| Konu: | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Tümü münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 18.12.2020 |
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin tümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle, yüksek heyetinizi ve ekranları karşısında bizleri izleyen aziz milletimizi hürmetle selamlıyorum.
2021 yılı bütçesi Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi döneminin üçüncü bütçesidir. Türkiye 9 Temmuz 2018 tarihinden itibaren Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle yönetilmektedir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi Türk milletinin tarihî misyonuna ve devlet geleneğine uygun bir yönetim modelidir. Anayasa'mızla güvence altında bulunan cumhuriyetin temel nitelikleri, millî ve üniter devlet yapımız, Türk millî kimliği, Atatürk, demokratik rejim ve temel insan hakları gibi değerler kırmızı çizgilerimizdir.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin merkezinde milletimiz vardır, millet egemenliği vardır. Yürütme yetkisi seçimle verilmekte ve ancak seçimle değiştirilebilmekte, buna da milletimiz doğrudan karar vermektedir. Dolayısıyla, Türkiye'yi yönetecek iktidarı sadece ve sadece aziz milletimiz belirlemekte, milletimiz dışında hiçbir güç iktidarı değiştirememektedir. Türk milleti parlamenter hükûmet sisteminde birtakım iç ve dış vesayet odaklarının tasarımıyla nasıl hükûmetler kurulduğunu ve nasıl düşürüldüğünü defalarca yaşamıştır. Bu ülke bir ay süreyle hatta yirmi beş gün süreyle görev yapan hükûmetleri görmüştür. Ülkemizde çok partili parlamenter sistemin uygulandığı yetmiş iki yılda görev yapan 51 hükûmetin ortalama ömrü yaklaşık bir yıl beş ay düzeyindedir. Sadece koalisyon hükûmetleri dönemleri dikkate alınırsa bu süre daha da kısadır. Böyle kısa süreli hükûmetlerle büyük atılımların gerçekleştirilmesi, muasır medeniyet seviyesini aşma hedefine ulaşmamız mümkün müdür? Hükûmet krizleri, koalisyon tartışmaları, Cumhurbaşkanı seçimlerinde yaşanan sorunlar ve devletin tepesinde çift başlılıktan kaynaklanan tartışmalar yönetim sisteminde tıkanıklıklara yol açmış ve siyasal istikrarsızlara neden olmuştur. Bu gelişmeler Türkiye'yi ekonomik ve sosyal yönden olumsuz etkilemiş, hatta demokrasi dışı müdahalelere sözde gerekçe yapılmıştır. Darbeler Türkiye'yi devamlı tarihin gerisine götürmüş, siyasi ve toplumsal dengeleri tepeden tırnağa bozmuş, pek çok sosyal ve ekonomik maliyete neden olmuştur.
Türkiye 2016 yılında da darbe girişimi yaşamıştır. FETÖ 15 Temmuz 2016 gecesi Türkiye'yi işgal etmeye kalkışmıştır. Elbette bu alçak kalkışmanın bedeli teröristler ve destekçileri için çok ağır olmuş; milletimiz, vatanımızı işgale kalkışan hainleri besmele duymuş şeytana çevirmiştir. Kurtuluş Savaşı'mızda gazi olan Meclisimiz, yaklaşık yüz yıl sonra 2'nci defa gazi olmuştur. 15 Temmuz işgal girişimiyle birlikte ülkemiz terör örgütlerinin saldırılarına uğramış, isyan girişimi ve kalkışmalar yaşamış, şehirlerimizde bombalar patlatılmış, Türkiye'ye yönelik yoğun dayatma ve baskılar yapılmıştır.
Böylesi bir dönemde parlamenter sistemin açmazları da dikkate alınarak, hükûmet etme sistemi üzerinde, bekamızı merkezine alan yeni bir düzenleme, çığır açıcı yeni bir ahlaki değişim mecburi olmuş ve yapılan Anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmesi milletimiz tarafından kabul edilmiştir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi parlamenter sistemin ağırlıklarını tasfiye etmiş, olumsuzluklarını gidermiştir. Türkiye vesayet odaklarından arındırılmış, ayak bağlarından kurtulmuş, öz güvene kavuşmuştur. Türkiye bu dönemde maruz kaldığı tüm saldırıları güçlü bir şekilde karşılık vererek püskürtmüş, ülkemize yönelik oyunları bozmuştur. Her alanda hızlı ve etkili karar mekanizmasının işlemesi gereken günümüz koşullarında Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle bu sağlanmıştır.
