| Konu: | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 87 |
| Tarih: | 02.06.2021 |
SAİT DEDE (Hakkâri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan teklifin 15'inci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım.
Plan ve Bütçe Komisyonunun sadece parasal düzenlemelerin görüşülmesi gereken komisyon olması gerekirken, parasal bir düzenleme içermeyen ve konusu eğitime ilişkin idari bir düzenleme olan bir meselenin Millî Eğitim Komisyonu yerine Plan ve Bütçe Komisyonunda kanun teklifine eklenmesi uygun ve kabul edilebilir değildir. AKP'nin son dönemlerde sıklıkla gösterdiği yasama kurnazlığı burada da söz konusu olmuştur. Bu sebeple, maddenin ilgili ihtisas komisyonunda görüşülmesi gerektiğinden, maddenin tekliften çıkarılması gerekmektedir. Bu kanun teklifi de esasen bir vergi affı düzenlemesidir. Bu vergi affı düzenlemesinin temel gerekçesi ise kanun teklifini hazırlayanlar tarafından pandemiyle ilişkilendirilmiştir. Eğer pandemiyle ilişkilendirilecekse, öncelikli olarak sağlık emekçilerinin sorunlarına çözüm bulmak çok daha gerçekçi olacaktır.
Değerli milletvekilleri, pandeminin başından beri sağlık emekçilerinin sorunları her geçen gün artarak devam etmiştir. Çalışma koşullarının ağırlığı, riskin boyutu ve kapsamı, görev tanımlarının ortadan kaldırılarak angaryanın ve mobbingin sıradanlaşması, şiddet, iş yükü ve hasta yoğunluğunun hiç olmadığı kadar artmasına rağmen, sağlık emekçilerinin ücretleri artmayarak yoksulluk sınırının altında seyretmeye devam etmektedir.
Pandemi döneminde yandaşa vergi affı getirilirken, "Hakkınız ödenemez." dedikleri sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine vergi indirimleri bile çok görülmüştür. Çift maaşlarla, huzur haklarıyla şişirilen cüzdanlar, şehir hastaneleri patronlarına akıtılan paralar, yandaşa aktarılan sermaye, sağlık emekçilerinin insanca yaşayacak ücret alamamasının en önemli nedenlerindendir.
Sağlık emekçileri, performansa dayalı ücret sisteminin kaldırılarak adil ücret ilkesinin gereği olan eşit işe eşit ücret sisteminin uygulanmasını, aynı statü ve görevdeki çalışanların tamamının sosyal bakımdan eşit oranda ücret almasını ve bu ücretin de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde tanımlandığı gibi kendisinin ve ailesinin insanlık onuruna yetecek seviyede olmasını, emekliliğe yansımasını ve tek kalemde olmasını istemektedir.
Yine, insanca yaşanacak çalışma koşulları, yoksulluk sınırı üzerinde temel ücret, OECD ortalamasında kadrolu, güvenceli istihdam, 3600 ve 7200 arası ek gösterge, Covid-19'un iş kazası ve meslek hastalığı sayılması başta olmak üzere ekonomik ve özlük taleplerini birçok platformda dile getiren sağlık emekçilerinin bu haklı talepleri bir an önce karşılanmalıdır. Hak ettikleri maaş yerine hastanenin kârına göre dağıtılan, sağlık çalışanları arasında eşitsizliğe, adaletsizliğe, ayrımcılığa yol açan döner sermayeye muhtaç edilen sağlık çalışanlarının sorunlarını daha ne kadar görmezden geleceksiniz?
Bakın, Türk Tabipleri Birliğinin açıkladığı rakamlara göre, son yedi yılda yurt dışına gidip çalışmak isteyen hekimlerin oranı 15 kat artmıştır. Eminim, birçoğunuz gerek sosyal medyada gerekse basında, başta Almanya ve Avusturya olmak üzere farklı ülkelere gidip orada hizmet vermek isteyen sağlık çalışanlarının haberlerini görüyorsunuz. Son derece üzücü bir tabloyla karşı karşıyayız.
Yine, taşeron firmalarla personel açığının kapatılmak istenmesi yüzünden binlerce genç üniversite mezunu sağlık teknisyenimiz atama beklemektedir. Bu koşullar altında nitelikli bir sağlık hizmetinden bahsetmek mümkün değildir.
Türkiye'de AKP hükûmetleri aracılığıyla Sağlıkta Dönüşüm Programı'yla sağlık politikaları liberalleştirilirken sağlık bir tüketim ilişkisine indirgenerek piyasaya açılmış ve kârın yüksek olduğu bir yatırım alanına dönüştürülmüştür. Sağlıkta dönüşümle SSK ve devlet hastaneleri birleştirilmiş piyasa temelli bir hizmet anlayışı öne çıkarılmıştır. Böylece sağlık emekçilerinin en insani talepleri dahi bu vahşi kapitalist sistemin dişlileri arasında öğütülmek istenmiştir.
Sadece ücrete ilişkin sorunlar yok elbette ancak madem parasal bir düzenleme yapmayı düşünüyorsunuz o zaman biz de ücret boyutuyla yaşanılan sorunları dile getirelim. Sağlıkta şiddeti, mobbingi, iş kazasını ve daha birçok insanlık dışı uygulamayı bu kürsüden dile getirmeye devam edeceğiz. SES'in 25 Mayıs 2021 tarihinde kamuoyuyla paylaştığı haklı taleplerini bu kürsüden dile getirmek istiyoruz. Sağlık emekçileri ay sonunda tek kalemde maaşlarının yoksulluk sınırına çıkarılmasını istiyor, sağlık emekçileri seçimde söz verilen 3600 ek gösterge ve beş yıla bir yıl fiili hizmet süresinin eklenmesi için bir an önce yasa çıkarılmasını istiyor, sağlık emekçileri maaşlarından kesilen vergi oranının yüzde 10'a düşürülmesini istiyor, sağlık emekçileri döner sermaye dâhil tüm güvencesiz ücretlerin maaşa eklenmesi ve emekliliğe yansıtılmasını istiyor.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)