| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 85 |
| Tarih: | 27.05.2021 |
CHP GRUBU ADINA MAHMUT TANAL (İstanbul) - Cebimde(!)
ALİ ŞEKER (İstanbul) - 10 bin dolar nerede?
MAHMUT TANAL (Devamla) - Vallaha onu -Sayın Meclis Başkanını ben üç gündür hep yoruyorum ama ona kısmet oldu- diğerlerine tek tek söyleyeceğim Sayın Başkanım.
Değerli Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla hürmetle selamlıyorum.
Evet, darbenin iyisi kötüsü olmaz. Askerî, sivil her türlü darbeyi lanetliyorum, kınıyorum. Her türlü darbe demokrasimizin gelişmesinin önündeki en büyük engeldir ve Adnan Menderes ve arkadaşlarını rahmetle anıyorum ama bir şey de ilave etmek istiyorum. Tüm arkadaşlarımız bu günde darbeleri kınıyor ve rahmetli Adnan Menderes'le ilgili güzel şeyleri söylüyorlar ancak rahmetli Adnan Menderes'in çok güzel bir sözü var. Ne diyor biliyor musunuz? Çocuğu ticaretle uğraşacak, ticaretle uğraşacağı zaman aynen şunu söylüyor oğluna rahmetli Menderes: "Oğlum, ticaret yapmanda mahzur yok ama ticaretinde beni alır, beni satarsın." Aslında rahmetli Adnan Menderesin bu veciz sözü tam bugünümüze, tam bu konuşmaya denk gelmiş durumda.
Şimdi, ne demek? Ben ilk önce mevcut olan yasal düzenlemeyi söyleyeyim değerli arkadaşlar: Bizim Türk Ceza Kanunu'muz yani 5237 sayılı Yasa'mızın 255'inci maddesi var; 255'inci maddesinde diyor ki: "Menfaat temini hususunda anlaşmaya varılması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur." Ne demek bu? Sayın eski Bakan, kendi şirketiyle, eşinin şirketiyle ilgili olarak... Yasamızın, bu Türk Ceza Kanunu'muzun 255'inci maddesi doğrudan sadece bunu yasaklamıyor, doğrudan ticari ilişkiyi yasaklamıyor, "doğrudan ve dolaylı olarak" diyor yani bunu geniş kapsamlı hâle getirerek "Anlaşmaya varılması hâlinde nüfuz ticareti suçu işlenmiş sayılır." diyor. Sayın Başkanım, evet, biz burada eski Bakana çok kızıyoruz ama yani hakikaten eski Bakan çıkıp "Arkadaş, ben bu sözleşmeyi yaptım, bu malı da satın aldık Bakanlığa." diyor, bunu inkâr etmiyor.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Evet, öyle diyor.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Yani aslında Ceza Kanunu'nun 255'inci maddesindeki maddi suçu ikrar ediyor: "Ben bu suçu işledim, ben malı satın aldım Bakanlığa ama -biz buna ceza hukukunda "tevilli yolla ikrar" deriz- daha ucuza aldım." Sonra faturalar çıktı, daha pahalıya satın aldığı ortaya çıktı.
Değerli arkadaşlar, şu konuda mutabık kalalım: Sayın eski Bakan, Bakanlık yaptığı kuruma malı ucuz satın alır, pahalı satın alır, bu tartışmaya girmeye hiç gerek yok. Ceza Kanunu diyor ki: Kardeşim, anlaşma yapmış mı? Yapmış. Peki, mesela Bakan -şu anda görevden ayrıldı- şu anda Ticaret Bakanlığına mal satabiliyor mu? Satamıyor. Peki herhangi bir başka bakanlığa mal satabiliyor mu? Satamıyor. Bu ne demek? Nüfuzunu kötüye kullandığı sabitleşmiş oluyor değerli arkadaşlar.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Evet.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Burada sizden istirhamım, bizim Cumhuriyet Halk Partisi olarak ve Millet İttifakı olarak oylarımız yetmiyor.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Evet.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Niye yetmiyor? Mevcut olan Anayasa'nın 106'ncı maddesinin beşinci fıkrası diyor ki: "3/5 oy olmazsa, 360 milletvekili olmazsa soruşturma açılamaz." Soruşturma açılabilmesi için değerli MHP'li, değerli AK PARTİ'li arkadaşlarımızın oylarına ihtiyaç var yani yolsuzluğu kapatmak istemeyen, hırsızlığı kapatmak istemeyen, kayırmacılığı kapatmak istemeyen, nüfuz ticaretini kapatmak istemeyen namuslu, değerli, ahlaklı milletvekillerine ihtiyaç var. Benim sizden istirhamım şu: Hiçbir MHP'li, hiçbir AK PARTİ'li arkadaşımızın nüfuz ticaretini, hırsızlığı, yolsuzluğu kapatacağına ilişkin parmak kaldıracaklarına inanmak istemiyorum. Burada, daha önceden, evet, parti disiplini nedeniyle oy vermiş olabilirsiniz ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi yolsuzluğu kapatma yeri değil, yolsuzlukları aklama yeri değil, hırsızlıkları kapatma yeri değil; burası, Meclis, adaletin, özgürlüklerin, dürüstlüğün simgesidir diyoruz. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Değerli arkadaşlar, geçmişte bu şekilde suçlananlar oldu mu? Oldu. O dönem suçlanan bakanlar...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TANAL (Devamla) - Bir dakikaya bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Geçmişte bu şekilde suçlanan veya iddiayla suçlanan insanlar oldu mu? Oldu. Milletvekilliklerinden istifa etti, bakanlıklarından istifa etti, Yüce Divanda yargılandı, geri geldiler. Sizden istirham ediyorum: Eğer bu soruşturmaya izin verilmezse vallaha bu kara leke -MHP'li arkadaşlarım da kusura bakmasın, AK PARTİ'li arkadaşlar da kusura bakmasın- bu vebal, hem AK PARTİ'nin boynunda kalır hem MHP'nin alnında kalır. Yani bu kara lekeyi gelin, silelim, Meclis bu kara lekeye alet olmasın. Aklansın, gelsin; onun da lekelenmeme hakkı var değerli arkadaşlar. Yani burada, aslında, Ruhsar Pekcan'ın oradaki lekelenmeme hakkına da siz engel oluyorsunuz.
Ben teşekkür ediyorum, saygılarımı sunarım.
Şimdi, sayın din âlimi hocamızın kendisi de burada. Ben özellikle hocama bakacağım, değerli hocam acaba parmağı neye kaldırıyor? Çok düzgün, dürüst bir ağabeyimiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET ARSLAN (Kars) - Yalana parmak kaldırmayacağız, merak etmeyin.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Madem yalandı, Bakanı niye görevden aldınız?
MAHMUT TANAL (Devamla) - Burada kendisine belki sataşıyorum, sevdiğimden dolayı.
Hepinize teşekkürler, saygılar. (CHP sıralarından alkışlar)