Darbe girişimi ve terörle sonuç alamayanlar, 2018 yılında ekonomimizi çökertmek için kur ve faiz üzerinden saldırılar başlatmışlardır. Bu saldırılar zaten darbe girişimi ve terörle mücadelenin ağır maliyet yüklediği ekonomimizde faizden enflasyona, ekonomik daralmadan işsizliğin artışına kadar pek çok zincirleme etkiye yol açmıştır. Ülkemizin makroekonomik göstergeleriyle ilgili geçmiş dönemlerle karşılaştırmalar yapılırken bekamıza yönelik yaşadığımız saldırılar ile bunlara karşı verilen mücadelenin ekonomiye maliyetinin dikkate alınması gerekmektedir; millî bakış, bilimsel yaklaşım, analitik değerlendirme ve objektiflik bunu gerektirir. Dış güçlerden bahsedilince maalesef burun kıvıranlar daha geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin ekonomisini yıkmakla tehdit ettiklerini küstahça söyleyen ABD'li yetkilinin sözlerini nereye koyacaklar? Son dönemde yaşananlar asla hafife alınmamalıdır, vatanımızın işgalin eşiğinden döndürüldüğü unutulmamalıdır. Bu süreçte kur artışı nedeniyle millî gelirimizin azaldığı doğrudur ama vatanımız kurtarılmış, namusumuz çiğnetilmemiştir. Üzerinde yaşadığımız vatan coğrafyasının bedeli çok ağır ödenmiştir. Bu aziz millet, bırakın gelirin azalmasını, vatanı için seve seve canını verir, nitekim vermiştir, vermektedir. Türk milleti asırlardır sayısız badire ve belaları defederek bağımsızlığını korumayı başarmıştır. Türkiye Cumhuriyeti tam bağımsızdır, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür, ilelebet böyle de kalacaktır.
Değerli milletvekilleri, ülkemize yönelik saldırıların etkisiyle 2018 yılının son çeyreğinden itibaren 3 çeyrek daralan Türkiye ekonomisi gerekli önlemlerin zamanında ve cesaretle alınması sonucu 2019 yılının ikinci yarısından itibaren güçlü bir şekilde toparlanmış ve yüzde 0,9 büyümeyle beklentilerden hızlı büyümüştür. 2019 yılında başta uluslararası kuruluşlar olmak üzere ekonomimizde yüksek daralma bekleyenlerin, olumsuz tablo çizenlerin hepsi ters köşe olmuştur. Türkiye 2020 yılının ilk çeyreğinde yüzde 4,4 büyümeyle Avrupa Birliği, G20 ve OECD ülkeleri arasında en güçlü büyüme performansı gösteren ülke olmuştur. Ekonomimizin yüksek büyüme patikasına girdiği bir dönemde, tüm dünya ekonomilerini sarsan Covid-19 salgının etkisine ülkemiz de maruz kalmıştır. Covid-19 salgını, küresel ekonomiye büyük darbe vurmuştur. Salgının etkileri ülkeler ve sektörlere göre farklılaşmıştır. OECD 1 Aralık 2020 günü yayınladığı raporda dünya ekonomisinin 2020 yılı daralma tahminini yüzde 4,2 olarak belirlemiştir. IMF'nin ekim ayında açıkladığı raporda da küresel ekonominin 2020 yılında yüzde 4,4 daralması, gelişen ve yükselen ekonomilerin ise yüzde 3,3 daralması öngörülmüştür.
