| Konu: | Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 25.12.2020 |
AK PARTİ GRUBU ADINA ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Sayın Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; 247 sıra sayılı Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin -1 geçici madde, toplam 44 maddeden ibaret- Kanun Teklifi'mizin geneli üzerinde AK PARTİ grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Genel Kurulumuzu ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, ben konuşmamda, biraz önce Genel Kurulumuza hitap eden değerli hatiplerin bazı değerlendirmeleri ve kanun üzerindeki genel görüşlerimi ifade edeceğim, iki başlık üzerinde bu değerlendirmemi yapmaya çalışacağım inşallah.
Önce Genel Kurulumuzu genel bir bilgilendirmek istiyorum: Günümüzde kitle imha silahlarının yayılması, terörizmin finansmanı ve suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerinin aklanması gibi konuların sadece bölgesel değil, küresel barış ve güvenlik için ciddi bir tehdit hâlini aldığını yaşayarak hep birlikte görüyoruz. Bugüne kadar ülke olarak, uluslararası toplumla iş birliği içerisinde silahsızlanma ve silahların yayılmasının önlenmesi, terörizmin finansmanının engellenmesi gibi hedefler doğrultusunda daha güvenli ve istikrarlı bir dünya için yoğun bir çaba içerisinde olduk. Bu konudaki tarihsel tecrübemiz, söz konusu hususların ulusal ve uluslararası seviyede topyekûn bir mücadeleyle mümkün olduğunu göstermektedir.
Malumunuz olduğu üzere, ülkemiz olarak, FETÖ'den PKK'ya, DHKP-C'den MLKP'ye, TİKKO'ya ve diğer yandan El Kaide ve DAİŞ gibi dinî görünümlü terör gruplarına kadar farklı terör örgütleri ve terörizmin farklı biçimleriyle yıllardır mücadele ediyoruz. Bu mücadeleden çıkardığımız en temel derslerden biri de uluslararası düzeyde ülkeler arasında somut bir iş birliği olmadan terörle mücadelede başarılı olunamayacağıdır.
Bilindiği üzere, bütün terör örgütlerinin varlıklarını sürdürebilmeleri ve ayakta kalabilmelerinin iki tane yolu vardır. Bir tanesi doğru bir finansman temini kendileri açısından ve insan kaynağıdır. Terör örgütleri, pek çok yasa dışı faaliyetlerini tabela asarak yürütmemektedirler, maalesef yasal görünümlü faaliyetler aracılığıyla da önemli miktarlarda kaynak sağlamak için bazı oluşumlar içerisinde olmaktadırlar. Özellikle kâr amacı gütmeyen sivil toplum örgütleri vasıtasıyla, uyuşturucu kaçakçılığı ve kara para aklama gibi gayrimeşru faaliyetlerden bu terör örgütlerinin maalesef gelir elde etmeye çalıştığını biliyoruz.
Uluslararası ölçekte suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı suçları ile kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanına karşı uluslararası düzeyde mücadele standartlarının tespit edilmesi ve bunların sadece ülkelerce etkin bir şekilde uygulanmasını temin etmek için oluşturulan en önemli uluslararası organlardan biri de ülkemizin 1991 yılında üyesi olduğu Mali Eylem Görev Gücü, kısaca FATF'tır. FATF, kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesi, terörün finansmanının önlenmesi, suçtan elde edilen mal varlığının aklanması, uyuşturucu kaçakçılığı, insan ve organ kaçakçılığı ve yasa dışı bahis gibi konularda politikalar geliştiren, bu politikaları destekleyen ve üye ülkelere tavsiye kararları alan uluslararası bir kuruluştur. FATF'ın 1990 yılında yayınlanan, üye ülkeleri bağlayıcı nitelikte 40 tane tavsiye kararı bulunmaktadır. Yine, 1996 ve 2003 yıllarında yeniden gözden geçirilerek bu tavsiye kararları yenilenmiştir. Diğer yandan, FATF'ın 8 özel tavsiye kararıyla terörizmin finansmanı suç hâline getirilmiş ve FATF'ın 22 Ekim 2004 tarihindeki mevcut genel kurulunda bu kabul edilmiştir. Yine, FATF'ın revize edilen 40 tavsiye kararı ve 9 özel tavsiye kararıyla beraber özellikle "kara para" dediğimiz aklama suçu, gerekse terörizmin finansmanıyla mücadele konusunda üye ülkelerin almaları gereken önlemleri bir başlık hâlinde sunduğunu görüyoruz.
