| Konu: | Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 101'inci yıl dönümünün ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın kutlanması, günün anlam ve öneminin belirtilmesi görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 23.04.2021 |
TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI ERKAN BAŞ (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ekranları başında bizleri izleyen, sesimizin ulaştığı tüm yurttaşlarımızı sevgiyle selamlıyorum. İşgale ve saltanat düzenine karşı halkın birleşik mücadelesini temsil eden Meclisin kuruluşunu selamlıyor, Mustafa Kemal Atatürk ve halkı için çalışmış tüm vekilleri saygıyla anıyorum.
Değerli yurttaşlar, bugün, burada Meclisin açılışını, ulusal egemenliği ve Çocuk Bayramı'nı kutlamak için toplandık. Öyleyse, önce üç cümle kuralım. Bir: Meclis, sarayın noter makamına çevrilmiş durumda. İki: Egemenlik maalesef halkın değil, tek adamın. Üç: Çocuklar bayram kutlayamıyor çünkü bu iktidar akıl dışı salgın yönetimiyle çocuklarımızı evlere hapsetmiş durumdadır.
Değerli yurttaşlar, egemenlik konuşacaksak çocuklara bakacağız. Çocuklar mutsuzsa egemenlik tehlike altındadır. Mesela, 12 Eylül darbesi böyledir. Amerika'nın çocukları başarmıştır, bizim çocuklarımızın hayatına mal olmuştur. Onların açtığı yoldan yürüyenler çocuklarımızın geleceğini çalıp memlekete bir saray rejimini reva gördüler. Bakın, memleket nereden nereye geldi: Adile teyzenin kuzucukları vardı, şimdi "tosuncuklar" var. Flüt çalmayı öğrenen çocuklarımız vardı, şimdi, maşallah at çalan at hırsızları var. Sermet Erkin'in şapkadan çıkarttığı tavşanla eğlenen çocuklar vardı, şimdi el çabukluğuyla milyarlarca doları hiç edenler var. Demir parayla leblebi tozu için sıraya giren çocuklar vardı, şimdi milyonlarca liralık arabalarda pudra şekeri bulunduranlar var. Düzen böyle olunca da eğitimde, sağlıkta, özgürlükte, umutsuz gençlik oranında maalesef dünya sıralamasında dibe vuruyoruz ve bunlar sizin eseriniz.
Yüzlerce çocuğun annesi gözleri önünde öldürülürken İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmaya çalıştınız. Sizin çocuklarınız askere bile gitmedi ama yoksul çocuklarının tabutu başında propaganda yaptınız.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sen askerlik yaptın mı?
TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI ERKAN BAŞ (Devamla) - Kendi evlatlarınıza gemicikler, villalar, yatlar, son model arabalar aldınız, makam mevki açtınız, oğluna bir pantolon alamadığı için canına kıyanları görmediniz; şimdi çıkmış çocuk bayramı kutluyorsunuz. İktidara soruyorum: Hangi yüzle?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sen askerlik yaptın mı?
TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI ERKAN BAŞ (Devamla) - Ceylan Önkol, Rabia Naz, Uğur Kaymaz, Berkin Elvan, Veysel Atılgan, Oğuz Arda Sel, Burak Oğraş'ın anne babalarının çığlığını duyuyor musunuz?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Eren Bülbül...
TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI ERKAN BAŞ (Devamla) - Artık, hiçbir bayramı kutlayamayacak çocukların hesabını verdiniz mi? Veremezsiniz, vermeyeceksiniz. Çünkü kamudaki koltuklar tek meziyeti reisinize sadakat olanlarla doldu. Kasalar boşaltıldı, halkın kefen parası ihtiyat akçesi bile harcandı, 128 milyar dolar buharlaştı, doğal kaynaklar, madenler, ormanlar, dereler parsel parsel satılıyor.
Bir de bir ilk daha yaşattınız, bakanın biri kendi şirketi para kazansın diye kendi bakanlığına kazık attı. Şimdi, bizi ekranları başında izleyen tüm yurttaşlarımıza soruyorum: Sağlık Bakanı özel hastane patronu, Millî Eğitim Bakanı özel okul patronu, Turizm Bakanı otel zinciri patronu, İçişleri Bakanının her suçluyla fotoğrafı çıkıyor, Dışişleri Bakanı yurtdışına kaçan dolandırıcıyı makamında ağırlıyor, böyle bir ülkede egemenlik halkın olabilir mi? Burada iktidar vekillerine sesleniyorum: Hani eskiden 23 Nisanlarda çocukları koltuklara oturturlardı, sizin varlığınız, iradeniz 23 Nisanda temsilen koltuğa oturan çocuk kadar oldu mu? Çocuklar bile bazen tembihleri dinlemez, koltuğa oturduğu zaman içinden geleni söyler, siz bunu bir kez olsun yapmadınız. İşte bu yüzden siz gideceksiniz ve o çocuklar gelecek. Ama hangi çocuklar? Parti üyesi olduğu için değil; özel derslerle büyüdü, parasını bastırıp tez yazdırdı, sus deyince sustu, imzala deyince imzaladı, emredince göreve geçti, bırak deyince affını istedi, el kaldırdı el indirdi hiç değil. Zeki, çalışkan, azimli, hak ederek gelecek bu çocuklar ve o gün siz yargıda yaptıklarınızın bedelini ödeyeceksiniz. Evet, devran dönecek, parmağınızda oynattığınız adaletsiz yargı dönemi bitecek. Adliye koridorları lebalep hırsızlarla, avantacılarla, rüşvetçilerle, arsız müteahhitlerle dolacak. Bugün bu halkı açlığa, sefalete mahkûm eden kim varsa, işçilere, gençlere, kadınlara kim el kaldırdıysa, evlatlarımızın canına kim kıydıysa hepsi hesap verecek. Kimse yanına kâr kalacağını sanmasın. Hani o Vahdettin'e "soysuz" denmesinden rahatsız olanlar var ya onlara söylüyorum: O kaçtı, siz onun gibi kaçamayacaksınız bile. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, egemenlik yeniden halkın olacak. Yolsuzlukla, hırsızlıkla, sömürerek, rüşvetle elde edilmiş tüm serveti halkın çıkarlarını çalanlarda ne varsa geri alacağız, halka vereceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI ERKAN BAŞ (Devamla) - Yağmalanan derelerimiz, ormanlarımız, topraklarımız, yok pahasına özelleştirilen millî idarelerimiz geri alınacak. "Kanal İstanbul geçecek." diye uyanıklık edip dönüm dönüm arazi kapatanlar, size sesleniyorum: Hepsi iptal edilecek ve halktan çalınan halka geri dönecek. Herkes anlayacak, bu ülke satılık değildir. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar) Hırsızların elinden kurtaracağımız her kuruş, cefakâr emekçilerin, yoksul halkımızın çektiği acıları dindirmek için kullanılacak. Türkiye İşçi Partisi, biat edenlerin karşısında gerçeği söylemekte, haklının yanında durmakta inat edenlerin, size inat doğayı, hayatı, kadını, işçiyi, emekçiyi, kültürü, sanatı, üretimi ve çocukların oyun hakkını savunanların partisidir ve sonuna kadar haklıyız çünkü bizim davamız cebini doldurma davası değil, insanca yaşam kavgası, zalimden hesap sorma davasıdır.
