| Konu: | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 87 |
| Tarih: | 02.06.2021 |
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) -Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Bir çok arkadaşımız söz aldı ama kanunla ilgili doğrudan dile getirilen hususlara ilişkin olarak kısaca görüşlerimi ben de ifade edeceğim.
Özellikle, kanun teklifinin kapsamına neler girmektedir konusunda bir soru gelmişti, müsaadenizle buna cevap vereceğim. Bu kanun teklifinin kapsamında düşünülen kamu idareleri; Hazine ve Maliye Bakanlığı vergi daireleri, Ticaret Bakanlığı gümrük müdürlükleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, büyükşehir belediyeleri, belediyeler, il özel idareleri, YİKOP'lar ve bazı meslek kuruluşlarından ibarettir. Bu kapsamdaki alacaklara baktığımızda, vergi, resim, harç ve bunlara ilişkin vergi cezaları ile gecikme zammı ve faizleri; tütün, Hıfzıssıhha Kanunu ve üst kurul para cezaları hariç idari para cezaları; adli para cezaları hariç 6183 sayılı Kanun'a göre takip edilen öğrenim kredileri, ecrimisil gibi borçlar; SGK primleri; para cezaları, gecikme cezası, zammı ve faizleri; belediyelerin vergi alacakları, ücret ve su alacakları; il özel idarelerinin alacakları; Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarının yani YİKOP'ların alacakları ile bazı meslek kuruluşlarının -TOBB, TÜRMOB, TESK, TBB, TMMOB, TTB, TDB gibi meslek kuruluşlarının- alacakları var.
Bu noktayı da bir açmak isterim. Meslek kuruluşlarıyla ilgili hususlar tamamen kendilerinin talepleriyle oluşmuştur, herhangi bir dayatma yapılmamıştır; iç işlerine ve kararlarına saygı gösterilerek meslek kuruluşlarından yazılı talepte bulunanların alacakları, kendi üyeleriyle ilişkili alacakları da bu kapsamda yapılandırılmıştır. Kesinleşmiş alacakların yapılandırılmasında borç alacaklarının tamamının gecikme faizi, zammı yerine yurt içi ÜFE'yle güncellenen tutarının, vergi aslına bağlı olmayan cezaların yüzde 50'sinin ödenmesi koşuluyla vergi cezalarının gecikme zammı ve faizlerinin tahsilinden vazgeçilmektedir. Kanun kapsamında yapılan yurt içi ÜFE'yle güncelleme işleminde esas alınan oranlar 1/11/2016 tarihine kadar Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi'nin aylık değişim oranları, bu tarihten sonra ise aylık yüzde 0,35, yıllık yüzde 4,2 oranı şeklinde belirlenmiştir.
Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan alacaklar da kapsama alınmıştır. Kanunun yayımı tarihi itibarıyla dava açma süresi geçmemiş veya dava açılmış alacaklar için yargılama aşamaları ve verilmiş kararlar dikkate alınarak farklı oranlarda ödenecek tutarlar belirlenmiştir. Örneğin, İlk derece yargı yerinde dava açma süresi geçmemiş ya da açılan dava henüz karara bağlanmamışsa vergi aslının yüzde 50'si; gecikme faizi, zammı yerine ise Yurt İçi ÜFE'yle güncellenen tutar ödenecek. Kalan vergi aslı, vergi cezaları, gecikme zam ve faizlerinin tahsilinden ise vazgeçilecektir.
İnceleme aşamasında olanlara ilişkin olarak ise kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla incelemesi devam eden mükellefler için de yapılandırma imkânı sağlanmaktadır. Mükellefler, işlemlerin tamamlanmasından sonra kanundan yararlanabileceklerdir. Bu durumda, kendilerine yapılacak tebligat üzerine başvurarak vergi aslının yüzde 50'sini; gecikme faizi, zammı yerine ise yine Yurt İçi ÜFE'yle güncellenen tutarı ödemeleri hâlinde kalan vergi aslı, vergi cezaları, gecikme zam ve faizlerinin tahsilinden vazgeçilecektir.
Matrahla ilgili yine bir soru gelmişti. Matrah ve vergi artırımı konusundaysa mükelleflerin 2016 ile 2020 yıllarına ait gelir vergisi matrahlarını, kurumlar vergisi matrahlarını, gelir ve kurumlar stopaj vergilerini, katma değer vergilerini kanunda öngörülen oranlarda ya da asgari tutarlarda artırmaları ve belirli bir oranda vergi ödemeleri şartıyla artırımda bulundukları yıllar ve vergi türleriyle sınırlı olmak üzere haklarında vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacağı yönünde düzenleme yapılmaktadır. Bu kapsamda, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, vermiş oldukları yıllık beyannamelerinde, vergiye esas alınan matrahın 31/8/2021 tarihine kadar -bu tarih dâhil- 2016 takvim yılı için yüzde 35, 2017 takvim yılı için yüzde 30, 2018 takvim yılı için yüzde 25, 2019 takvim yılı için yüzde 20, 2020 takvim yılı için ise yüzde 15 oranından az olmamak üzere artırmaları hâlinde düzenlemeden yararlanabileceklerdir. Artırılan matrahlar yüzde 20 oranında vergilendirilecek ve üzerinden ayrıca herhangi bir vergi alınmayacaktır.
Ayrıca, kanun teklifinde işletme kayıtlarının düzeltilmesi, kesinleşmiş Sosyal Güvenlik Kurumu alacaklarıyla ilgili hususlar, sosyal güvenlik kuruluşlarının ön değerleme, araştırma veya tespit aşamasında olan eksik işçilik prim tutarları ile kesinleşmemiş idari para cezaları da bulunmaktadır.
Kapsamlı bir düzenleme yapılmıştır. Niçin bu kadar kapsamlı yapıldı bu düzenleme? Çünkü bütün dünya ve Türkiye yeni bir döneme giriyor. Uzun bir süredir yaşadığımız pandemi şartlarından çıkarak "pandemi sonrası" dediğimiz bir döneme giriyoruz. Bu bir geçiş süreci elbette, bir anda gerçekleşmiyor. Özellikle aşılama çalışmaları tüm dünyada ve ülkemizde yeni bir dönemin başlayacağını gösteriyor. Ekonomilerde yeniden toparlanma ve normalleşmenin yaşanacağı bir döneme geçiyoruz. İşte, bu yeni döneme mükellefler olarak da kamu-mükellef ilişkisi olarak da bir anlamda çok daha uygun şartlarda başlamanın arayışı içinde bu kanun teklifi Meclisimizin önüne gelmiştir ve Genel Kurulumuzda görüşülmektedir.
Bu bir vergi affı değildir, anaparalar her zaman için korunmaktadır. Diğer taraftan "uyumlu mükellef" dediğimiz bir kavram var. Uyumlu mükellefler için de burada birtakım özendirici teşvikler de düşünülmüştür, oranlar itibarıyla bazı farklılaştırmalar yapılmaktadır. Meclisimizin takdiriyle geçmesi hâlinde hem mükelleflerimiz için hem kamu için faydalı sonuçlar doğuracağını bekliyoruz.
Teşekkür ediyorum.