GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 21 Mart Nevruz Bayramı'na ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:4
Birleşim:64
Tarih:25.03.2021

NEVİN TAŞLIÇAY (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 21 Mart Nevruz Bayramı münasebetiyle gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

"Yedi kat yerler vücudumdur/ Sular damarımdır/ Gökler çadırımdır/ Arş seyranımdır/ Çarh devranımdır/Yıldızlar meşalemdir.

Bunları dilimiz ve elimizle rencide etmemeliyiz, incitmemeliyiz çünkü onlar rencide olursa bütün varoluş rencide olur."

Bu çağrı, 14'üncü yüzyılın ikinci yarısından, yaşadığı coğrafyayla bütünleşen, yaşam algısı dünyayı tüketmek üzerine değil, dünyayla bütünleşip yaşamın kendisine bürünmek üzerine olan, dâhil olunmayanın güzelleştirilemeyeceği bilinciyle doğayı hizmetine alarak, ona kendini üstün kılmayı değil, kendisini doğaya katmayı, onunla bir olmayı niyaz eden bir milletin gönül ocağından yetişen Kaygusuz Abdal'dan. Tarih boyunca gök çadırı altında soluyan bu eşsiz bilinç, milletimizin, medeniyetimizin dünyaya bakışının özünü oluşturmaktadır.

Doğayla yaşayanların takvimleri ağaç yapraklarıdır, bu yüzdendir ki ne zaman dalda yaprak baş verir, ne zaman tomurcuklar açar, renklenir, yeni gün o zaman başlar, yeni yıl o zaman kutlanır. Büyük bir gururla divanesi olduğumuz Türklük, oklarını rüzgârlarla ıslık çaldıran, hüznünü mor menevşenin boyun eğmesiyle anlatan; yorgunluğunu, huzursuzluğunu dağ üzerine çökmüş karla, dumanla betimleyen, toprağı sadık yâri gören, mutluluğu güle duyduğu aşkta ötüşen bülbül sesinde duyan ve üzerinde yalın kılıç at koşturduğu yerleri kanıyla sulayıp vatan toprağı sayan ruhtur. Nevruz'un bizde yarattığı coşku, heyecan ve kalplerimize sunduğu ferahlık işte tam olarak doğayla bir olmuş bu kökten neşet etmektedir. Nevruz, Türkiye'yi âdeta bir bahar ikliminde yeşerten Yunus Emre'nin "Her dem yeniden doğarız, bizden kim usanası" dizesine atıf yapar gibi yenilenmenin, yeniden doğuşun, kutlu bir uyanışın adıdır. Nevruz, gece ile gündüzün eşitlendiği tarihte dünya üzerindeki insanların da eşit, hür ve refah içinde yaşaması idealinin daha derin bir nefeste içimize çekildiği, daha uzun soluklu dile getirildiği günün adıdır; yalnızca toprağın değil, gönüllerin de uyanmasıdır; donan gözelerin coşkun ırmaklar olup akması; güneşin gönüllere taptaze umutlar bırakması; Türkistan'dan Balkanlara kadar uzanan geniş bir coğrafyada kendine özgü ritüellerle kutlamalar yapan milletimizin toprağa daha umutlu, daha inançlı bir şekilde basmasıdır; bu tarihte Ergenekon'dan çıkan atalarımızın ötelerimize ışık tutmasıdır. Bu yüzden, isteriz ki "yeni gün" anlamına gelen Nevruz, yüzyıllar sonrasına ulaştıracağımız şanlı adımızı, kutlu tarihimizi yüceltecek gayretlerimizin daha da artmasına vesile olsun.

Dede Korkut meşrepli milletimizin dilinden dökülen dualarla dileriz ki milletimizin karşı yatan yüce dağı yıkılmasın, gölgelice ağaçları kesilmesin, karlı buzlu akan gümrah suları kurumasın, ektiğimiz göversin, diktiğimiz yeşersin; çevremiz biçim biçim ağaç, renk renk çiçek, içimiz huzur dolsun; ak pürçekli analarımız, ak sakallı babalarımız, dünyalar güzeli evlatlarımız ve milletimizin her ferdi mutlu olsun; yuvalarımız şen olsun, ocaklarımızın tüten dumanları daim olsun. Nevruz'da açan çiçekler, bugün çatısı altında bulunduğumuz yüce Mecliste, Meclisimizde bu duayı edebilme özgürlüğüne sahip olmamız için canlarını feda eden şehitlerimize cennet bahçesi olsun.

Bu duygu ve duayla Nevruz Bayramı'mızı kutluyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)