Ülkemiz de 2006 yılında 30 maddeden oluşan 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun ile 2013 yılında 21 maddeden oluşan 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun'la ilgili kanuni düzenlemeleri yaparak gerekli bu tavsiye kararlarına uygun düzenlemeleri hayata geçirmiştir.
Saygıdeğer milletvekilleri, özellikle FATF'ın ülkemizle ilgili 4'üncü tur karşılıklı değerlendirme süreci 2019 yılı Ekim ayında gerçekleştirilen genel kurulda kabul edilmiş ve rapor da tamamlanarak yayınlanmıştır. Şimdi, ben mevcut bu değerlendirme raporu içerisinde özellikle kısa vadeli toplamda 34 başlıkta, orta vadeli toplamda 12 başlıkta ve uzun vadeli toplamda 19 başlıktaki bu raporda yer alan hususları ifade etmek istiyorum.
Kısa vadeli hedefler: Bir, kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla ilgili hususlarda ihtisas mahkemelerinin kurulması. Bu manada tavsiyede bulunuyor.
İki, 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun ve ilgili yönetmelik değişikliklerinin gerçekleştirilmesi ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının önlenmesi yasa ve ikincil düzenlemelerinin ihdası konusunda tavsiye niteliğinde teklifte bulunuyor.
Yine, aynı şekilde FATF; kolluk ve adli birimlerle ilintili kamu kurum ve kuruluşlarının terörizmin finansmanı ve kara para konusunda, el koyma, müsadere, dondurma farkındalıklarının artırılması, listeleme önerileri konusunda rehber hazırlanması ve bu konuda kanuni düzenlemeler yapılmasını tavsiye etmektedir.
Yine, FATF, 1267 ve 1373 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları uyarınca mal varlığı dondurma kararlarının uygulanmasının hızlandırılması, listeleme önerilerinde bulunulması ve mal varlığı dondurma kararlarının alınması hususunda yine kanuni düzenleme tavsiyesinde bulunmaktadır.
FATF, yine, diğer bir husus olarak, adli birimler ve kolluk birimlerinin mali soruşturmanın önemine ilişkin olarak farkındalıklarının artırılması, ekonomik suçlarda paralel mali soruşturmanın sistematik bir şekilde yapılmasının temini yine tavsiyelerinde bulunmaktadır.
Kısa vadeli taleplerinde özellikle Dernekler Kanunu ve ikincil düzenlemelerde yer alan denetimle ilgili hususların risk bazlı anlayışla burada terörizmin finansmanı ve kara para dediğimiz suçlarla mücadeleyi de kapsayacak şekilde yenilenmesini -taslak kanunda bu tekliflerimiz de var- tavsiye etmektedir.
Yine, derneklerle ilgili olarak da mevzuatta yer alan cezai müeyyidelerin caydırıcılığının olmadığı, çeşitliliğinin artırılması ve bununla orantılı etkin, caydırıcı düzenleme tavsiyesinde bulunmaktadır.
Yine, derneklere ve denetçilere yönelik eğitim ve farkındalık artırıcı faaliyetlerin yapılmasını tavsiye etmektedir.
Yine, FATF, derneklere yönelik risk bazlı denetimlerin gerçekleştirilmesi ve yapılan risk bazlı denetimlere ilişkin istatistiklerin derlenmesini, bir rapor hâline getirilmesini tavsiye etmektedir.
Yine, ayrıca, kısa vadeli bu taleplerde, FATF, avukatların yükümlülüklere tabi olmasını; özellikle finansal kuruluşlar ve kuyumcular, emlakçılar, muhasebeciler, noterler ve avukatların bir bütün olarak, finansal olmayan belirli iş ve meslekler grubu tarafından yapılan yükümlülük ihlallerine karşı etkili, orantılı ve caydırıcı yaptırımlar uygulanması gibi, bu şekilde tavsiyelerde bulunmaktadır.
Yine, ticari şirketlerde hamiline yazılı hisse senetlerinin kayıt altına alınmasına ilişkin mevzuat değişikliğinin yapılması da tavsiye hâlinde bulunmaktadır.
Orta vadeli hedeflerinde ise "Egmont Güvenli Ağı" kanalıyla bilgi paylaşımı yapılırken, MASAK Başkanlığının bir bilgi paylaşımı politikası belirlemesini, paylaşılacak bilginin kapsamının, kabul ve ret gerekçelerinin açıklanmasını, mütekabiliyet prensibinin ülkeler arasında sağlanmasını, yabancı taleplerin önceliklendirilmesine yönelik de risk kriterlerinin belirlenmesini orta vadede tavsiyede bulunmaktadır.
