| Konu: | Trabzon ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 51 |
| Tarih: | 24.02.2021 |
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Birinci Dünya Savaşı'nın en ağır darbelerine maruz kalıp yaşadığı türlü acı, çile ve kayıpların ardından düşman işgalinden kurtulan Trabzon'umuzun kurtuluşunun 103'üncü yıl dönümünde görüşlerimi ifade etmek üzere şahsım adına söz almış bulunmaktayım.
Sözlerime başlamadan önce, dün gece Trabzon Çarşıbaşı ilçemiz Fener Mahallesi'nde meydana gelen yangında vefat haberlerini üzüntüyle öğrendiğim merhum Emin Yılmaz amcamıza ve kıymetli eşi Havva Yılmaz teyzemize Rabb'imden rahmet, ailesi ve yakınlarına başsağlığı dilemek isterim.
Değerli milletvekilleri, iki yıla yaklaşan esaretin karşısında verdiği kurtuluş mücadelesini 24 Şubat 1918'de zaferle taçlandıran tarih, sanat, kültür, medeniyet, eğitim ve spor şehri Trabzon'a ve vatanın bölünmez bütünlüğünü tüm değerlerinin üzerinde tutarak mücadeleci ve kararlı kimliğini teslimiyeti reddediş ve temsiliyeti seçişle taçlandıran kıymetli hemşehrilerime gönül selamımı iletiyorum.
Ulusal egemenliğimize olan sıdkı, öğretilmiş kelamın hakkı adına, yeşil dokusu ve mavi kokusuna meftun nazlı hilali gökyüzünde sonsuza kadar dalgalansın diye Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin ilk kurulduğu şehirdir Trabzon. Kurtuluş mücadelesinin en şanlı zaferlerine imza atan doğudur, Karadeniz'dir, kuzeydir.
Küreselleşen bir dünyada, Trabzon, gelişmeleri izlemek yerine onlara öncülük eden bir şehir konumundadır.
Tarihsel konum ve işlevine bakıldığında Trabzon'un nerede durması gerektiği çok daha iyi anlaşılacaktır; Gazi Mustafa Kemal'in "Samsun'a ayak bastığım zaman bana kalp gücü veren vatandaşlarımın ilk sırasında Trabzonluların bulunduğunu asla unutmayacağım." deyişi, bir medeniyet tasavvurunun atlasındaki Trabzonluları geceye yenilmeyen bir liderin derinlik ve aydınlık eşiğinde buluşturup damgasıyla, mührüyle dünya lideri Sayın Erdoğan'ın arkasında dimdik bekleyişidir.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bravo!
BAHAR AYVAZOĞLU (Devamla) - Fatih fetheder, Yavuz yönetir ve Kanuni doğarsa bir şehirde, mehabet gereğince cesaret, kararlılık, adalet ve asalet timsali ecdadının yoluna da revan olunur.
Dün Çanakkale'de düşman donanmasının Marmara'ya girmesine müsaade etmeyen mayınları harbin binbir güçlüğü altında yurda getirmeyi başaran Beşikdüzülü Ali Şükrü Bey, bugün düşmanı inlerinden çıkarmayan İHA'ların, SİHA'ların Sürmeneli mucidi Selçuk Bayraktar olur. Dün Trabzonlu Albay Hamdi Bey ve tek başına işgal kuvvetlerini durduran Hüsnü Çavuş, bugün ayağındaki kara lastikle 14'üncü yaşından çok daha büyük Eren Bülbül olur ve "Ben 11 tane evladımın avucunu ağzıma alıp doyardım." diyebilen Ayşe Bülbül olur.
Ahi Evran Dede'nin, Hacı Hakkı Baba'nın, Haçkalı Baba'nın memleketidir Trabzon. Trabzonlu olmadığı hâlde Trabzonlu anılan Şamil Ekinci'nin, Bedri Rahmi'nin, "Allah bu toprağı her zaman korusun." diye dua ederek bir dönem yaşadığı Trabzon'dan ayrılan Portekizli futbolcu Pereira'nın eşinin memleket tasviridir. Ezan vakti bereketine kepenk açan Kemeraltı'ndan kardeş şehir Maraş'tan adını alan caddeye, görünen kısmı az ama bilinen kısmı güzel hikâyelerle dolu, renkli camekânların uzun sokağına ve oradan 15 Temmuzda destan yazılan Meydan Parkı'nın gücüdür Trabzon. En çok da futboldur; her anlamda her alanda inandıkları değerler için Dozer Cemil, Şenol, Kadir, Necati, Turgay gibi müdafaanın, Ünal, Hami, Fatih Tekke gibi taarruzun sembolü oluverir. Köprübaşı'nın evlatları Adnan Kahveci'nin kıvrak zekâsı, Recep Yazıcıoğlu'nun devlet vefası gibidir. Akçaabat, Araklı, Çaykara, Düzköy, Çarşıbaşı, Vakfıbekir, Maçka, Tonya, Beşikdüzü, Şalpazarı, Yomra, Of, Dernekpazarı, Arsin, Ortahisar, Sürmene, Köprübaşı, Hayrat; işte, benim birbirinden kıymetli, her biri farklı coğrafi ve kültürel özelliklere sahip 18 ilçem, Sultan Fatih'in 1461'de mühür bastığı Ayasofya'sı, dağı taşı oyularak inanç turizmine kollarını açmış Sümela'sıyla, Uzungöl'üne kuş bakışı tablosundan, Boztepe'de içilen demli çayın tadına ve kırmızı yanaklı, güleç uşakların yaylası Kayabaşı'na kadar uzanır. Dolayısıyla Mahmut Goloğlu'nun dediği gibi "Trabzon Türkiye'dir ve Türkiye de Trabzon."
"Damına, tarabasına,
Ağasına, marabasına,
Kara kaşlısına, gözü yaşlısına,
Erine, yiğidine, kocamışına,
Sakalı tel tel, saçı yeni bitmişine,
Yedisinden yetmişine
Selam olsun." diyor, Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)