| Konu: | Ramazan ayını kutladığına, kendisini kutlayan Grup Başkan Vekillerine teşekkür ettiğine, devlet ile şahsiyeti birbirinden ayırt etmek gerektiğine, Recep Tayyip Erdoğan'ın seçilmiş Cumhurbaşkanı olarak tasarruflarının hesabını millete vereceğine ve sesimizi değil sözümüzü yükselterek aziz Meclisi çalıştırmamız gerektiğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 13.04.2021 |
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Değerli Başkan, değerli üyeler; öncelikle ramazanışerifimizin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bütün milletimizin ve İslam âleminin bu kutlu ayının hayırlara vesile olmasını diliyorum. Güzel temennilerinden dolayı, şahsımla ilgili teveccühlerinden dolayı Değerli Grup Başkan Vekillerine de tekrar teşekkür ediyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bulunmak, burada bu aziz milletin iradesini temsil etmek ve bu aziz milletin temsilcileri eliyle kendisini yönetmesine vesile olmak bizim kişiliğimizle ilgili değil, bizim temsilimizle ilgili bir şeydir. O yüzden İç Tüzük 65 açıkça şahsiyatla uğraşmayı yasaklar çünkü burada bizler, Ahmet, Mehmet olarak değil temsil ettiğimiz bir mehabetin, temsil ettiğimiz bir iradenin, temsil ettiğimiz siyasi bir düşüncenin sorumluluğuyla buradayız. O yüzden, burada her zaman, daha önceki Grup Başkan Vekilliğim döneminde de kişilerle, isimlerle, şahsiyatla uğraşmama konusunda büyük bir özen gösterdim. Şimdi, Değerli Grup Başkan Vekili Engin Altay Bey birtakım ifadeler kullandı, işte tam da bununla ilgili. Devlet ile şahsiyetleri birbirinden ayırmak için bu düzenleme yapılmıştır. Yani devletin tasarrufu ile şahsiyetin tasarrufu arasındaki ince çizgiyi görmeyip oradaki devlet tasarrufunu, mesela devletin...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun toparlayın.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Ben sessizce dinledim. Lütfen... Bakın, burada en güzel şey birbirimizi sükûnetle dinlemektir. Şunu unutmayalım ki: Aklın muhatabı nefret değildir, aklın muhatabı akıldır; aklın muhatabı duygu değildir, aklın muhatabı kızgınlık değildir, aklın muhatabı akıldır; aklın muhatabı fikir, düşünce, görüş ve vizyondur. O yüzden burada duygusal olarak değil, aklımızla, fikrimizle kendi düşüncelerimizi, tepkilerimizi ortaya koyarsak sevinirim. Ben, kendi hakkım olan düşüncemi burada ifade ediyorum.
Şimdi, devlet ile şahsiyeti birbirinden ayırt etmek gerekir. Recep Tayyip Erdoğan, bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı olarak tasarruflarda bulunur, bu tasarrufların hesabını da bu millete verir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - 128 milyar dolar ne oldu?
BAŞKAN - Buyurun.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Bunu "Kendi şahsına almış, kendi şahsına yapmış." Efendim, Külliye, saray... "Kendisine saray yaptı." O Külliye bu aziz millete aittir.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Evet.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Geçmişte, merdiven altında basın toplantısı yapan hükûmetlerin yerini bugün, bu milletin mehabetine uygun idare merkezleri almıştır. Orası Recep Tayyip Erdoğan'ın babasının malı değildir, bu aziz milletin yönetildiği merkezdir. O yüzden, konuşurken devlet ile şahsiyeti birbirinden ayırt ederek... Fahrettin Altun gibi, İbrahim Kalın gibi son derece kıymetli devlet görevlilerini de istiskal ederek biz yücelmeyiz arkadaşlar. Kendinizi değerli kılmanın yolu, bir başkasını aşağılamak değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun toparlayın.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bir saattir konuşuyor ya!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Bitiriyorum.
Kendimizi... Ben, bu uygulamaya da karşıyım Engin Bey, bu uygulama yeni başlamış, İç Tüzük'e de uygun değil.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Yakında Meclisi de kapatırsın sen.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - İç Tüzük'e uygun değil bu uygulama, bizim dönemimizde yoktu, teamül hâline gelmiş.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - 60'a göre her zaman müsait.
BAŞKAN - Buyurun Mahir Bey.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Son cümle olarak şunu söylüyorum: Bizim, kendimizi yükseltmemiz için birilerini aşağılamamız gerekmiyor. O yüzden, Fahrettin Altun da İbrahim Kalın da son derece değerli, haysiyetli, onurlu insanlardır. Biz, sesimizi değil, sözümüzü yükselterek bu aziz Meclisi çalıştıralım.
Ben çok teşekkür ediyorum. Yeniden, ramazanışerifin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)