Yine, FATF, sektörel düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar olan Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu, SPK, SDDK ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ile MASAK arasında yapılacak protokol çalışmaları kapsamında, kara para suçları ve terörizmin finansmanı denetimleri konulu uluslararası bilgi paylaşımlarının alınması ve gönderilmesi hususunda kapsamlı değişiklikler talep etmektedir.
Yine, FATF, ülkemizde, bir inançlı işlem türü olan "trust" işlemlerinin olup olmadığının tespit edilmesini, "trust"ların hukuki niteliğinin araştırılmasına yönelik de ciddi çalışmalar yapılmasını tavsiye etmektedir.
Uzun vadeli hedeflerde ise derneklere yönelik, periyodik olarak da terörle mücadele kapsamı içerisinde, terörün finansmanı kapsamı içerisinde ve kara para aklanması konusunda mücadele eğitimi, farkındalık artırıcı faaliyetler ile en iyi uygulama örneklerinin belirlenmesi çerçevesinde çalıştayların yapılmasını tavsiye etmektedir.
Yine, mevcut Mali Suçlarla Mücadele Koordinasyon Kurulunun gündemine terörün finansmanı konularının taşınması ve bu konuda yasa çalışmalarının orantılı, etkili ve caydırıcı bir nitelik kazanmasını tavsiye etmektedir.
Yine, aynı şekilde, uzun vadede UYAP'ın adli yardımlaşmaya ilişkin olarak vaka yönetim sistemi niteliğini haiz hâle getirilmesini, bu doğrultuda adli iş birliği istatistiklerinin UYAP'tan alınarak gerekli koordinasyonun sağlanmasını talep etmektedir.
Yine, uzun vadeli işlemlerde finansal kuruluşlar ve FOBİM'ler dışında kalan diğer yükümlü gruplarına yönelik risk profilleriyle orantılı denetim yaklaşımı geliştirilmesi ve bunlara risk profilleriyle orantılı yükümlülükler ihdas edilmesi de FATF tavsiye kararlarında belirtilmektedir.
Ayrıca, uzun vadeli taleplerinde, Türkiye'de faaliyet gösteren "trust" ve şirket hizmeti sağlayıcılarının uluslararası standartlara uygun yükümlülüklere tabi olmasının sağlanmasını, yükümlülerin bu yasal oluşumları tespit edebilmesi için farkındalıklarının artırılmasını da bu manada tavsiye etmektedir.
Peki, FATF'ın 238 sayfada ve toplamda da yaklaşık 60 başlıkta kısa, orta ve uzun vadede bizden beklediği tavsiye niteliğindeki bu talepleri karşısında bizim de 44 maddeden oluşan bu teklifimizin ilk 6 maddesiyle kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının önlenmesi kapsamında düzenleme yapıldı. 7 ila 17'nci madde kapsamı arasında 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu ile 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun içeriğinde gerekli değişiklikler yapılmaktadır. 20 ila 25'inci madde arasında yapılan düzenlemelerle ise 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun'da değişiklikler yapılmaktadır. 26 ila 33'üncü madde arasında yapılan düzenlemelerle Türk Ticaret Kanunu'nda değişiklik yapılarak bu manada hamile yazılı pay senetleriyle ilgili değişiklik yapılmaktadır. 34 ila 41'inci maddeler arasında yapılan düzenlemelerle de Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun'da düzenleme yapılarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1373 (2001) sayılı Kararı ve FATF'ın 6 numaralı tavsiyesiyle uyum içerisinde terörizmin finansmanının önlenmesi amacıyla mal varlığının dondurulması mekanizmasının oluşturulması öngörülmektedir.
Değerli milletvekilleri, biraz önceki hatiplerimizin bahsettiği özellikle kamuoyunda paylaşılan hususlarla da ilgili bazı konuları açmak istiyorum. Özellikle kamuoyunun gündeminde olan, derneklerle ilgili eleştirilen düzenlemelerde biraz önce FATF'ın bizden kısa vadeli beklentilerini ifade etmiştim. Peki, 238 sayfalık bu raporda FATF'ın derneklerle ilgili öncelikle görüşleri ve açıklamaları nelerdir, bunları ben sizlere ifade etmek istiyorum.
