GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Selçuklu devlet armasındaki çift başlı kartalın kadın-erkek eşitliği temalı simgesel anlamına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:4
Birleşim:64
Tarih:25.03.2021

SERAP YAŞAR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Meclis Şeref Holü'nde ünlü çini ustası Sıtkı Usta'nın kızı, sanatçı Nida Olçar'ın eserlerinden oluşan bir çini ve seramik sergisi hâlen ziyarete açıktır. Bugün sizlere sergideki kıymetli eserlerden Selçuklu çift başlı kartalı ve tarihsel anlamı hakkında konuşacağım.

Türk devlet geleneğinin devlet başkanlığı makamıyla ilgili bilinen çok önemli bir özelliği, tahtta devlet başkanının eşiyle birlikte oturması geleneğidir. 921 yılında Abbasi Halifeliği'nin İdil Bulgar Devleti'ne gönderdiği elçinin en hayret ettiği şeylerden biri, Türk hakanının törensel taht üzerinde eşi hatun sultanla birlikte oturması ve elçileri böyle karşılamasıdır. Çünkü bu en üst düzeydeki kadın-erkek eşitliği tablosu, o çağlarda dünyanın başka hiçbir yerinde görülebilecek bir tablo değildir. Otağda kurulan tek bir taht üstünde hakan ve hatun birlikte otururdu. Tahtın bir tane oluşu devletin tekliğinin bir gereği, hakan ve hatunun aynı taht üstünde birlikte oturmaları ise toplumun kadınlar ve erkeklerden oluşmasının "insan" dediğimiz türün ancak iki karşıt cinsin varlığıyla mümkün oluşunun sonucuydu. Bir gövdede iki baş, bir tahtta iki baş demekti. İşte Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu Türk devletlerinde ve Türk beyliklerinde resmî bina ve belgelerde gördüğümüz çift başlı kartal, kadını ve erkeği toplumun iki eşit üyesi olarak kabul etme anlayışının bir sonucu olarak hükümdarlık alameti ve devlet arması olmuştur. Böylece, çift başlı kartalda başlar özelde kağanı ve hatunu, genelde kadını ve erkeğiyle bütün toplumu simgeliyordu. Genellikle bir sekizgenin ortasına tasarlanmış olan armanın bu sekizgen çerçevesi ise dört ana ve dört ara yönü yani bütün yönleri, dolayısıyla mekân olarak her yeri simgeliyordu. Böylece, arması çift başlı kartal olan Selçuklu Türk devleti, her yerde, kadın-erkek herkese eşit ve adaletle davranmayı ilke ediniyordu. Bu sebeple, çift başlı kartal damgasına "adalet simgesi" de denilmektedir. Türkiye'deki en güzel örnekleri Sivas Divriği Darüşşifası'nın kapısında, Diyarbakır Surlarında Yedi Kardeşler Burcu'nu çevreleyen Fetih suresinin üstünde, Erzurum Çifte Minareli Hatuniye Medresesi'nin taç kapısında, Hacı Bektaş Veli Dergâhı'nın türbe kapısında, Bitlis'te, Antalya'da, Niğde'de, Kayseri'de, Konya'da, Tokat'ta, İzmir'de, Selçuklu devri Türk yapılarının üstünde yaşamaktadır. Türk devlet yönetimi geleneğinde devleti kadın ve erkek birlikte yönettikleri için bu durumun grafik anlatımında bir gövdede iki baş tasarımı en elverişli simgedir diyebiliriz.

Devlet işlerinden adalet, ekonomi, savunma, dış politika gibi alanları hakan liderliğindeki vezirler, "aksakallılar" denilen danışmanlar topluluğu, beyler ve komutanlar yürütüyordu. Sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlerin çoğunluğunun ise hatun liderliğindeki kadınlar topluluğunca yönetildiğini söyleyebiliriz. Selçuklu ve beylikler devri darüşşifalarının, şifaevlerinin hemen hepsinin kadınlar tarafından yaptırılıp yönetildiğini görüyoruz. Selçuklu sarayının ve beyliklerin önde gelen kadınlarıyla halktan kişilerin oluşturduğu kadın baniler çok sayıda medrese, han ve kervansaray, cami, hamam ve türbe yaptırmışlardır. Bu kurumların yaşaması için de gelirler bağlayıp vakfiyeler kurmuşlardır.

Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün arşivlerinde ve bilimsel yayınlarda binlerce Türk kadını tarafından kurulmuş Selçuklu ve Osmanlı vakıflarının belgelerini, vakfiyelerini, kadının toplumsal, ekonomik, sosyal hayat içinde bizce doğal, Avrupa'ya kıyasla söylersek kıyası kabil olmayan üstün konumunu görebiliyoruz. Türk kadınının toplum ve devlet hayatındaki saygın yerine işaret etmek için yapılan eserlerden birkaçını saymak istiyorum: Sitti Raziye Hatun Darüşşifası, Gevher Nesibe Hatun Darüşşifası, Turan Melek Hatun Darüşşifası, Haseki Hürrem Sultan Darüşşifası, Atik Valide Darüşşifası, Mahperi Hunat Hatun Camisi ve Külliyesi.

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Türk toplumunda insan olarak kadının yüksek ve saygın yeri, Selçuklu, Saltuklu, Akkoyunlu, Karamanoğlu, Osmanlı gibi değişen devlet adlarına ve farklı yöneticilere rağmen hiç değişmemiştir çünkü bu saygın yer yasalarla ve devlet adamlarının özel tutumlarıyla elde edilmemiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SERAP YAŞAR (Devamla) - Bu statü Türk milletinin insan ve dünya tasavvurundan doğmuştur ve milletimiz var oldukça ebediyen yaşayacaktır.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Selamlama için bir dakika verseniz ne olur Başkanım? Zaten kürsüde kalıyor arkadaşımız. Çok insani bir şey ya!

SERAP YAŞAR (Devamla) - Bu konuya dikkatimi çeken Şair Şaban Abak'a teşekkürlerimi iletiyor, hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ, MHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)