| Konu: | Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 25.12.2020 |
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Öncelikle soru soran milletvekillerimize teşekkür ediyorum.
Sayın Aycan, Sayın Gaytancıoğlu, Sayın Bakırlıoğlu, Sayın Tanal, Sayın Gündoğdu, Sayın Şimşek, Sayın Erdem ve Sayın Şevkin'in soruları ilgili bakanlıklara iletilecektir.
Diğer milletvekillerimizin, konuyla ilgili, teklifle alakalı soru soran milletvekillerimizin sorularının cevaplarına geldiğimizde de Sayın Karahocagil "Kanun teklifinde derneklere üye olma, yönetim organlarında görev alma gibi dernek kurma özgürlüğünü daraltan düzenlemeler var mıdır?" diye sordu. Burada Dernekler Kanunu'nda değişiklik içeren maddeleri şöyle bir özetlersek: 1'inci maddede, merkezi yurt dışında bulunan dernek ve vakıflar da dernekler kapsamına alınıyor, bunun dernek kurma özgürlüğünü ihlal eden bir durum olmadığı da hepinizin malumu.
Dernek kurma hakkıyla ilgili Dernekler Kanunu'nun 3'üncü maddesinde yapılan değişiklikte, terörün finansmanı suçu, uyuşturucu ticareti, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçlarından mahkûm olanlar dernek yönetim kurulu üyeliklerinde görev alamayacaklar, böyle bir sınırlama var. Bu da tabii ki Uluslararası Mali Eylem Gücünün tavsiyeleri arasında olan bir husus.
Denetimle ilgili, Dernekler Kanunu'nun 19'uncu maddesindeki denetimle alakalı, kamu görevlilerine denetim yaptırılacağı hususu ve bunun ücretiyle, yetkileriyle ilgili düzenlemeler var. Bunlar da dernek kurma özgürlüğüyle alakalı bir kısıtlama getiren düzenlemeler değil.
Derneklerin yurt dışı yardımlarıyla ilgili, madde 21'de... Yurt dışından yardım için bildirim vardı eskiden, yeni düzenlemede yurt dışına yapılacak yardımlarla ilgili de bildirim yükümlülüğü getiriliyor. Burada da yine, dernek kurma özgürlüğüne halel getiren bir düzenleme söz konusu değil.
Çok tartışılan, Dernekler Kanunu'na 30/A maddesi ekleniyor. Burada da yine, biraz önce bahsettiğim üç suçla ilgili, dernek yönetim organlarında görev yapan bir kişiyle alakalı sadece geçici tedbir noktasında İçişleri Bakanına yetki verilebiliyor ve acele hâllerde de bu tedbir yeterli değilse İçişleri Bakanı, dernek faaliyetini geçici olarak durdurabilecek ancak derhâl mahkemeye başvuracak, hâkim onayı gerekiyor, kırk sekiz saat içerisinde de gecikmeksizin hâkim kararı alınacak. Eğer hâkim kararıyla dernek yönetim organı görevden el çektirilmişse yine Medeni Kanun'umuzun ilgili maddesinde, 27'nci maddesinde bunlar sayılı, kayyum tayininin nasıl yapılacağı da belirtilmiş. Burada da yine, dernek kurma özgürlüğüyle ilgili bir kısıtlama söz konusu değil. Dernekler Kanunu'nda cezai hükümler, yine Uluslararası Mali Eylem Gücünün (FATF) tavsiyeleri doğrultusunda güncelleniyor, uyum sağlanıyor. Dernek kurma özgürlüğüyle ilgili bu hakkı kısıtlayan bir durum söz konusu değildir.
Sayın Taşkın "Türkiye, farklı terör örgütleriyle ve terörizmin farklı biçimleriyle yıllardır mücadele eden bir ülkedir." dedi. Terörizmin finansmanıyla mücadelede uluslararası iş birliğinin gerekliliğine inandığımızı belirtti; bunlara katılıyoruz. "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin bu yöndeki kararlarının uygulanması amacıyla teklifte ne gibi bir düzenlemeler var?" dedi. Kanun teklifine baktığımız zaman, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin kitle imha silahlarının finansmanının önlenmesine yönelik kararlarının uygulanması amacıyla mevzuat düzenlemesi yapılıyor. Bu şekilde kitle imha silahlarının yayılmasının önlemesine ve uluslararası güvenliğe katkı sağlanıyor. Kanunla, bir denetim ve iş birliği komisyonu kuruluyor, kurulan denetim ve iş birliği komisyonu, kararların uygulanmasında etkin bir eş güdüm sağlamaya yönelik. Bu çerçevede, yaptırıma konu kişi ve kuruluşlara fon sağlanması, malzeme ve ekipman ticareti, teknoloji transferi yasaklanmakta ve mal varlığının dondurulmasıyla ilgili usuller belirlenmektedir.
