| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 79 |
| Tarih: | 28.04.2021 |
HDP GRUBU ADINA KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Sayın Başkan, değerli Divan, değerli Genel Kurul üyeleri; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Turizm sektörünün, turizm emekçilerinin sorunlarının araştırılması üzerine verdiğimiz önerge hakkında söz almış bulunuyorum.
Bir kere, turizmi sadece tatil, sadece deniz ve güneşlenme olarak telakki eden bir anlayıştan, sathının tamamı, her noktası bir turizm cenneti olan ülkenin bu verilerini değerlendirebilme beceri ve basiretini beklemek mümkün değil. Bakın, turizmi sağlayacak koşullar var. Bu koşullardan bir tanesi, demokrasiye, insan hak ve özgürlüklerine saygılı olmak ve bunu yaşanabilir kılmaktır. Bir başkası, "yurtta barış, dünyada barış" ilkesini savunabilmek ve bunu sadece bir slogandan ibaret değil, bunu uygulayabilme becerisi ve basiretine sahip olmaktır.
Bakınız, Ukrayna sorununda Rusya'ya karşı bir politika izleyen ama Suriye'de Kürtlere karşı Rusya'yla dolap çeviren anlayış Rusya'nın önlem almasını ve Türkiye'ye gelecek turistlerin sayısını sıfıra indirmiştir; bu, turizm emekçilerine karşı işlenmiş bir suçtur. Turizmin paydaşları var, turizm emekçileri var, esnaf var. Turizm sadece denizden, sadece arkeolojik alandan oluşmuyor; inanç merkezleri var, kültür alanları var, doğa var... Böyle bir doğa talanı karşısında Ayasofya Camisi gibi, Ayasofya Kilisesi gibi dünya çapında bilinen ve dünya kenti olan İstanbul'un minberine kılıçla çıkmak, turizmi baltalayan, turizmi engelleyen faktörlerden bir tanesidir. Turizmin çok ağır sorunları vardır. Turizmde çalışan her 3 emekçiden 1'i maalesef işsiz kalmıştır. Hükûmetin yanlış politikaları, Hükûmetin umursamayan politikaları, Hükûmetin ihlal eden politikaları yaklaşık 500 bini aşkın turizm emekçisini ve onların ailesini açlığa mahkûm etmiştir. Şimdi, burada, dış politikadan iç politikaya, ekonomiden pandemiye... Bakın, pandemi koşullarında, dünyada, kelimenin tam anlamıyla -değerli izleyiciler ve Genel Kurul bağışlasın- rezil rüsva olma konumuna gelindi ve bundan kaynaklı, Avrupa ülkeleri turizm konusunda tavır koydular. Şimdi, buna bir çözüm bulmak lazım, bu çözüm için bir acil eylem planı lazım. Turizm sektörünün çok önemli güncel sorunları var. Devlet, turizm sektörünün kritik önemine rağmen sektöre neredeyse hiçbir destek vermiyor. Sadece bu üç aylık uygulamayla turizmin sorunları kesinlikle aşılamaz. Ve bunun temel merkezlerinden birisi olan Antalya'da herhangi bir turizm emekçisine sorun "Turizm nasıl yönetilir?" diye, Bakandan da Bakanlık yetkililerinden de Hükûmetten de çok âlâ bir plan sunabilir size çünkü bu işin içerisinde.
Biz HDP olarak başta sendikalar, STK'ler olmak üzere turizm sektörünün paydaşlarının acil eylem planına dâhil edilmesini, görüşlerinin alınmasını, turizm sektörünün çöküşten çıkabilmesi için konsey, meclis ya da kriz masası diye telakki edilebilecek bir oluşumun yapılmasını, turizm sektörünün borçlarının yeniden yapılandırılmasını, sektörün bankalara olan yaklaşık 135 milyarlık borcunun hakkaniyetli bir biçimde, pandemi koşullarına göre faizsiz biçimde yapılandırılmasını, sektörün işsiz kalmış tüm emekçilerine aylık 3 bin lira verilmesini, kısa çalışma ödeneğinin pandemi sonuna kadar uzatılmasını, turizm sektöründe faaliyet gösteren ve faaliyetlerini durdurmak ya da kısıtlamak zorunda kalan işletmelere aylık 5 bin TL yardım desteğinde bulunulmasını, turizm sektöründe faaliyet gösteren tüm işletmelerin pandemi döneminde tahakkuk etmiş, devletten kaynaklı borçlarının silinmesini, sigorta prim borçları bulunduğu gerekçesiyle turizm acentelerine kredi verilmemesi uygulamasına son verilmesini ve turizm emekçilerinin bütün taleplerinin, bütün istemlerinin; insani, ahlaki, vicdani istemlerinin dikkate alınmasını istiyoruz. Ama bu istemler dikkate alınmadığı gibi, ortada bir "lebalep" kavramı dolaşıyor ya... Bu istemler dikkate alınmıyor. Turizm emekçisinin, esnafın, yoksulun, işsizin ne önerisi ne talepleri dikkate alınmıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bitti mi Sayın Bülbül?
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Bitmedi Sayın Başkan.
BAŞKAN - O zaman tamamlayalım lütfen.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Peki, bunun karşısında ne var? Bunun karşısında lebalep zulüm var, lebalep inkârcılık var, biraz önce olduğu gibi lebalep ırkçılık var, lebalep münafıklık var, lebalep faşizm var, lebalep açlık var, lebalep inkâr var ve bunun toplamında da Türkiye halklarına, demokrasiye, insan hak ve özgürlüklerine karşı işlenen lebalep suçun olduğu yerde ne turizmin ne adaletin ne hukukun gelişmesi mümkün değil. Bu münafıklıktan, bu lebalep zulümden, bu lebalep ırkçılık ve faşizmden bir an önce vazgeçmezseniz bu lebalep zulmün kendisi içinde boğulacaksınız.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)