GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti ve Bosna-Hersek Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna ve Anlaşmanın Protokol ve Eklerine İlişkin Değişikliklerin Cumhurbaşkanınca Doğrudan Onaylanmasına Dair Yetki Verilmesine İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:59
Tarih:16.03.2021

ERKAN BAŞ (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Genel Kurulu ve bizleri ekranları başında izleyen, ülkemizin emeğiyle, alın teriyle yaşayan tüm yurttaşlarını yürekten sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

Şu anda uluslararası anlaşmalar üzerinde söz aldım ve esas olarak bu duruma ilişkin itirazımızı yükseltmek üzere kürsüdeyim. Yani iktidar milletvekilleri farkında mı, bilerek mi yapıyor, bilmeden mi yapıyor ama tüm yurttaşlarımızın mutlaka bilmesi gereken bir konu var değerli arkadaşlar.

Meclis çoğunluğu esas olarak AKP'nin dayatmasıyla bir Meclis gündemi oluşturuyor ve önümüzde birtakım uluslararası anlaşmalar var, bunları konuşuyoruz; İran, Nikaragua, Çad, Kenya, Paraguay, hepsi var maşallah. Meclisin gündeminde sadece uluslararası anlaşmalar var bugün, biraz sonra kapatacağız.

İlk söylemek istediğim şey şu: Devlet yönetimi bir ciddiyet ister. İyi yönetim, kötü yönetim olur; bence çok kötü yönetiyorsunuz ama daha önemlisi büyük bir ciddiyetsizlikle yönetiyorsunuz. Ciddiyet nedir değerli arkadaşlar? Örneğin, imzaladığın anlaşmanın gereğini yerine getirmektir. Bir anlaşmanın altına imza atıyorsan orada yükümlülük altına aldığın şeyi yapacaksın. Mesela, herkesin bildiği 2 tane örnek vereceğim: Bir; İstanbul Sözleşmesi. İki; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi.

İktidara diyorum ki: Ey iktidar, siz önce bu anlaşmaları uygulayın, bu insan haklarına temel teşkil eden sözleşmeleri uygulayın, imzanızın hakkını verin, ondan sonra bu anlaşmaları neden uygulamadığınızın hesabını verin, sonra oturalım bu diğer anlaşmaları konuşalım. Mesela, soruyoruz: "İstanbul Sözleşmesi uygulansın." yazan bir pankartı 8 Martta kapatmak hangi aklın ürünüdür? Örneğin, diyoruz ki: Siz hele bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin uygulamadığınız kararlarının hesabını verin, diğerleri ondan sonra gelsin.

"Devlet yönetimi ciddiyet ister." dedim. Şu elimde görüştüğümüz teklifler var. Herkesin dikkatini çekmek istiyorum arkadaşlar. Bakın, bunlar içinde 2015'de imzalanmış anlaşma var, 2016'da imzalanmış anlaşma var, Meclise 2018'de, 2019'da gelmiş anlaşma var; bugün gündeme alıyorsunuz. Soru çok basit: Bu anlaşmalar bu kadar önemliyse niye bugüne kadar gündeme almadınız? O kadar önemli değilse bugün memleketin hiç mi önemli bir gündemi yok bu anlaşmalarla Meclisi meşgul ediyorsunuz? Sanki yapılacak hiçbir iş kalmamış gibi bunlarla uğraşıyoruz. Ben iktidarın bu tutumunu şiddetle protesto ediyorum ve halkımıza şikâyet ediyorum. Halkımız şunu bilsin: Biz, bugün memlekette binlerce sorun varken niye bu kanunları, uluslararası sözleşmeleri konuşuyoruz? Çünkü arkadaşlar, siz var ya, sokakta maske takmadığı için insanlara binlerce lira ceza kesen ama diğer yandan lebalep kongreler yapmakla övünen bir iktidar partisi hâline geldiniz, çünkü iktidarın gündeminde sadece kendi kongresi var, lebalep kalabalıklar var. Bu nedenle, mesela, muhalefetin gündeme getirdiği, halkın acil sorunlarını çözecek hiçbir kanun teklifi önümüze gelmiyor. Gerçekten yazık diyoruz; bu memlekete, bu millete yazık ediyorsunuz.