Türkiye, salgının ekonomi üzerindeki olumsuz etkisini azaltmak amacıyla bir dizi tedbiri süratle uygulamaya koymuştur. Üretimin ve tedarik zincirinin kesintiye uğramaması, istihdamın korunması ve finansal sistemin sağlıklı işleyişinin sürdürülmesi için eş güdümlü politika adımları atılmıştır. Böylelikle, salgının yıkıcı etkisi birçok ülkeye nazaran Türkiye'de daha az düzeydedir. Türkiye ekonomisi, 2020 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 9,9 daralmışken üçüncü çeyreğinde yüzde 6,7 oranında büyüme rakamıyla V tipi bir toparlanma göstermiş, ilk dokuz aylık büyüme yüzde 0,5 oranında gerçekleşmiştir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Öncü göstergeler 2020 yılının dördüncü çeyreğinde de büyümeye işaret etmektedir. Nitekim, sanayi üretimi ekim ayında yıllık yüzde 10,2; aylık yüzde 1,1 artmış, imalat sanayi kapasite kullanım oranı ekim ayında yüzde 75,4'e, kasım ayında yüzde 75,8'e yükselmiştir. Yine, büyüme açısından önemli bir gösterge olan PMI verisi ekimde 53,9; kasımda 51,4 değer almış olup kısmen yavaşlasa da üretimde ve istihdamda artış olduğunu, büyümenin sürdüğünü göstermiştir.
Ülkemizin 2020 yılı ekonomik büyüme hedefi yüzde 0,3 öngörülmekle birlikte, bu rakamın muhtemelen aşılacağı ve güçlü bir ekonomik toparlanmanın devam ettiği anlaşılmaktadır. İddiaların aksine, açılan ve kapanan şirket ve esnaf sayıları pozitif görünümdedir. TOBB verilerine göre, açılan şirket sayısı 2020 yılının on ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22,8 artarken, kapanan şirket sayısı yüzde 12,7 artmıştır. TESK verilerine göre de Esnaf ve Sanatkârlar Sicil Gazetesinde yayınlanan ilanlarda, 2020 yılının on bir ayında tescil ilan sayısı yüzde 55,2 oranında artarken terkin ilan sayısıysa yüzde 30,3 azalmıştır.
2020 yılında tüm dünyada bütçe açığı ve borç stokunda artış eğilimine girilmiştir. Ülkemizde de artış yaşanmakla birlikte bütçe açığı ve borç stokunun millî gelire oranı, gelişmekte olan ülkeler ortalamasının oldukça altında bulunmaktadır. Finansal istikrarın sürdürülebilirliği açısından hane halkı ve reel kesim borçluluğu da ülkemizde benzer ülkelere ve AB ortalamasına kıyasla düşük riskliliğini sürdürmektedir.
Covid-19 salgını bazı sektörleri ve bu sektörlerde çalışanları daha fazla olumsuz etkilemiştir. 2019 yılında, turist sayısı ve turizm gelirinde tarihî rekorlar kıran Türkiye, dünyanın en çok turist ağırlayan ülkeleri arasında 6'ncı sırada yer almıştır. Ancak 2020 yılının ilk dokuz ayında turizm gelirimiz salgının etkisiyle yüzde 69,4 oranında azalmıştır. TÜİK 2020 yılı Eylül ayı iş gücü istatistiklerine göre istihdam bir yılda 733 bin kişi azalmıştır. Salgının etkisiyle, nisan ayında 2 milyon 585 bin kişiye kadar yükselen istihdamdaki daralma, istihdamı korumaya ve artırmaya yönelik bugüne kadar alınan tedbirler sayesinde beş ayda yüzde 72 nispetinde düşmüştür. İstihdamın yeniden artışa geçmesi beklenmektedir. Zira sanayi üretimi ve PMI verileri ekim ve kasım aylarında da istihdamda artışa işaret etmektedir.
