GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:73
Tarih:15.04.2021

DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 254 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 4'üncü maddesi üzerinde İYİ Parti adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Kayseri Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sayın Veli Altınkaya Covid sebebiyle dün gece hayatını kaybetmiştir. Basın camiasının sevilen ve sayılan bir ağabeyiydi. Kendisine Allah'tan rahmet, başta ailesi olmak üzere tüm sevenlerine ve basın camiasına başsağlığı ve sabırlar diliyorum; mekânı cennet olsun.

Değerli milletvekilleri, görüştüğümüz bu maddede, gayrimenkul ihalelerinde ihaleyi kazanıp bedeli ödemeyen, böylece ihalenin feshine sebep olan kişilerin iki ihale bedeli arasında oluşacak zarardan sorumluluğu düzenlenmektedir. Amme alacaklarına ilişkin bu madde genel manada olumludur ancak teklifin tümüne bakıldığında aynı şeyin söylenmesi mümkün değildir. Her zaman olduğu gibi yüzeysel ve günlük politikayla vatandaşın sıkıntıları geçiştirilmeye çalışılmaktadır. Yaklaşık bir yıldır Genel Kurula getirilen hiçbir kanun işsizliğe çare olmamış, atama bekleyen milyonlarca genci mutlu etmemiş, vatandaşın geçim sıkıntısını azaltmamıştır, üst üste çıkarılan ekonomik paketler de vatandaşa bir yarar sağlamamıştır. Yani AKP ne halkın sağlığını koruyabilmiş ne de giderek derinleşen ekonomik krizin pençesinden vatandaşı kurtarabilmiştir. Görüşülen kanun teklifi de sorunlara çözüm olmaktan çok uzaktadır.

Sayın milletvekilleri, her geçen gün esnaf kepenk kapatıyor, işletmeler batıyor, çiftçi toprağını terk ediyor, yoksulluk ve sefalet artıyorken iktidar saraylarda yaşam sürmekte ve vatandaşın sorununa yüz çevirmektedir.

Vatandaşın talebine rağmen iktidar kısa çalışma ödeneğini uzatmamıştır. Kısa çalışma ödeneğinin sona ermesinin ardından çalışanlar ya normal çalışmaya geçecek ya da ücretsiz izne çıkacaklardır. Ancak, on binlerce iş yerinin kapalı olduğu düşünüldüğünde işçilerin çoğunluğu ücretsiz izne çıkarılacaktır. İşte, bu teklifle, ücretsiz izne çıkarılan işçilere yapılan günlük 47 liralık ödemeye sadece 3 lira zam yapılmaktadır. İktidarın ücretsiz izindeki işçiye değer gördüğü para aylık sadece 1.500 liradır. Ancak, yandaşlara gelince devletten aldıkları üç beş maaş yasal ve etik oluyor. Etik, işçiyi açlığa mahkûm ederken yandaşları zenginlik içinde yaşatmak mıdır?

Sayın milletvekilleri, nitekim, verilere göre de Türkiye, G20 ülkeleri arasında vatandaşına doğrudan mali destek vermede son sıralardadır. G20 ülkeleri ortalama olarak gayrisafi yurt içi hasılalarının yüzde 7,9'u düzeyinde vatandaşına nakit harcama ve gelir desteği verirken Türkiye'de bu oran sadece yüzde 1,1'de kalmıştır. Düşük gelirli ülkelerin çok önemli bir kısmı dahi Türkiye'den çok daha fazla vatandaşına destekte bulunmuştur. Vatandaşına doğrudan destek sunamayan, vatandaşına 3 maskeyi dağıtamayan iktidar, İsveç'e şov amaçlı ambulans uçak gönderiyor, dünyanın dört bir yanında maske dağıtıyor. Ülkemizde her gün 60 bin vaka, yüzlerce ölüm varken iktidar Libya'ya aşı yardımı yapmaktadır. İktidar şov yapadursun, ekonomik sorunların ve küresel salgının kıskacındaki Türkiye'de yükü işçi, esnaf, asgari ücretli, çiftçi, kısacası dar gelirli vatandaş çekmektedir. Vatandaş kuru ekmeğe muhtaç edilirken yandaşlar devletten üç beş maaş alıyor, devletin sırtından milyonluk araçlara biniyor, lüksten, şatafattan asla geri durmuyorlar.

Sayın milletvekilleri, söz konusu kanun teklifi en çok da çiftçiyi hayal kırıklığına uğratmıştır. Çiftçilerin Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçları yapılandırılmaktadır ancak yapılandırılacak kredi borçlarında yüzde 11 olan faiz oranları yüzde 18'e, yüzde 5 olan faiz oranı ise yüzde 12'ye çekilmektedir. Bu teklif, borç batağındaki çiftçiye faiz zulmü dayatmasıdır. Üstelik çiftçilerin kamu ve özel bankalara olan 134 milyar lira borcu yapılandırılmamaktadır. AKP iktidara geldiği dönemde 2,5 milyar olan çiftçi borcu on sekiz yılda tam 72 kat artarak 180 milyarı geçmiştir. Çiftçinin ineğine, ahırına, traktörüne, tarlasına ve bahçesine icra gönderilerek hacizlerle çiftçi çıkmaza sokulmuştur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DURSUN ATAŞ (Devamla) - Başkanım, bitireyim.

BAŞKAN - Sayın Ataş, buyurun.

DURSUN ATAŞ (Devamla) - Borç batağından çıkamayan çiftçi de üretimden vazgeçmektedir. 2003 yılında 2 milyon 800 bin olan çiftçi sayısı 700 bin azalarak 2 milyon 100 bine düşmüştür. İktidarın on dokuz yıldır uyguladığı politikalar sonucunda Türkiye'de çiftçi iflas etmiştir.

Sayın milletvekilleri, sonuç olarak AKP iktidarının miadı dolmuştur, verdiği sözleri yerine getirememiş, vatandaşa verecek bir şeyi de kalmamıştır. AKP iktidarında ülkemizde ne adalet kalmıştır ne de kalkınma kalmıştır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)