| Konu: | Kütahya ilinde Simav-Tavşanlı ilçeleri arasında 668 hektarlık bir alan için siyanürle altın ayrıştırılarak maden aranması için ÇED sürecinin işlediğine, doğaya, tarıma, suya vereceği zararlar düşünülmeden masa başında ÇED raporları düzenlenmemesi gerektiğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 42 |
| Tarih: | 27.01.2021 |
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ankara'dan iş yapanlar, ülkemizi haritadan ibaret sanıyorlar; projeleri, raporları belirlerken o bölgenin gerçekleriyle ilgilenmiyorlar ki bunun birçok örneği yaşandı. İstanbul-Bursa-İzmir'i birbirine bağlayan otoban projesinde yaşanan güzergâh değişikliklerinin nedeni Uluabat Gölü'nün koruma altında olduğu bilgisinden yoksun çizilmesiydi. Uluabat Gölü'nü göz ardı eden bir durum daha yaşanıyor şu anda; Kütahya'nın Simav-Tavşanlı ilçeleri arasında, 668 hektarının 509'u orman, 160'ı zirai tarım ve orman olan bölgede siyanürle altın ayrıştırılması için ÇED süreci işliyor. Burası Uluabat'ı besleyen Emet Çayı'nın çıkış noktası ve aynı zamanda aktif fay hatlarıyla çevrili. Doğaya, tarıma, gölümüze, suyumuza vereceği zararlar düşünülmeden masa başında ÇED raporları düzenlenmemeli. Aksi hâlde geleceğe, ırmağının akışına ölecek bir Türkiye kalmayacak.