FATF yapmış olduğu bu değerlendirmelerde "Yetkili makamlar, kâr amacı gütmeyen kuruluşların veya bunların adına hareket edenlerin ihlallerine karşı etkili, orantılı ve caydırıcı yaptırımlar uygulayabilmelidir." diyor. Yine, raporun diğer bir kısmında "Ülkeler soruşturma süresince belirli kâr amacı gütmeyen kuruluşların idaresi ve yönetimi hakkında gerekli olan bilgilere -mali yönden ve dernek faaliyetlerine ait bilgilere- tam erişim sağlamalı ve denetleyebilmelidir." diyor. Bizim teklifimizin 13'üncü maddesi bu denetimlerin yapılacak risk değerlendirmelerine göre üç yılı geçmeyecek şekilde her yıl yapılmasını esas almaktadır, düzenlememiz bunu içeriyor.
FATF, derneklerin orantılı, caydırıcı, etkin bir denetim sistemine kavuşturulmasını talep ediyor. Biz de 13'üncü madde düzenlememizle bunu sağlamaya çalışıyoruz ve üç yılı geçmeyecek şekilde bu denetimlerin sağlanmasını istiyoruz. Ayrıca, risk değerlendirmelerinin de oluşturulmasını istiyoruz, FATF'ın doğrudan bizden beklentisi.
Peki, 15'inci maddede ne istiyor? Diyor ki: Dernek adına hareket edenlerin, yöneticilerin ihlallerine karşı etkili, orantılı ve caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır. Peki, bizim 15'inci maddede Dernekler Kanunu 30/A maddesiyle yaptığımız değişiklik nedir? Bakın, ben çok net olarak anlatmak istiyorum. Biraz önceki hatipler aynen şunu ifade ettiler: "Herhangi bir soruşturma, herhangi bir şikâyet" gibi bir kavram kullandılar. Asla kanunumuzda böyle bir düzenleme yok. Bakın, ben kanun metnini okumak istiyorum: Bir derneğin faaliyeti çerçevesinde Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun Kapsamında -önce bir dernek faaliyeti olacak, sonra bu dernek faaliyeti içerisinde terörizmin finansmanına yönelik bir işlem olacak- suçlar ile Türk Ceza Kanunu'nda yer alan uyuşturucu veya uyuşturucu madde imal ve ticareti veya suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçlarından dolayı derneğin genel kurul dışındaki organlarında görevli olanlar -yönetim kurulu üyesi olabilir bu- veya ilgili personel hakkında soruşturma başlatılması hâlinde İçişleri Bakanına bu dernekle ilgili üç suç tipiyle tahditli, sınırlı olmak üzere -üç suç tipiyle tahditli olmak üzere- ve sadece derneğin faaliyeti çerçevesinde soruşturma başlatılması hâlinde İçişleri Bakanına o kişileri görevden geçici olarak el çektirme yetkisi veriyoruz. Kayyum atanması nerede burada? Ne kayyumu? (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Kanunda ne yazıyor burada? Yorum yapıyorsunuz. Ha, dernek organsız kalabilir, o zaman Dernekler Kanunu'na atıfla mülki idare amiri, organsız kalan derneğe, sulh hukuk hâkimine müracaatla beraber kayyum atanmasını talep edebilir ama bizim kanunumuzda böyle bir teklif yok.
Arkadaşlar, o zaman şöyle bir şeylere de bizim cevap vermemiz lazım: Hayvanseverler derneğinde horoz dövüşü, yasa dışı bahis, buyurun; Uyuşturucuyla Mücadele Derneği Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri gözaltına alındı, buyurun; Etkili mücadele yapın, teklif edin, bu tür hususlarla ilgili etkili mücadeleyi FATF'ın beklentileri karşısında yapın.
SALİHA SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) - Doğru düzgün yasa yapın da tartışalım. Yangından mal kaçırır gibi...
ABDULLAH GÜLER (Devamla) - İşinize geldiğini söylüyorsunuz, işinize gelmediğini söylemiyorsunuz.
Diğer husus avukatlarla ilgili, teklifimizin 20'nci maddesinde. Maalesef, değerli hatibimiz... Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin belirttiği hususlarla ilgili ben şimdi sizlere o Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararını okumak istiyorum. (CHP sıralarından gürültüler)
MAHİR POLAT (İzmir) - Hangi birini...
ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Arkadaşlar, ben sizi çok güzel, dikkatli dinledim yani hiç kimseye bir laf etmedim ve tamamen sizlerin söyledikleri hususları anlatıyorum.
