| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 10.03.2021 |
HDP GRUBU ADINA KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Sayın Başkan, değerli Genel Kurul üyeleri; herkesi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Evet, bugün Miraç Kandili. Muhammed Mustafa Habibullah'ın Hak'la miraç eylediği gündür bugün. Aslında her insanın, her toplumun, her varlığın kendi ölçüsünde bir miracı vardır; o miraç Muhammed Mustafa'nındır, o başkadır ama her insanın kendi ölçeğinde bir miracı vardır. Bu miraç tam da bugünlerde adalet için, eşitlik için; mazlumların, masumların, yetimlerin, hakkı yenenlerin hakkı için olmalıdır. Miraç, aslında, özellikle hak, adalet ve eşitlik içindir.
Şimdi, sözleşmeli öğretmenlerin durumuyla ilgili verilen önergeyle ilgili söz almış bulunmaktayım.
"Kadrolu" "sözleşmeli" "ücretli" "atanamayan" "KHK'li" "işine son verilen" "bölücü"; bunların hepsi öğretmenlere yapılan son dönemdeki sıfatlandırmalar. KHK'yle işine son verilmiş ve bir tür, aslında, idama mahkûm edilmiş, başka bir işte de çalışması engellenmiş öğretmenler var. Bu "sözleşmeli öğretmenlik" denilen şey, öğretmenlik mesleğine yapılmış bir hakarettir; bir tür ötekileştirme, bir tür aşağılamadır, böyle bir öğretmenlik olamaz. "Atanamayan..." Niye atanamıyor, hayırdır? Daha önce de söyledik burada "atanmayan" desenize şuna. Sayın Ziya Selçuk'un bütçe görüşmelerinde burada olduğu zamanda da söylemiştik, kayıtlara geçsin diye bir daha söyleyelim: Öğretmenlik, sıradan bir devlet memurluğu değildir. Öğretmenlik, akademisyenliktir; öğretmenlik, sosyologluktur; öğretmenlik, bilim insanlığıdır. Buna yaraşır bir sıfat ve bakış açısıyla, bir an önce, öğretmenlik mesleğini ekonomik, sosyal, kültürel ve mesleki anlamda düzenleyen öğretmenlik meslek yasası kesinlikle kabul edilmelidir.
Bakınız, öğretmenlere dair yapılan araştırmalarda ortaya çıkan sonuçlar: Yüzde 61'i gelir yetersizliğinden söz ediyor; yüzde 26'sı ek iş yapıyor; yüzde 86'sı "Çocuğumun öğretmen olmasını istemiyorum." diyor; yüzde 46'sı anne, baba ve yakın arkadaşlarının, dostlarının ekonomik desteğiyle ayakta kalıyor; yüzde 46'sı görevden alınma korkusuyla yaşıyor ve yüzde 83'ü "Devlet okullarında eğitim iflas etmiştir, bitmiştir." diyor; yüzde 59'u gelecek kaygısı taşıyor, gelecek kaygısı. Öğretmenin gelecek kaygısı taşıdığı bir yerde toplum iflas etmiş demektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Bülbül.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Eğitimin özneleri vardır. Eğitimin en temel ve aktif öznelerinden birisi öğretmendir; eğitim faaliyetini yürüten, temsil eden, öğrenciye ve topluma ulaştıran temel faktördür. Bu faktörün böyle olduğu durumda hiçbir şekilde adil, eşit, bilimsel, laik, demokratik eğitimden söz edilemez. Öğretmenlik meslek yasası beraberinde adil, demokratik, laik, ana dilde ve zorunlu din dersini de kaldıran eşitlikçi bir eğitim sistemi düzenlenmeli. Bu program buna uygun değil. Dolayısıyla, bunun çözümü, sözleşmeli öğretmen ve benzeri adı altında yapılan uygulamaların çözümü öğretmenlik meslek yasasının söylediğimiz kriterler bağlamında yürürlüğe konulması ve uygulanmasıdır.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)