Halkımıza sesleniyorum bitirirken: Değerli yurttaşlar, bu ülke, bu Meclis kolay kurulmadı. Tarihimizde ihanete karşı mücadele var, inat var, irade var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Baş, tamamlayalım lütfen.
TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI ERKAN BAŞ (Devamla) - Toparlıyorum.
Bu ülke saray rejiminin eseri bu utançların hiçbirini aslında hak etmiyor. Egemenliğimizi bir gün daha saraya ve onun at hırsızı, dolar hırsızı, insan kaçakçısı, kadın düşmanı, işçi düşmanı kadrolarına bırakmaya tahammülümüz yok.
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Hakaret etmeden, hakaret etmeden...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, böyle terbiyesizlik yapmasına müsaade edemezsiniz.
TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI ERKAN BAŞ (Devamla) - Bizim bu ülke çocukları için bir hayalimiz var. Ücretsiz ve eşit eğitim alacak. Güzel toprakta, ormanı talan edilmemiş, kimsenin aç yatmadığı, annelerin babaların yoksullukla boğuşmadığı, tertemiz derelerde oynayacaklar. Yeşil alanları uçurtma uçuracak, çocuk gülüşleri sokakları, ülkeyi yeniden kuracak. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bu kürsü ahlaksızlıkların kürsüsü değil. Terbiyesizlerin kürsüsü değil bu kürsü. Utanmaz adam!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sabır... Sabır...
TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI ERKAN BAŞ (Devamla) -Arkadaşlar, bağırmayın.
Gerçeklerin kötü bir huyu var, er ya da geç ortaya çıkıyor. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Haysiyetli ol, haysiyetli.
TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI ERKAN BAŞ (Devamla) -Halkımıza sesleniyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) - Ağzından çirkinlikler akıyor. Ağzına bak ağzına!
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Hangi halka sesleniyorsun ya? Sen yüzde kaç alıyorsun? Hangi halka sesleniyorsun ya?
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Terbiyesiz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ahlaksız!
TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI ERKAN BAŞ (Devamla) - Sayın Başkanım, müdahale eder misiniz? Bitirmek istiyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın Baş, ek süre kimseye vermedim.
TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI ERKAN BAŞ (Devamla) - Son cümlem.
BAŞKAN - İkinci iki dakika oldu verdiğim, lütfen tamamlayalım.
TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI ERKAN BAŞ (Devamla) - Özür dilerim, son cümlem, bitireceğim, arkadaşlar sussun.
BAŞKAN - Ama tahammül gücünü aşıyor.
TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI ERKAN BAŞ (Devamla) - Sayın Başkan, ricam şu: Arkadaşlar susarsa ben konuşmamı bitireyim; onu sağlayın. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Hakaret ediyor söz verdiğinizde.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Terbiyesizlik yapıyor burada.
BAŞKAN - Arkadaşlar...
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Burası hakaret yeri değil.
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI ERKAN BAŞ (Devamla) - Arkadaşlar, bitiriyorum.
Dediğim gibi, gerçeklerin kötü bir huyu var, er ya da geç ortaya çıkıyor.
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Çıkıyor, çıkıyor.
TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI ERKAN BAŞ (Devamla) - Sonuçta at hırsızlarıyla kaçakçılar birbirine girer, saraylar yıkılır, saltanatlar çöker.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - At hırsızı sensin!
TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI ERKAN BAŞ (Devamla) -Kardeşler, bu ülkenin güzel çocukları; umut edin, inat edin, mücadele edin. Güneşli güzel günler inat edenlerin eseri olacak. (AK PARTİ sıralarından "Yasin Börü çocuk değil miydi? Ondan bahsetmiyorsun." sesi) Tüm çocuklarımızı gözlerinden, yüreklerinden öpüyorum. Bu Meclis işgale ve saltanata karşı kuruldu, bu işgal ve saltanat da yıkılacak. Meclis onlar büyümeden halkın Meclisi olacak, hep birlikte gerçek bayramlar kutlayacağız. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)