Sayın Durmuşoğlu "Derneklerin yardım toplamasıyla ilgili bir kısıtlama var mı bu teklifte?" diye sordu. Yardım Toplama Kanunu'yla ilgili yapılan düzenlemelerin amacını sordu. Teklifte, Yardım Toplama Kanunu'yla ilgili düzenlemeleri kısaca özetleyecek olursak şunlar: Yardım Toplama Kanunu'nun 6'ncı maddesinde bir değişiklik yapılıyor, izin alma zorunluluğu zaten var. Kamu yararına çalışan dernekler zaten istisna kapsamında, 28 civarında dernek ve vakıf bu izinden istisna. Getirilen düzenleme nedir bu konuda? İzinsiz yardım toplama faaliyetinin eğer internet ortamında yapıldığı tespit edilmişse içerik çıkarılmasıyla ilgili, o izinsiz yardım toplama faaliyetiyle ilgili internet ortamındaki o yayının, o içeriğin ortadan kaldırılabilmesiyle ilgili bir usul düzenlemesi gerçekleştiriliyor.
Yardım Toplama Kanunu'nun 9'uncu maddesinde de başvurunun incelenmesiyle ilgili bir düzenleme var. Yurt içine ve yurt dışına yapılacak yardımlara ilişkin şu andaki mevzuatımızda bir açıklık söz konusu değildi. Buna ilişkin yönetmeliğin çıkarılacağına yönelik bir düzenleme söz konusu. Yardım toplama faaliyetinin denetimiyle alakalı, görevlendirilenlerle ilgili, bu makamların yetkileriyle alakalı ilgili makamlardan bu denetimle alakalı bilgi ve belgenin toplanabilmesini daha etkin hâle getiren bir düzenleme söz konusu.
Yine Yardım Toplama Kanunu'ndaki cezalarla ilgili bir güncelleme söz konusu. Mali Eylem Görev Gücü'nün tavsiyeleriyle uyumlu bir yaptırım getiriliyor. Bu konuda bir tereddüt söz konusu değil.
Sayın Kılıç'ın avukatlarla ilgili... "Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun'un 2'nci maddesindeki 'yükümlü' kapsamına avukatlar da dâhil ediliyor. Burada savunma hakkını olumsuz etkileyen bir durum söz konusu mudur?" diye sordu. Burada da yine Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun'un 2'nci maddesinde "yükümlü" tanımında bir değişiklik yapılarak buraya avukatlar da ekleniyor. Şu anda mevcut düzenlemede şüpheli işlem bildiriminde "Bankacılık, sigortacılık, bireysel emeklilik, sermaye piyasaları, ödünç para verme ve diğer finansal hizmetler ile posta ve taşımacılık, talih ve bahis oyunları alanında faaliyet gösterenler; döviz, taşınmaz, değerli taş ve maden, mücevher, nakil vasıtası, iş makinesi, tarihi eser, sanat eseri ve antika ticareti ile iştigal edenler veya bu faaliyetlere aracılık edenler ile noterler, spor kulüpleri" yükümlü kapsamındaydı; şimdi şüpheli işlem bildirimine avukatlar dâhil ediliyor ancak bunun sınırları var. Avukatların savunma hakkı bakımından diğer kanun hükümlerine aykırı olmamak kaydıyla dâhil edilmesi söz konusu. Avukatlık Kanunu'nun 35'inci maddesinin 1'inci fıkrası kapsam dışında. 2'nci fıkrada belirtilen... Avukatların çünkü devlet dairelerinde tüm işlemleri, sadece adliyelerde değil, yapma yetkisi var. Burada, bu yetkiyle ilgili olarak Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamında şüpheli işlem bildirimi sadece taşınmaz alım satımı, sınırlı ayni hak kurulması, kaldırılması, şirket veya vakıf kurulması, birleştirilmesi ve bunların idaresi, devredilmesi ve tasfiyesine ilişkin finansal işlemlerin gerçekleştirilmesi, banka, menkul kıymetler ile bu hesaplarda yer alan varlıkların idaresiyle sınırlı bir düzenleme getiriliyor. Dolayısıyla, Avukatlık Kanunu'nun 35'inci maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen savunma hakkını zedeleyecek herhangi bir düzenleme söz konusu değildir. Buradaki "yükümlü" kapsamına avukatların alınması hususu yine FATF'ın tavsiyeleri arasındadır ve üye ülkelerin birçoğu da bu yönde düzenleme gerçekleştirmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)