| Konu: | CHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 80 |
| Tarih: | 20.03.2012 |
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP grup önerisi aleyhinde söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, ceza ve tutukevlerinin fiziki şartları ve orada tutukluluk süresini geçiren mahkûmlar ve tutuklular hakkında böyle bir konunun gündeme getirilmiş olmasını ciddi anlamda önemsiyorum ve bu hususta düşüncelerimi AK PARTİ Grubu adına yüce heyetinize saygıyla arz ediyorum.
Değerli milletvekilleri, bilindiği üzere, cezaevleri, özellikle eve dönüş operasyonlarının gerçekleştiği tarihten sonraki süreç içerisinde, 99 yılının sonunda 2000'li yılların başında başlamak üzere, son günlere değin oldukça güzel fiziki konum ve şartlara kavuşturulmuştur. Yine, burada kalan hükümlü ve tutukluların durumları Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme Kurulları Kanunu'yla, 2001 yılında yürürlüğe giren bir kanunla düzenlemiş ve her yargı çevresinde oluşturulan komisyonlarla, en az otuz beş yaşını ikmal etmiş olmak kaydıyla, tıp, eczacılık, hukuk, kamu yönetimi, sosyoloji, psikoloji, sosyal hizmetler, eğitim bilimleri ve benzeri alanlarda en az dört yıllık yükseköğrenim kurumlarından veya bunlara denkliği kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak ve mesleğiyle ilgili olarak kamu kurum ve kuruluşlarında ya da özel sektörde en az on yıl çalışmak kaydıyla; kişisel nitelikleriyle çevresinde dürüst, güvenilir ve ahlaklı olarak tanınmış olmak, herhangi bir siyasi partinin merkez, il veya ilçe teşkilatlarında görevde bulunmamak üzere bir izleme kurulu oluşturulmuştur. Bu izleme kurulu en az iki ayda bir yan yana gelmek suretiyle cezaevinin sıhhi şartları, orada kalan tutuklulara karşı manevi bir işkencenin yapılıp yapılmadığı veyahut da kendi sağlık durumları noktasında herhangi bir şikâyetleri olduğunda revire çıkartılıp çıkartılmadıkları noktasında sürekli olarak izlemelerde bulunmaktadır ve bunlar yapmış oldukları izlemeler sonucunda gördükleri eksiklikleri yörenin cumhuriyet başsavcılığına, Adalet Bakanlığına ve Mecliste İnsan Hakları İnceleme Komisyonuna özellikle raporlar hâlinde sunmaktadırlar.
Özellikle CHP'nin önergesinde ifade etmiş olduğu dört tane cezaeviyle alakalı, Kandıra, Diyarbakır, Silivri ve Tekirdağ cezaevlerindeki durumlarla alakalı olarak da buradan şunu ifade etmek istiyorum: Yurdumuzun her tarafında üç yüz seksen beşi aşkın kapalı cezaevi bulunmaktadır. Burada yaşayan her vatandaşımız bizim için mukaddestir ve kıymetlidir. Zira, bizim siyasetteki temel düsturumuz da "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." zihniyetidir. Dolayısıyla, ne olursa olsun, özellikle mahkûmiyet hükmü kesinleşmemiş olan her tutuklu sonuç itibarıyla bizim nazarımızda kesinlikle mahkûm olmuş değildir. Yargılaması devam eden tutuklulara, mahkûmiyet hükmü almış olsa dahi insan olarak cezaevinde bulunan vatandaşlarımıza sosyal devletin gerekliliği olan tüm şartları ve hizmetleri sunmakla yükümlüyüz ancak özellikle cezaevlerinin güvenliği açısından değerlendirdiğimiz zaman, değerli meslektaşımız burada çok güzel ifade etti, Sağmalcılar, Bayrampaşa cezaevlerinin, hemen yanı başımızdaki Ulucanlar Cezaevinin, Diyarbakır eski cezaevinin konumlarını hiçbir zaman unutmamamız lazım. Ben Çankırı Milletvekili olarak, iki dönem de baro başkanlığı yapmış bir kardeşiniz olarak, cezaevlerinin ceza avukatlığıyla ekmeğini yiyen bir kardeşiniz olarak çok yakinen takipçisi olan birisiyim ve özellikle de son zamanlarda cezaevlerinin sıhhi şartlarında, orada bulunan mahkûm ve tutuklulardan almış olduğumuz mesajlarda da, çok olumlu gelişmelerin olduğunu memnuniyetle müşahede ediyor ve görüyoruz. Tabii ki bunlar yeterli midir? Elbette ki insan haklarından insanın haberleşme hürriyeti olsun, diğer fiziki şartların, barınma, yeme ihtiyaçlarının tamamının dışarıdaki gibi olmasını beklemek kapalı bir ortamda zaten mümkün değil. Ancak bugün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden tutun Türkiye'deki örneklere baktığımız zaman da çok fazlasıyla bir sıkıntılı durumla karşılaşmıyoruz.
