleten siz ve Sağlık Müdürlüğüsünüz, alın oradan doğru dürüst bir yere götürün." dedi ve hava kirliliğine çözüm olarak o günkü çözüm bulundu ve hava tertemiz oldu çünkü kirli olan ana merkezden başka bir alana taşınmış oldu.
Değerli milletvekilleri, hizmet samimiyet ister. Bir taraftan yapılan hızlı trenleri, hava yollarını, otobanları, tünelleri kullanacaksınız, sunduğu sayısız faydadan istifade edeceksiniz, bir taraftan da bunları eleştireceksiniz, ikiyüzlülük yapacaksınız; olmaz.
Bakınız, Çamlıca Radyo Kulesi İstanbul'un Anadolu Yakası'nda müthiş bir kazanım değil midir?
HÜDA KAYA (İstanbul) - Kim işletiyor orayı?
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Görüntü kirliliğini ortadan kaldırmış bu müthiş çevre projesine dair tek bir paylaşım yaptınız mı acaba? Hani "Çevre hepimizin ortak değeri." diyordunuz. Güzel hizmetlerin takdir edilmesi gerekmez mi? Nerede samimiyet, nerede çevre sevginiz? Hepsi lafügüzaftan ibaret.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Marmara'yı talan ettiniz!
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Bakınız, biz, ağaçlandırmayla orman varlığını artırmada Avrupa'da lider olduk. Bunu biz değil, Birleşmiş Milletler söylüyor raporlarında.
HÜDA KAYA (İstanbul) - Kimin işlettiğini söyle, o kişinin kim olduğunu açıklayın.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Sadece son zamanlarda yaptıklarımıza bakın: Beyşehir Gölü'nün dip temizliğini yaptık, Van Gölü'nde taramalar yapıldı, atık sular için ileri biyolojik arıtma, günümüzde tanık olduğumuz ve alg patlaması gibi hadiselere yol açan kirleticileri arıtabilen teknolojileri içeren tesisler tamamladık ve şehirlerimizin hizmetine sunduk.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Salda Gölü, Cumhurbaşkanımızın kararıyla özel çevre koruma alanı ilan edildi. Sadece yüzey alanı koruma altına alınmadı, etrafı da dâhil edilerek koruma kalkanı 7 kat büyütüldü. Yıllardır göle yapılan atık su deşarjları var, oraya da arıtma tesisini yine Hükûmet olarak biz yapıyoruz. Hâlbuki bu vazife kimin biliyor musunuz? Belediyelerin. Peki, gölün olduğu bölgedeki belediye kimin? Cevabını benden iyi biliyorsunuz.
ALPAY ANTMEN (Mersin) - Belediyeleri rahat bırakın!
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Her tarafa yatırım yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Zira, çevreyi partilerüstü görüyoruz, birileri gibi siyasete malzeme yapmıyoruz. "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz." düsturuyla hareket ediyoruz ve sularımızın -kapıdaki tehlikelerden biri de kuraklık- her damlası önemli. Sularımızı korumak için arıtma tesislerini devreye aldık, 145 olan tesis sayısını 1.170'e çıkardık.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Kaz Dağları'nı...
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Beyefendi, sizinle özel oturup sohbet edebiliriz.
Arıtılan atık suların da yeniden kullanımını sağladık.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; peki, durum böyle mi maalesef? Bakın, işte, binbir zahmetle temizlenen Haliç son zamanlarda yine kirlilikle karşı karşıya. Riva'nın karanlığa mahkûm edilişini gördük. Marmara'da alg patlamalarını konuşurken, birden, etrafımızı saran müsilajla bulduk. Gerçekten bütün bunlar tesadüf olabilir mi? Birçok bilim insanının ortak kanaati, müsilaja yol açan birçok temel faktörden en önemlisi kirlilik. Çevre yatırımlarını durduruyoruz, temel atmama garabetiyle karşı karşıyayız ve çevreci oluyoruz! Bu nasıl bir çevreciliktir? Bunu anlamakta zorlanıyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Müsilaja yol açan başlıca faktör kirlilik, yeterli atılmayan atık suların yol açtığı kirlilik. Maliyetleri düşürmek için çalıştırılmayan...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Termik santraller... Termik santrallerin filtreleri çalışıyor mu?
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Başkanım, bir dakika kaldı.
BAŞKAN - Çok fazla süre verdim, hatta iki dakika oldu sizin fazla süreniz.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Yani önemli...
BAŞKAN - Mümkün değil, siz tamamlayın sözlerinizi, tutanaklara geçsin.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Ne acı değil mi? Bu tesis yatırımlarını yapanlar alkış dahi beklemiyorken yatırımların önüne set çekenler bu davranışlarından ötürü alkış bekliyorlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Ondan ötürü çevre bu hâle geldi.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Arıtma tesisini durduruyorsunuz ve "Bizi alkışlayın." diyorsunuz. Değerli kardeşlerim, bu nasıl bir çevreciliktir? Bunu anlamakta gerçekten zorlanıyorum.
Keşke zamanım olsaydı, size daha önce yaşadığım bazı olayları anlatsaydım. 2002'den önce "çevre" diye bir olgu yoktu.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Ergene'yi ne yaptınız? Hâlâ konuşuyorsun ya! Şu Ergene'den bir bahset de görelim biraz.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Aydın.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Peki.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.