| Konu: | Çamlıca Camisi ve Taksim Camisi'ne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 86 |
| Tarih: | 01.06.2021 |
ERKAN KANDEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, bir çağ kapatıp bir çağ açan İstanbul'un fethinin 568'inci yıl dönümü mübarek olsun. Allah, İstanbul'u fetheden muzaffer kumandan Fatih Sultan Mehmet Han'dan, onun ordusundan, manevi rehberi olan Akşemseddin'den, bu şehrin yüzyıllardır bizim olarak kalması için mücadele eden tüm ecdadımızdan, şehitlerimizden razı olsun. Fethi anlamayı, gereğini yapmayı bizlere nasip eylesin.
Nasıl bir coğrafyada yaşadığımızı, hangi ceddin çocukları olduğumuzu, hangi değerlerin savunucusu olduğumuzu bize en iyi anlatan tarih 29 Mayıs İstanbul'un fethidir. İşte, böyle bir fetih gününde İstanbul'umuz, Taksim'de cuma namazıyla bir şahesere daha kavuştu. Geçen sene seksen altı senelik hasret dinmiş, Ayasofya Cami-i Şerifi yeniden ibadete açılmış idi. Ondan önceki sene ise Büyük Çamlıca Camisi tamamlanmış, iki senede 12 milyonun üzerinde ziyaretçisiyle şehrimize, aziz İstanbul'umuza bir mühür olmuş, şehrin silüetinin bir parçası hâline gelmişti.
Mabetler, şehirlerde birlik, beraberlik ve barışın sembolleridir; ayrışmaya değil, birliğe katkı sağlarlar fakat bazen, bir hikâye, bize barışın sembollerinin nasıl da ayrışmanın enstrümanı yapılabildiğini de gösterir. İşte, geçtiğimiz cuma açılışı yapılarak şehrimize kazandırılan Taksim Camisi'nin yapım hikâyesi bunun iyi bir örneğidir. Yapımı seksen yıldır ertelenen bir serencamın sonunda açılabilmiştir Taksim Camisi. Pek çoğumuzun farklı noktalarında şahitliğini yaşadığımız bu mabedin hikâyesi, bizim demokrasi serüvenimizi de bu topraklardaki mücadelemizi de özetler bir yanıyla. Bu şanlı şehirde, içinde her rengi barındıran, medeniyetlere başkentlik etmiş nadide beldede atılan her adımın, çakılan her çivinin bir manası vardır. Bu sebeple, Taksim Camisi'nin öyküsü de geldiğimiz noktayı tariflemek anlamında son derece önemlidir.
Malum olduğu üzere, Taksim'e cami tartışması 93 Harbi'yle başlar, 1940 yılında Topçu Kışlası ve içerisindeki caminin yıktırılmasıyla Taksim camisiz kalır, bu dönemden sonra da Taksim Meydanı'ndaki hissiyat öksüzlük olur. Necip Fazıl diyor ya: "Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya." Meydanın kimliğini yansıtacak, bize dair, kendi medeniyetimize dair hiçbir yapının olmaması bizim açımızdan gariplik, öksüzlükken, bu medeniyetin değerlerini bir türlü benimseyemeyenler için hep bir karşıtlık sembolü olmuştur. "Kim karşıymış bu projeye?" diye baktığımızda ise hep vesayet bekçilerini, meseleye kültürel iktidar üzerinden bakanları ve milletin değerlerinin kamusal alanda görünürlüğünden rahatsız olanları gördük, görürüz.
Taksim'de cami yapımı 1952'den itibaren pek çok siyasetçinin gündeminde olur; Menderes, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan ve Alparslan Türkeş meselenin takipçisi olur fakat her defasında engeller çıkartılır. 1979'da Bakanlar Kurulu kararı alınır ancak kazma vurulamadan 12 Eylül darbesi patlak verir, darbeciler hemen Bakanlar Kurulu kararını iptal ederler. Özal döneminde de birtakım girişimler olur fakat hiçbir adım atılamaz. İlk ciddi adım 1994 yılında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'la gündeme gelir, Taksim cami inşaatı Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde seçim vaatleri arasında yer alır. Dönemin Belediye Başkanı bu vaadi "Kolay değil." olarak yorumlayınca, Cumhurbaşkanımız da basın mensuplarını toplayarak otopark arazisini işaret ederek "Şurada inşa edeceğiz. İnşallah, buranın temelini atmak nasip olur." der. Taksim eşrafı ve vatandaşlar projeyi yürekten destekler fakat 28 Şubatı hazırlayan darbeci yapılanma harekete geçer. Mimarlar Odası, Anıtlar Kurulu derken proje yine akamete uğrar. 2013'teyse Taksim'de Topçu Kışlası ve cami projesi bu defa Gezi kalkışmasıyla engellenir. Bunca hilenin, bunca tuzağın hiçbiri Cumhurbaşkanımızı yıldıramaz ve nihayet 2016 yılında resmî çalışmalar başlatılır, 2021'de cami tamamlanır ve milletimiz yüz elli yıllık hayaline kavuşur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) "Taksim'e cami yapamazsınız." diyen vesayetçi zihniyet yani 12 Eylülde darbe yapan darbeciler...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERKAN KANDEMİR (Devamla) - Başkanım, bir dakika daha rica edeceğim.
BAŞKAN - Sayın Kandemir, uzatma vermiyoruz, sadece selamlama için açacağım mikrofonu.
Buyurun.
ERKAN KANDEMİR (Devamla) - Sayın Başkanım, Taksim Camisi şehrin maneviyatına, kültürüne bir katkı ama aynı zamanda millî egemenliğimizin bir sembolü, fethe bir armağan. Esasında, dünyanın tüm meydanlarında o medeniyetin izlerini taşıyan bir mabet görürüz. Meydanlar, o ülkenin kültürel iz düşümünü de taşırlar. İşte, şimdi, Taksim'de de aynı meydana hem Taksim Camisi hem de Santa Maria Kilisesi bakıyor. Bu iki mabedin Taksim'e bakıyor olması bu şehrin ne kadar hoşgörülü olduğunun bir sembolü, fethin de anlamıdır aynı zamanda.
Bir kere daha Taksim Camisi'nin yapımına öncülük eden Sayın Cumhurbaşkanımıza, bugüne kadar bunun mücadelesini veren tüm siyasi liderlere milletimiz adına teşekkür ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)