Sektörler itibarıyla bakıldığında istihdamdaki azalmanın hizmetler sektöründe, özellikle de konaklama ve yiyecek hizmetleri alt sektöründe ve tarım sektöründe olduğu görülmektedir. Bu durum, anılan sektörlere yönelik yeni tedbirlerin alınmasını gerekli kılmaktadır. Bu kapsamda salgının olumsuz etkilerinin giderilmesi için alınan birçok tedbire ek olarak Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından evvelki gün yeni önlemler açıklanmıştır. Buna göre: Taksi, dolmuş ve servis işletmecisi, pazarcı, terzi, oto tamircisi, lokantacı, pastaneci, kadın ve erkek kuaförü, pansiyon, yurt, kreş, düğün salonu işletmecisi gibi esnafımıza ve basit usule tabi çalışanlara ayda bin lira gelir desteği ve iş yeri kira olanlara büyükşehirlerde 750 lira, diğer illerde 500 lira kira desteği verilecektir. İş yeri kiralama hizmeti KDV oranı ile gayrimenkul kirası stopaj oranında yapılan indirimler ve konaklamadan yeme içmeye, yolcu taşımacılığından bakım onarıma kadar birçok sektörü kapsayan KDV indirimlerine dair uygulama süresi 1 Haziran 2021 tarihine kadar uzatılacaktır. Turizm sektöründe hazineye olan kira, hasılat payı ve ecrimisil ödemeleri bir yıl ertelenmektedir. Ayrıca, salgın döneminde hayatını kaybeden sağlık çalışanlarımızın vazife malullüğü veya meslek hastalığı statüleri belirlenerek ailelerine maaş, ek ödeme, faizsiz konut kredisi, eğitim öğretim yardımı, istihdam hakkı ve fatura indirimleri gibi imkânlar sağlanacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu önlemleri olumlu buluyor ve destekliyoruz. Bununla birlikte esnafın vergi prim, kredi borçlarının belirli bir süre ertelenmesi ve sicil affının güncellenmesi yararlı olacaktır. Ayrıca esnaf ve sanatkârımızı korumak için AVM ve büyük market zincirlerinin şehir merkezinde şube açmaları, adil rekabet şartlarını bozmayacak şekilde kurallara bağlanmalıdır.
Tarım ve hayvancılığın ekonomiler için ne derece kritik olduğunu, gıda güvenliği ve tarımın stratejik önemini Covid-19 salgını bir kez daha ortaya koymuştur. Çiftçilerimizin Tarım Kredi ve Ziraat Bankasına olan kredi borçlarına da kamu alacaklarının yapılandırılmasında öngörülen şartlarda bir yapılandırma imkânı verilmelidir. Kur artışlarının etkisiyle başta gübre, mazot, yem, elektrik gibi tarımsal girdilerin fiyatları artmıştır. Çiftçilerimizin, girdilerini uygun fiyatlı alabilmesi sağlanmalıdır. Üreticilere sağlanan yüzde 75 hibe tohum desteğinin kapsamı genişletilmelidir. Hayvancılık açısından yem maliyetinin azaltılması ve kaba yem açığının giderilmesi büyük önem taşımaktadır. Kaliteli yem ve bitkilerin üretimi ve hayvancılık destekleri artırılmalıdır.
Elektrik faturaları önemli bir maliyet unsuru olmuştur. Ailelere yönelik sağlanan elektrik fatura desteği, dar gelirli vatandaşlarımız için önemli bir adım olmuştur. Çiftçinin, sanayicinin ve esnafın elektrik faturası yükünü hafifletecek adımlar da atılmalıdır.
2021 yılına dair asgari ücretin belirlenmesi çalışmaları devam etmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak net asgari ücretin açlık sınırının üzerine çıkarılması görüşündeyiz. Ayrıca asgari ücretliye büyükşehirlerde ulaşım desteği verilmesini ve asgari ücretliden vergi alınmamasını savunuyoruz.
Emeklilere 2018 yılından itibaren yılda iki ay bayram ikramiyesi verilmesi, bu yıl mart ayında da en düşük emekli aylığının bin liradan 1.500 liraya yükseltilmesi sağlanmıştır. Bunun yanı sıra, bütçe imkânları çerçevesinde emeklilere büyümeden tam pay verilmeli; sağlık hizmetlerinde alınan bazı katılma payları emeklilerden alınmamalıdır.
