GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:42
Tarih:27.01.2021

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 229 sıra sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi üzerinde 1'inci maddede grubum adına söz almış bulunuyorum.

Kanun teklifinin gerekçesine baktığımızda gerekçe süslenmiş; biraz önce Komisyon da gerekçeyi belirtti. Yatırım ortamının iyileştirilmesi, iş yapma kolaylığının geliştirilmesi, AR-GE ve yüksek teknoloji yatırımlarına destek verilmesi, yüksek teknolojiye dayalı üretimin artırılması, yüksek katma değerli ürünlerin artırılması; bunlar için destek, teşvik süresinin uzatılması, velhasıl, istihdamın artırılması gibi güzel hedefler, amaçlar, gerekçeler var. Biz bunların gerçekleşmesini inanın ki sizden çok çok daha fazla istiyoruz. Bunu da zaten her defasında dile getiriyoruz ama bu kanunla veya on sekiz yıldır, on dokuz yıldır bu Meclise getirdiğiniz onlarca yatırım ortamının iyileştirilmesi kanunlarıyla bu amaçların gerçekleşmediğini ve gerçekleşmeyeceğini yaşayarak maalesef görüyoruz. Bu kanunla da bu amaçlar gerçekleşmeyecek. Niye gerçekleşmeyecek? Çünkü öncelikle bu ülkede yatırım ortamının iyileştirilmesi için bir güven ortamına ihtiyaç var, hukuk devletine ihtiyaç var, demokrasiye ihtiyaç var, adalete ihtiyaç var. Baktığımızda ne görüyoruz? Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin kredi notunun -maalesef- ülkenin kredi notundan daha yüksek olduğunu görüyoruz. Peki, bunu hiç sorguluyor musunuz değerli arkadaşlar? "Niye böyle oluyor, iktidar olarak on dokuz yıldır bu ülkeyi yönetmemize rağmen niye biz bu güveni veremiyoruz?" diye soruyor musunuz? Lütfen bunu kendinize sorun çünkü sebebi Anayasa'da gerçekleşiyor, Anayasa'dan başlıyor. Önce bu Anayasa'yı bir değiştirmemiz lazım. Ne yapmanız lazım? Tek adam rejimine son vermeniz lazım. Bütün yetkilerin tek kişide toplandığı bir ortamda sermaye, yatırım maalesef gelmez ve tam tersine, gördüğümüz üzere ülkeden kaçar.

Şimdi, Anayasa'daki emredici hükümlere dahi -maalesef, yargıdan itibaren, yürütmeden itibaren bu ülkenin yöneticilerine baktığımızda- uyulmadığını görüyoruz. Böyle bir ortamda yatırım gerçekleşir mi değerli arkadaşlar? Sermaye gelir mi? Böyle bir ortamda, AR-GE araştırmaları gerçekten özgür bir ortamda gerçekleşir mi? Hayır. Tek başına, son dönemde Boğaziçi Üniversitesinde gerçekleşenlere -o fotoğraflara-baktığımızda dahi maalesef bilimsel özerkliğin olmadığını, üniversitelerde özgür ortamın olmadığını, gençlerin özgürce düşünemediğini, bilimsel çalışmaların özgürce yapılamadığını görüyoruz. İşte, böyle bir ortamda, maalesef, kurulacak bu bölgeler, kurulacak AR-GE ve teknoloji geliştirme merkezleri işlevini yerine getiremeyecek.

Şimdi, Bursa özeline baktığımızda, bu konudaki uzman arkadaşlarla konuştuğumda şunu öğrendim: Bursa'da 130 tane AR-GE merkezi var, 31 tasarım merkezi var fakat çoğu otomotiv yan sanayisiyle ilgili AR-GE merkezleri, dolayısıyla da bağımlı yani ana sanayiye bağlı olduğu için, gerçek anlamda bağımsız ve uluslararası düzeyde yarışacak anlamda bağımsız bir şekilde AR-GE çalışmaları yapamıyorlar ve işlevlerini tam anlamıyla yerine getiremiyorlar.

Bunu belirttikten sonra şunu söyleyeyim: Ülkenin ekonomik durumuyla ilgili de artık on dokuz yıldır AKP iktidarı halktan adım adım koptuğu için masabaşında tahlil yapıyor. Masabaşında tahlil yaptığı için de iş yerlerinin kapanmadığını, işte, vatandaşların ekonomik durumunun çok iyi olduğunu dile getiriyor. Oysa sahada dolaştığımızda tam tersi bir manzarayla karşılaşıyoruz. Örneğin, Mudanya'dan bir esnaf bana dedi ki: "Vekilim, biz önceden bir yıl sonrasını düşünüyorduk, şimdi maalesef bir gün sonrasını düşünüyoruz." Yine, esnaf odalarında kayıt dışı... Daha doğrusu, vergi kayıtları var ama odaya kaydolmayan esnafın, desteklerden faydalanmak için esnaf odalarına kayıt yaptırdığını görüyoruz. Bu da size maalesef sanki kapanan esnaf yokmuş gibi yansıtılıyor ama gerçek bu değil. O bin liralar bir nebze olsun işte faturasını ödeyebilsin diye, o desteği alabilmek için, ki maalesef ondan da faydalanamıyor esnafımız. Bu nedenle, esnaf odalarına kayıt yaptırdığı için, siz masabaşında fotoğrafı yanlış çekiyorsunuz değerli arkadaşlar.

Kapalıçarşı esnafını dolaştık, bugün Değerli Başkanın açıklamaları da var. "Artık dayanacak gücümüz kalmadı, esnaf kepengini kapatıyor." diyorlar ama siz onların sesini duymuyorsunuz. Belli sektörler, lokantalar, düğün salonları, kırtasiyeler, kafeler aylardır kapalı, artık evlerine ekmek götüremez olmuşlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) - Tamamlıyorum.

Çiftçiler diyorlar ki: "Traktörlerin ücreti 3 katı kadar arttı; biz eskiden ürünümüzü satardık, yeni traktör alırdık, artık alamıyoruz ve artık dayanacak gücümüz kalmadı."

Değerli arkadaşlar, size tavsiyem: Önce sahaya çıkın, önce vatandaşı dinleyin, önce gerçek anlamda demokrasiyi, adaleti sağlayacak bir anayasa değişikliğini gerçekleştirin, ondan sonra bu kanunlar gereken sonucu verir diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)