GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:79
Tarih:28.04.2021

MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 260 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin geneli üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle hepinizi hürmetle selamlıyorum.

Kanun teklifi, akaryakıt sektöründe özellikle kamuoyunda "fatura ticareti" diye adlandırılan ve büyük boyutlarda vergi kaybına yol açan kaçakçılığı önlemek amacıyla yapılan bazı düzenlemeleri içermektedir. Ülkemizde akaryakıt kaçakçılığıyla mücadele, başta ulusal marker uygulaması olmak üzere, alınan bir dizi önlem sayesinde başarılı bir şekilde sürdürülmektedir. Bununla birlikte, akaryakıt kaçakçılığında çok çeşitli yöntemlerle karşılaşılmakta olup son yıllarda "fatura ticareti" diye adlandırılan kaçakçılık yönteminin kullanıldığı ortaya çıkmıştır. Nitekim, bu yılın ilk aylarında "Silici" kod adıyla yürütülen soruşturma sonucunda akaryakıt istasyonlarından 608 milyon litre akaryakıt satış verisinin otomasyon sistemlerine müdahale edilerek silindiği ortaya çıkarılmıştır. Silinen akaryakıtın maddi değerinin yaklaşık 3,6 milyar lira ve devletin vergi kaybının ise 3,1 milyar lira olduğu açıklanmıştır. Söz konusu operasyonda bu kadar büyük tutarda kaçakçılık yapıldığının belirlendiği dikkate alındığında, konunun ne kadar ciddi ve önemli olduğu, devletin vergi kaybının çok büyük boyutlara varabileceği ve bu kaçakçılığın önlenmesi için acil tedbirler alınması gerektiği net bir şekilde anlaşılmaktadır.

Bu amaçla hazırlanan kanun teklifinin 1'inci maddesinde, yedi günlük fatura düzenleme süresini indirme ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğunu getirme konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.

Teklifin 2'nci maddesinde petrol piyasası ve LPG piyasasında lisansa tabi faaliyetlerde bulunanlar ile bandrol, pul, barkod, hologram, kupür, damga, sembol gibi özel etiket ve işaretleri kullanma zorunluluğu getirilen ürünleri imal veya ithal edenlerden teminat alma konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.

Teklifin 3'üncü maddesinde teminat verme zorunluluğuna uymayanlara özel usulsüzlük cezası verilmesi öngörülmektedir. Özel usulsüzlük cezası 2021 yılı için 25 bin Türk lirasından az ve 1 milyon Türk lirasından fazla olmamak üzere bir önceki hesap dönemine ait brüt satışlar toplamının binde 3'ü olarak düzenlenmiştir.

Teklifin 4'üncü maddesinde akaryakıt satışlarına dair otomasyon sistemine fiziksel veya bilişim yoluyla müdahale ederek satışlara ait mali belge ve bilgilerin cihazda kayıt altına alınmasını engelleyen, cihazda kayıt altına alınan bilgileri değiştiren veya silen ve Hazine ve Maliye Bakanlığı veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarına elektronik ortamda iletilmesi gereken belge, bilgi veya verilerin iletilmesini önleyen veya bunların gerçeğe uygun olmayan şekilde iletilmesine sebebiyet verenlerin üç yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması öngörülmektedir.

Teklifin 5'inci maddesinde otomasyon sistemine müdahaleyle ilgili suçların işlendiğinin inceleme sırasında tespiti hâlinde incelemenin tamamlanması beklenmeksizin, sair suretlerle öğrenilmesi hâlinde ise incelemeye başlanmaksızın vergi müfettişleri tarafından bu tespitlere ilişkin olarak rapor düzenlenmesi, rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla birlikte keyfiyetin cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesi ve kamu davasının incelemenin tamamlanması beklenmeden açılabilmesi sağlanmaktadır.

Teklifin 6'ncı maddesiyle lisans başvurusu, lisans tadili veya lisans süresi uzatılmasına ilişkin taleplerin yerine getirilmesi için Sosyal Güvenlik Kurumuna ve vergi dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmaması şartı getirilmektedir. Ayrıca EPDK'nin lisans sahipleri için bayilik teşkilatı oluşturma ve asgari satış miktarı sağlama şartları da dâhil olmak üzere teknoloji, kalite, güvenlik, hizmet ve teşebbüsün sürdürülebilirliğine ilişkin olarak teknik, ekonomik kriterler ve özel şartlar belirleyebilmesi, belirlenen kriter ve şartları sağlayamayanların lisansının sona erdirilmesi düzenlemektedir.