Önemli olan şu: Elbette ki rahatsızlıkları olan? Özellikle önergede de ifade edilmiş, Silivri Kapalı Cezaevinde hiç kadın mahkûm olmadığı hâlde kadın doğum uzmanının revirde nöbetçi olarak tutulduğu belirtiliyor. Özellikle Sağlık Bakanımızdan istirhamımız, pek çok noktada kadın doğum uzmanlarının olmadığı Anadolu'nun pek çok vilayeti var, bunların öncelikle oralara gönderilmesi hâlinde çok daha uygun olacağını düşünüyoruz. Ben böyle bir tespitin de uygun düşmediğini, zira acil hekimlerinin veya pratisyen hekimlerin cezaevlerinde nöbet tuttuğunu yakinen biliyor ve müşahede ediyorum. Burada sadece bir görüş olarak ifade edilmiş, net bir tespite de varılmadığını zaten önergeden de anlıyoruz. İnşallah, bizlerin arzusu, isteği, her türlü cezaevinde bulunan hem mahkûmlarımıza hem tutuklularımıza insan onuruna yakışır her türlü imkânı milletçe sağlayabilmemiz.
Bu noktada da, ciddi anlamda, gerek Sincan'la -ki karşılaşmış olduğumuz manzaralar- Ulucanlar'ı kıyas ettiğimiz zaman gerekse Diyarbakır'da geçmiş cezaeviyle şimdiki cezaevini mukayese ettiğimizde, sadece Türkiye'nin Diyarbakır, İstanbul ve Ankara'sında değil, her noktasına gittiğimiz zaman gerek açık ceza infaz kurumlarında gerekse tutukluların yoğunlukta bulunduğu cezaevlerinde fiziki şartların son derece iyileştiğini görmüş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Değerli milletvekilleri, Saygıdeğer Başkanım; elbette ki, hukuki olan, hukuk zemininde yapılması gereken her türlü çalışmanın AK PARTİ Grubu olarak arkasında olacağımızı ifade etmek istiyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - İnfaz koruma memurları var, infaz.
İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Ancak bu kadar önemli bir konuda son derece sığ bir gerekçeyle cezaevindeki durumların Meclis gündemine getirilmiş olmasının şu an itibarıyla öncelikli görüşülecek bir konu olmadığını özellikle buradan ifade etmek istiyorum.
İnfaz koruma memurları açısından da?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Ondan bahsetsene biraz. Hepsi perişan.
İDRİS ŞAHİN (Devamla) - ?adalet komisyonlarımıza çok ciddi anlamda bir imkânın verildiği, burada çalışacak olan infaz koruma memurlarının tamamının adalet komisyonlarımızca titizlikle seçilmek suretiyle görevlendirildiği ortada. Elbette ki onların ekonomik imkânlarının da ülkemizin bütçesi de dikkate alınmak suretiyle?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Mesaisi yok, yirmi dört saat görev yapıyorlar, tatilleri yok.
BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu, lütfen?
İDRİS ŞAHİN (Devamla) - ?çok daha iyi bir noktaya getirileceğine dair inancımız var. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum ki bir zamanlar adliyelerde müsveddelerin arkasına, müsvedde kâğıtlarının, seçim kâğıtlarının arkasına bizler duruşma zabıtları aldığımızı değerli meslektaşlarım çok çok iyi bilirler. Emin olun 2002'den 2012'ye gelinen süreç içerisinde Adalet Bakanlığının yapmış olduğu çalışmaları -Ceza ve Tevfikevleri Genel Müdürlüğü- özellikle iş yurtları bütçesinden yapılmış olan, yurdun her tarafında son derece donanımlı sarayları gördükçe bu ülkenin nereden nereye geldiğini bir seferde anlıyoruz.
Ben burada özellikle fiziki şartlar açısından -işte baroların geldiği nokta- sadece baro pullarından Türkiye'deki sivil toplum kuruluşları olan barolarımızın geldiği ekonomik güç, fiziki şartları da burada ifade etmek istiyorum.
Huzurunuzda, bu imkânı sağlayan öncelikle yüce milletimize, sonrasında istikrarlı yönetimiyle hak ve adalet duygularının ne demek olduğunu ve "Adalet mülkün temelidir." sözünü ve nişanesini yapmış olduğu saraylarla ve yargı ağında sunmuş olduğu hizmetlerle bu necip millete sunan AK PARTİ Hükûmetine ve onun arkasındaki yüce milletimize bir sefer daha teşekkür ediyorum.
Bu vesileyle CHP grup önerisi aleyhinde olacağımızı ve bu şekilde de oy kullanacağımızı beyan ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Şahin.