Gazilerimize ve şehit ailelerine sahip çıkılmakta olup bugüne kadar çok önemli hak ve imkânlar sağlanmıştır. Bununla beraber, bazı konulardaki haklı talepleri karşılanmalıdır. Terörle mücadele esnasında yaralanmalarına rağmen aylık bağlanılamamış olanlara da gazilik unvanı verilerek istihdam ve diğer haklardan yararlanmaları sağlanmalıdır. Ayrıca şeref aylığının farklılaştırılması Kore ve Kıbrıs gazilerini üzmekte olup muharip gazilerimizin gelir ve iş durumuna bakılmadan hepsine aynı tutarda şeref aylığı bağlanmalıdır.
Değerli milletvekilleri, Türkiye dünyanın ve içinde bulunduğu bölgenin çetin ve zorlu şartlarında olağanüstü bir diriliş ve yükseliş azmiyle öne çıkmaktadır. Bölgesel ve küresel ölçekte her alanda uluslararası hukuka uygun, meşru ve millî politikalarla bekamıza, güvenliğimize, egemenlik haklarımıza ve tarihî mirasımıza sahip çıkılmaktadır. Türkiye, uyguladığı çok yönlü ve insani dış politikayla küresel düzeyde adalet anlayışının tesis edilmesine de katkı vermektedir. Nerede bir mazlum varsa, nerede hakkı yenmiş, barış ve huzura susamış bir mağdur bulunuyorsa Türkiye, bütün gücüyle oradadır.
Terörle mücadele kararlı, etkin ve başarılı bir şekilde devam ettirilmekte, kahraman güvenlik güçlerimiz destan yazmaktadır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Pençe, Fırat, Kapan ve Yıldırım Operasyonları terörün belini kırmakla kalmamış, Türk devletinin kudretini göstermiştir. Artık terörün sonuna yaklaşılmaktadır. Kanlı örgütün dağ kadrosu da günbegün erimekte, elebaşları bir bir imha edilmektedir. İç barış ve huzur ortamı güçlü bir şekilde tesis edilmektedir. Emperyalist güçler tarafından Suriye'nin kuzeyinde oluşturulmak istenen terör koridoru girişimi Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı Harekâtları'yla bertaraf edilmiştir.
Mavi vatanımızda egemenlik haklarımıza sahip çıkılmakta, meşru hak ve çıkarlarımızı korumak için gerekli tedbirler alınmaya devam edilmektedir. Libya'yla imzalanan anlaşmayla Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi saf dışı bırakmaya çalışanların oyunları bozulmuş, ülkemizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin egemenlik haklarını koruma kararlılığı gösterilmiştir. Sondaj ve sismik araştırma gemilerimizle mavi vatanımızda ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yetki verdiği alanlarda araştırma faaliyetleri yapılmaktadır.
Kıbrıs, Türkiye'nin millî davasıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimiyle yeni bir döneme girilmiştir. Kıbrıs davası emin ellerdedir. Türkiye'nin Kıbrıs üzerinde kurucu anlaşmalardan kaynaklanan ahdî hak ve yükümlülükleri bulunmaktadır. Türkiye'nin etkin ve fiilî garantisinin olumsuz etkilenmesi hiçbir şart altında kabul edilmeyecektir. Siyasi eşitlik ve 2 kesimlilik temelinde, eşit statüde 2 kurucu devleti haiz yeni bir ortaklık hukukunun tesisi için yıllarca görüşmeler yapılmıştır. Kıbrıs Türklüğü her zaman adil ve kalıcı bir çözümü hedeflemiş, Rum kesimiyse sürekli kriz imal edip çözümsüzlüğü derinleştirmiştir.
Avrupa Birliği ve müdahil devletleri Kıbrıs'ta, Doğu Akdeniz'de, ülkemizin ve Kıbrıslı kardeşlerimizin hakkına ve hukukuna saygılı olmalı, objektif davranmalıdır. Avrupa Birliği yaptırım ve tehdidi bırakıp Türkiye'yle ilişkilerinde yeniden olumlu bir başlangıç yapmalıdır. Bölgenin barış ve istikrarı için doğal kaynakların adalet ve hakkaniyet ölçülerine dayalı paylaşımı vazgeçilmez önemdedir. Hiç kimse fiilî durum yaratmaya çalışmamalıdır. Türkiye'nin kimsenin hakkında gözü yoktur, kimseye de haklarını çiğnetmeyecektir. Egemenlik haklarımız dokunulmazımızdır.