O yüzden, buradan kadınlara sesleniyorum: Değerli kadınlar, kız kardeşlerimiz öldürülmeye devam ediyor; tacizin, şiddetin her türlüsü devam ediyor; kardeşlerimiz "İstanbul Sözleşmesi uygulansın." diyor ama iktidar vekilleri Türkiye'nin, Paraguay'la yaptığı anlaşmayla Meclisi meşgul ediyor.

Sağlık emekçilerine sesleniyorum: 387 meslektaşımız pandemi nedeniyle hayatını kaybetti, Covid meslek hastalığı sayılmıyor. Gerekli yasalar çıksın diye binlerce sağlık emekçisi bekliyor ama lebalep kongreler yaparak pandemiyi yaygınlaştıran iktidar Çad'la uluslararası anlaşmayı utanmadan gündeme alıyor.

Hendek'teki işçi katliamında, Ankara'da Gar katliamında, Çorlu'da hızlı tren katliamında hayatını kaybeden yurttaşlarımızın yakınları size sesleniyoruz: Bugünlerde tüm bu dosyaların davaları görülüyor, bir tek AKP'li milletvekilini yanınızda gördünüz mü? Görmediniz değil mi? Sizden çok daha önemli gündemleri var, Kenya'yla uluslararası anlaşmayı görüşüyorlar.

Başta Boğaziçi olmak üzere, üniversite öğrencisi arkadaşlarıma, değerli akademisyenlere sesleniyorum: Akademi saldırı altında, üniversitelere kayyum atanıyor. Üniversitelerin kalitesi düşüyor, bilimsel olmayan müfredatlar dayatılıyor. Herkes dertli, dünyada ilk 500'e giren üniversitemiz kalmamış durumda, siz bunları dert ediyorsunuz ama iktidarın çok önemli işi var, imzalanmış et ihracatı anlaşmasını onaylamaya, onunla memleketi oyalamaya, hepimizin gözüne bir perde çekmeye çalışıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERKAN BAŞ (Devamla) - Sayın Başkan, izin verirseniz toparlayayım.

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

ERKAN BAŞ (Devamla) - Memlekette gençleri hayal kuramayacak hâle getirdiniz, insanlar hayal bile kuramıyor iktidarınızda; tek hayal Avrupa'ya gitmek olmuş durumda. Ama biz ne yapıyoruz? Ta, 2016'da İran İslam Cumhuriyeti'yle imzalanmış anlaşmayı konuşuyoruz.

Milyonlarca EYT'li sizlere sesleniyoruz: Size sıra gelmiyor; ya mezarda emeklilik yasalarını getiriyorlar ya Mali, Belarus, Özbekistan anlaşmaları getiriliyor. Unutmadan söyleyeyim, boş zamanlarında da kıdem tazminatınıza göz dikmişler, onun için çalışıyorlar.

Bakın, dün Hendek katliamı davasındaydık, bugün Çorlu katliamı davasındaydık; cuma günü 10 Ekim katliamı davasında olacağız. Buradaki bir avuç milletvekili, adalet için öldürülen emekçilerin hakkını aradığı davalarda yanlarında olmaya çalışıyor. Yarın Boğaziçili öğrencilerle birlikte olacağız.

Yurttaşlarımıza sesleniyoruz: Bu iktidarı tanıyın, kendisinden olmayan herkesi terörist ilan eden, cenazeler üzerine iktidar koltuğu yerleştiren bu iktidarı tanıyın. Adaletle anılan bir ülke kurarken bugünleri lütfen hatırlayın diyoruz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)