Bakın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne gibi bir karar vermiş? Diğer kanuni düzenlemelere geleceğim. Paris'te görev yapan, Paris barosuna bağlı avukatımız müracaatta bulunuyor, talebi aynen şu, diyor ki: "Avukatlar için avukatlık mesleği tarafından, özellikle barolar birliği aracılığıyla sürekli eleştirilen ve özellikle meslek sırrı ile avukat ve müvekkili arasındaki iletişimin gizliliği için bir tehlike oluşturan şüpheyi bildirme zorunluluğu burada bize emredilmektedir. Bu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında bir ihlaldir." Müracaatta bulunuyor, talebi aynen bu. Nedir talebi? Meslek sırrı ile avukat ve müvekkili arasındaki iletişimin gizliliği hususu. Bakın, biz bu tabiri aynen kanun teklifimize almışız. Peki onlar ne demiş? Beş başlık saymış, bunlar: Bir, Avukatlık Kanunu, müvekkil-avukat sır saklama yükümlülüğü ve diğer ilişkilerin dışında -bakın, çok net söylüyorum- müşteriye ait para, senet ve diğer aktifleri yönetmek, banka tasarruf ya da tahvil hesabı açılması, şirket kurulması, katkı sağlanması, şirketlerin oluşturulması, yabancı vakıf ve vakıf benzeri yapılanmanın oluşturulması, diğer meslek birliklerinin içerisinde yer almayan danışmanlık faaliyetleri... Bunlar meslek sırrı niteliğinde değildir, Avukatlık Kanunu kapsamında değildir; bunlarla ilgili sen kara paraya yönelik bir şüphe duyduğunda, gördüğünde mutlaka ilgili barolar birliğine -Avrupa'da, Fransa'da- ihbarda bulunmak zorundasın demiş.
Bizim getirdiğimiz teklif nedir? Çok açık, bizim getirdiğimiz teklif 20'nci maddedeki aynen ifadeyi okuyorum... İfadeyi burada farklılaştırma hâline getirmeyelim. Aynen okuyorum kanun maddesini: 5 başlıkta... "Avukatlar ve diğer bağımsız hukukçular müşterileri ve müvekkilleri için aşağıda belirtilen işlerle ilgili yaptıkları her türlü hazırlık ve yürütme faaliyetleri kapsamında yükümlü sayılırlar." Yükümlülük, müşteri tanımlaması içerisinde. Peki sınırı nedir bunun? Avukatlık Kanunu, sınırı Avukatlık Kanunu yani savunma hakkı. Asla savunma hakkının dışında bir teklif getirmiyoruz, savunma hakkı kutsaldır. Özellikle avukat-müvekkil ilişkisi arasındaki sır saklama yükümlülüğü, dava boyutu açısından. Bakın, herhangi bir avukatın dışında -avukatın sadece mesleğiyle ilgili değil- mali müşavirlerin, finans kuruluşunda işlem yapan, vekâletle işlem yapan kişilerin veya noterlerin. Bakın, bu 5 başlıkta mutlaka ihbar yükümlülüğü konusunda FATF bir kanun düzenlemesi yapılmasını bize teklif ediyor ve FATF'ın raporunda ifadesi aynen şu: "Türkiye, terörün finansmanı ve suçtan elde edilen mal varlığıyla mücadelenin yasal çerçevesinde avukatlara yer vermemektedir." FATF'ın beklentisi, "Avukatlara yer vermen lazım." diyor. Peki konu ne? Konu belli. Teklifimiz 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun. Başka bir şey var mı? Herhangi bir işlem, herhangi bir vekâlet ilişkisi diye lütfen genel tabir kullanmayın. Kanun teklifimiz çok açık.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Kapı açılıyor.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) - 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun. Bu kapsamda savunma hakkı kutsaldır bu sınırların dâhilinde. 5 başlık; gayrimenkul ve işletmelerin alım satımı; müşterinin para, menkul kıymet ve diğer varlıklarının yönetimi; banka tasarruf veya menkul kıymet hesaplarının açılması ve yönetimi; şirketlerin kurulması, işletilmesi ve yönetimi için gerekli katkının organizasyonu; "tırust"ların, şirketlerin, vakıfların ve benzeri yapıların kurulması.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Arkadaşlar, FATF'ın 238 sayfalık raporuna baktığımızda bu teklifimizin çok uyumlu olduğunu görüyoruz. Ama biz yine maddeler üzerinde konuşacağız...
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, süre verin de konuşsun çünkü biz Komisyonda dinlemedik arkadaşı bu kadar.
BAŞKAN - O zaman yerleri değişelim Sayın Bülbül.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Komisyonda anlatılmadı bunlar, dinliyoruz burada.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Maddeler üzerinde daha sıkı bu teklifimizi oluşturacak teklifleri de burada önergeyle değerlendirebiliriz.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Güler.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Ben Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)