ABD'yle ilişkilerimizin ekonomik, siyasi ve güvenlik boyutlarıyla, her iki tarafın karşılıklı çıkarlarına hizmet edecek şekilde eşitlik ve karşılıklılık temelinde yürütülmesi esas olmalıdır. Geçmişte talep ettiğimiz silahları ve füze savunma sistemlerini satmayan ABD'nin "S-400'ü niye aldınız?" diye yaptırım kararı alması hukuksuzluktur, saygısızlıktır. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Türkiye'nin neyi kimden alacağına kimse karışamaz. NATO kapsamında bir müttefikimiz görünen ABD önce dost mu düşman mı, buna karar vermeli, müttefiklik hukukuna bağlı olup olmadığını gözden geçirmelidir. Küresel ve bölgesel gelişmelerin seyri hangi yönde olursa olsun Türkiye hak ve menfaatlerini koruma kararlılığıyla politikalarını yürütecek, kime yahut neye göre değil, millî perspektiften ve başkent Ankara vizyonuyla bakışını devam ettirecektir. Küresel ve bölgesel senaryo yazanların karşısında Türk milleti birdir, beraberdir. Pek çok engellemeye, menfi senaryolara rağmen ülkemiz istiklalini birlik içinde savunacak, istikbalin dirliğine dayanışmayla ulaşacaktır. Allah'ın izniyle kazanan Türkiye olacaktır.
Değerli milletvekilleri, bu dönemde en önemli gücümüz Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemidir. Türkiye kısa zamanda daha birçok alanda tarihî adımlar atmış, başarılar elde etmiştir. Hamdolsun, seksen altı yıl sonra zincirler kırılmış, Ayasofya Müslüman gönüllerle buluşturulmuştur. Ayasofya-ı Kebir Cami-i Şerifi'nin ibadete açılması yakın tarihimizin en önemli olayıdır. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Çok şükür, kırk altı yıl kapalı kalan Maraş açılmıştır. Maraş'ın açılması uluslararası hukuka uygundur, meşrudur ve tasarrufu da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne aittir. Şükürler olsun, yirmi sekiz yıl sonra Azerbaycan, Ermenistan'ın işgali altında bulunan öz topraklarını işgalden kurtarmıştır. Türkiye, Azerbaycan'a açık destek vermiş, Azerbaycan Türkü kardeşlerimizin yanında, aynı zamanda da diplomasi masasında yer almış, belirleyici olmuştur. Ne mutlu bize ki Turan yolunun kapısı açılmaktadır. Nahçıvan'dan Azerbaycan'a açılacak koridor sayesinde Türkiye ve Azerbaycan ilk kez kara yoluyla birbirine bağlanacaktır. Türkiye, tarihinin en büyük doğal gaz keşfini Karadeniz'de gerçekleştirmiştir. Keşfedilen 405 milyar metreküp doğal gaz rezervi, ekonomik güvenliğimizi sağlam esaslara bağlarken stratejik gücümüze güç katacak, vatandaşlarımızın refahına da yansıyacaktır.
Türkiye, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı 2019 İnsani Gelişme Raporu'na göre ilk kez, en üst lig olan en yüksek insani gelişme kategorisine yükselmiş; 2020 Raporu'na göre de insani gelişme endeksi değeri artmış, ülkeler sıralamasında iki yılda 10 sıra birden yükselmiştir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Ülkemizin Covid-19 salgınıyla mücadelede etkinliği, güçlü sağlık altyapısı, ücretsiz test ve tedavi hizmetleri Avrupa Birliği ilerleme raporuna yansımış, Dünya Sağlık Örgütü yetkililerince ve dünya çapında gazete ve televizyon kanallarınca örnek gösterilmiştir. Ülkemiz, aralarında güçlü ekonomilere sahip ABD ve Avrupa ülkeleri de olmak üzere, zor durumda kalan 156 ülke ve 9 uluslararası kuruluşa malzeme yardımı yapmıştır.
Türkiye, Dünya Bankası 2019 İş Yapma Kolaylığı Raporu'na göre son iki yılda 27 basamak yükselerek 33'üncü sıraya yükselmiştir.