Kanun teklifiyle getirilen düzenlemeler kayıt dışılık ve kaçakçılıkla mücadele bakımından çok olumlu olmakla birlikte kanun çıkarmak tek başına yetmemektedir. Burada, uygulama ve denetim büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda, akaryakıt satışlarıyla ilgili otomasyon sistemleri ikmalden nihai tüketiciye kadar entegre bir yapıya kavuşturulmalıdır. Ödeme kaydedici cihazlar akaryakıt pompalarına entegre edilmeli, akaryakıt satışı yapılan araçların plakaları otomatik kayıt altına alınmalı ve satılan akaryakıtın Gelir İdaresi Başkanlığına da bildirimi sağlanmalıdır. Ayrıca, otomasyon sistemlerine fiziksel veya bilişim yoluyla müdahale edilebilmesini önleyecek etkili güvenlik tedbirleri geliştirilmelidir. Hem yüksek vergi kaybına hem de haksız rekabetten dolayı diğer bayilerin mağdur olmalarına yol açan bu bataklık tamamen kurutulmalıdır.

Değerli milletvekilleri, konuşmamın bu bölümünde Hazine ve Maliye Bakanlığı çalışanları ile Gelir İdaresi Başkanlığı çalışanlarının kurum içi uzmanlık sınavına ilişkin yaşadığı bir sorunu gündeme getirmek istiyorum. Milliyetçi Hareket Partisi, Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığında kurum içi uzmanlık sınavlarının sürekli hâle getirilmesini öteden beri hep gündeme taşımış, teklifler ve önergeler vermiş ve yapılan düzenlemelere katkı ve destek sağlamıştır. Gelir İdaresi Başkanlığı çalışanları 22 Mayıs 2021 tarihinde yapılacağı duyurulan kurum içi uzmanlık sınavının iptal edilmesi nedeniyle büyük bir hayal kırıklığı yaşamış ve çok üzülmüştür. Çalışanlar nasıl üzülmesinler; 2012 yılından beri sınavın açılmasını beklediler, 2019 yılında çıkarılan 7176 sayılı Kanun'la beş yıl içinde 2 defa sınav yapılacak olmasının hüküm altına alınmasıyla umutlandılar, 25 Ekim 2020 tarihinde Hazine ve Maliye Bakanlığının kurum içi, defterdarlık uzmanlığı için 1.500, gelir uzmanlığı için 1.500 atama yapılacağı müjdesiyle sevindiler, 31 Ocak 2021 günü yapılacağı duyurulan gelir uzmanlığı sınavı için gece gündüz çalışarak hazırlandılar, sınav pandemi nedeniyle 22 Mayıs 2021 tarihine ertelendi, sabrettiler, beklediler ama 2 Nisan 2021 günü yapılan açıklamayla sınavın iptal edildiğini duyunca resmen yıkıldılar. Gelir İdaresi Başkanlığının 2 Nisan 2021 tarihli duyurusunda sınavın iptal gerekçesi olarak açılan dava sonucu Danıştay 2. Dairesinin sınavla ilgili belirlenen usul ve esasların bazı bölümlerinin yürütülmesinin durdurulması yönünde karar vermesi gösterilmiştir. Ne ilginç ve acıdır ki, davayı açan, emekten ve alın terinden bihaber sözde bir sendikadır. Kurum içi defterdarlık uzmanlığı sınavının da haziran ayında yapılmasının açıklanması beklenirken bu karar nedeniyle açıklanamamış, çalışanlar üzülmüş ve umutsuzluğa düşmüştür. Konu hakkında Danıştayın da uygun göreceği pratik bir çözüm mutlaka bulunmalı, çalışanların yüzleri güldürülmelidir. Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığımızca sorunun çözümü için yoğun çaba sarf edilmekte olup kurum içi uzmanlık sınavları mutlaka yapılacaktır. Çalışanlar müsterih olsunlar, bu sınavların yapılmaması gibi bir durum asla söz konusu dahi olamaz. Kanun hükmü açıktır, beş yılda 2 kez sınav yapılacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak yürütmenin durdurulması kararına göre özellikle baraj puanının önceki sınavlardaki uygulama dikkate alınarak belirlenmesi suretiyle sınava dair usul ve esasların gözden geçirilmesi ve yeniden yayınlanmasıyla konunun hızla çözüme kavuşturulabileceği görüşündeyiz.

Konuşmama son verirken Milliyetçi Hareket Partisi olarak destek verdiğimiz bu kanun teklifinin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı sonuçlar getirmesini diliyor, saygılar sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)