GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gaziantep ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 99'uncu yıl dönümüne ve isimsiz kahramanlardan Mamato'ya ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:4
Birleşim:38
Tarih:24.12.2020

MEHMET SAİT KİRAZOĞLU (Gaziantep) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Gaziantep'imizin kurtuluşunun 99'uncu yılı vesilesiyle gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlarım.

Öncelikle, geçtiğimiz cumartesi Gaziantep'teki hastane yangınında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum ve bir daha yaşanmamasını temenni ediyorum.

Coronayla mücadelede fedakârca görev yapan başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere, güvenlik, sosyal yardım, belediye ve tüm gönüllülere şükranlarımı arz ediyorum.

Ayıntab müdafaası istiklal, istikbal, namus ve şerefine kasteden işgalcilere ve iş birlikçilerine karşı Türk'ü, Kürt'ü, Arap'ıyla, kadını, çocuğu, genci yaşlısıyla Ayıntab halkının imanı, inancı ve iradesiyle yürüttüğü kutlu bir direnişin destanıdır.

Değerli milletvekilleri, bugün yaşadığımız bu toprakları, Millî Mücadele'ye canı, kanı, malı pahasına katılmış, şehit olmuş, gazi olmuş isimsiz nice yiğit vatan evlatlarına borçluyuz. Bu isimsiz halk kahramanlarından birisini tüm şehit ve gazilerimizi yâd etme adına yüce heyetinize arz ederek tarihe not düşmeyi temenni ederim.

Bu kahraman, Rışvanların Beynamlı Oymağı'na mensup, Nizip'in Peşke Binamlısı köyünde yaşamış, çevresinde Mamato adıyla bilinen Mahmut Karayılan'dır.

Antep müdafaasında çevre köylerinden çete oluşturmuş, Kuvayımilliye'nin çekirdeğini oluşturan diğer çetelerle birlikte Fransızlara karşı çarpışmış, Antep harbi kahramanlarından yakın silah arkadaşı Karayılan'ın hatırasına hürmeten onun lakabını kendine soyadı edinmiştir.

Profesör Doktor Cahit Tanyol "Mamato" adlı eserinde, dönemin olaylarını yansıtan yalın bir anlatım ve ilk ağızdan aktarımla, Şam-Nablus cephesindeki askerliğini, yenilgi sonrası ordunun dağılışını, iaşesiz ve ikmalsiz, umutsuz bir şekilde köyüne dönüşünü ve köyünde ailesine yönelik bir husumet nedeniyle jandarmadan kaçarak dağa çıkmasını anlatmaktadır.

Mamato, 1919'a kadar olan bu dönemde, her ne kadar dağda eşkıyalık yapsa da, gerektiğinde jandarma komutanlarının isteğiyle silah arkadaşı Karayılan'la birlikte, halkı sömüren ve zulmeden gerçek eşkıyalara karşı bölgede asayişi sağlamaya yardım etmiştir.

1918'de mütarekenin ardından Nizip'i teslim almak isteyen İngilizler ve Kral Faysalcı iş birlikçilerine karşı Nizipli Hacı Mehmet Efendi "Yediden yetmişe Nizip halkı ölmedikçe seni Fırat'ın bu geçesine sokmayız; geleceğin varsa göreceğin de var." diyerek bir kuvvet oluşturmuş ve bu kuvvetin başına Mamato'yu Nizip Muhafız Komutanı olarak atamıştır. Mamato ve adamları sayesinde Ermeni çeteciler ve eşkıyalar uzak tutulmuş ve dahi, İngilizler ve iş birlikçisi Kral Faysal'ın yeğeni, Fırat'ın bu yanına, Nizip'e geçememiştir.

Fransız kontrolüne geçene kadarki sürede Nizip savunmasında adamlarını kaybeden Mamato, kendisine "Eşkıyasın ama Nizip'i savunuyorsun." diyen Cahit Tanyol'a "A Hocam, burası bizim vatanımız, namusumuz." şeklinde cevap vererek vatan sevgisini en açık şekilde ifade etmiştir.

Değerli milletvekilleri, Antep'in Kasım 1919'da Ermeni iş birlikçilerle Fransızlar tarafından işgaline karşı şehirde direniş örgütlenmeye başlamış ve Mamato "Vurun Antepliler, namus günüdür!" diyen Karayılan'la birlikte Şahin Bey ve diğer komutanların emrine geçerek 200 kişilik çetesiyle şehrin savunmasında nice kahramanlıklar göstermiştir ve Fransızların Karahöyük köyüne yaptığı bir baskında kardeşi Mesti Küllük fedakârca çarpışarak askerleri kurtarmış ancak kendisi şehit olmuştur. Kendisine bu kahramanlık, fedakârlık ve hizmetlerinden ötürü İstiklal Madalyası alıp almadığı sorulduğunda ise "Askerden kaçmış, eşkıyalık yapmış bir adama bir de madalya mı versin devlet? Af çıkardı, bu yetmez mi?" diyecek kadar da alçakgönüllüdür.

Mamato, kendi hâlinde bir insanın "Mesele vatan olduğunda gerisi teferruattır." diyerek kahramana dönüşmesinin en çarpıcı örneklerinden biri olarak, kardeşinin şehadete erdiğindeki kanlı gömleğini kendine bir servet kabul ederek öldüğü 1974 yılına kadar mütevazı bir insan olarak yaşamış ve onun hikâyesi, bizden birinin, içimizden isimsiz bir kahramanın hikâyesi olarak hafızalara kazınmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kirazoğlu.

MEHMET SAİT KİRAZOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, bir dakika daha söz istiyorum.

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Gazi şehrimiz için bir dakika...

BAŞKAN - Yok, bir dakikalar yok artık.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Selamlamak için bir dakika verin Başkanım, bu insani bir şey. Bu çok insani bir şey Sayın Başkan.

BAŞKAN - Ama sözünüzü tamamlayın, kayıtlara geçsin.

MEHMET SAİT KİRAZOĞLU (Devamla) - Bu cümleden sayısız adsız kahramanın da destanı olan Antep müdafaası, Millî Mücadele'nin de fitilini ateşleyen bir emsal olmuş ve Antep halkı, millet iradesinin tecelligâhı Meclisimiz tarafından "gazi"lik unvanı ve İstiklal Madalyası'yla onurlandırılmıştır.

Bu vesileyle tüm şehitlerimize rahmet diler, onlara her daim şükranlarımızı sunar, yüce heyetinizi saygıyla selamlarım. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)