Türkiye'nin lider ülke olma hedefine ulaşması bakımından, teknolojik dışa bağımlılığın azaltılması ve sanayide yapısal dönüşümün sağlanması, yerel kaynakları harekete geçiren, nitelikli iş gücü istihdam eden, dijital çağa uyum sağlayan ve uluslararası rekabet gücüne sahip bir sanayi oluşturması oldukça önemlidir.
Hamdolsun, millî teknoloji hamlesinin çıktıları alınmakta olup başta savunma sanayisi olmak üzere, imalat sanayisi, otomotiv, makine, enerji, yazılım, ilaç ve tıbbi malzeme gibi birçok alanda yerli ve millî üretim artmaktadır. İlk millî helikopter motorumuz, İHA'lar, SİHA'lar, gemiler, zırhlı araçlar ve silahlar gururumuz olmuştur. Türkiye'nin otomobilini üretecek fabrikanın temelleri Gemlik'te atılmıştır. Milletimizin beğenisine sunulan TOGG, Türkiye'nin gururu olmuştur. Teknoparklardaki genç girişimcilerimiz dünya çapında ses getiren başarılar elde etmektedir. Yerli bir mobil oyun şirketimiz, 1,8 milyar dolarlık değerle, Türkiye'nin 1 milyar dolar üzerinde değerlenen ilk girişimi olmayı başarmıştır. Yoğun bakım solunum cihazımız kısa süre içinde üretilmiş, ihraç edilmektedir. Yerli ve millî enerji atılımı kapsamında Türkiye'nin ilk, Avrupa ve Orta Doğu'nun tek entegre güneş paneli fabrikası açılmıştır. Üretilen panellerin kurulmaya başlandığı Konya Karapınar GES uzaydan görünebilecek olup 2 milyon kişinin elektrik ihtiyacını karşılayacaktır.
Türkiye'nin bu dönemde gerçekleştirdiği ilklerin, dünya çapında devasa projelerin, kısa zamanda yapılan havalimanları, şehir hastaneleri, acil durum hastaneleri, otoyollar, köprüler, tüneller, bölünmüş yollar, barajlar gibi yapıların sadece adlarını saymaya kalkarsam konuşma süremi uzatmam lazım. Bunları milletimiz görmekte ve yararlanmaktadır, asıl olan da budur.
Değerli milletvekilleri, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin temelini oluşturan insan merkezli bir yaklaşımla hukuk devleti, demokratikleşme ve iyi yönetişim ilkeleri daha güçlü bir şekilde sahiplenilmeli ve bütüncül bir stratejiyle ortak hedeflere ulaşılması yönünde yapılan çalışmalar sürdürülmelidir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Türkiye'nin yatırım alanında cazibe merkezi hâline getirilmesi için başlatılan yatırım seferberliğini destekliyoruz. Hukuk normlarında, vergilemede ve bürokratik işlemlerde yatırım için her bakımdan daha öngörülebilir, istikrarlı ve güvenilir bir ortam oluşturulmalıdır. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, Türkiye'nin aradığı ve ihtiyaç duyduğu tarihî bir yönetim reformu olarak devrededir. Gereken ve planlanan reformların birbirine eklemlenerek gerçekleştirilmesi Türkiye'nin hızına hız katacaktır. Aziz milletimiz şahittir ki Cumhur İttifakı, Türkiye'yi yükseltmeye ve lider ülke yapmaya coşku ve heyecan içinde azmetmiş, söz vermiş, bu uğurda da gecesini gündüzüne katmaktadır. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Kalaycı.
MUSTAFA KALAYCI (Devamla) - Cumhur İttifakı yoluna ve Türkiye'ye hizmetine azimle ve inançla devam edecektir.
Konuşmama son verirken 2021 yılı bütçesinin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum. 2021 yılının insanlığın Covid-19 salgınından tümüyle kurtulduğu bir yıl olmasını ve herkese sağlık, huzur ve mutluluk getirmesini Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyor; yeni yılınızı kutluyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bütçeye kabul oyu vereceğimizi belirtiyor, sizlere ve aziz milletimize saygılarımı sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)