GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:50
Tarih:09.01.2013

CHP GRUBU ADINA BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; 370 sıra sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunarım.

Değerli arkadaşlar, bu sene galiba en fazla sosyal güvenlik kanunlarıyla ilgili olarak toplandık. Bugün de Genel Kurulumuz bununla ilgili bir tasarıyı görüşmek üzere toplanmış bulunuyor ama maalesef çoğunluğumuz da yok gördüğüm kadarıyla. Özellikle iktidar pek ilgilenmemiş ama sosyal güvenlik çok önemli bir konu; burada bulunan sayının tersine, çok çok önemli bir konu, 75 milyonla ilgili bir konu, geleceğimizle ilgili bir konu, geçmişimizle ilgili bir konu. Onun için ben bu konunun çok daha fazla ilgi toplamasını dilerdim, bu konuyla milletvekillerimizin çok daha fazla ilgilenmesini düşünürdüm çünkü sosyal güvenlik bir toplumun, bir sistemin sigortasıdır, emniyet supabıdır. Şu anda 75 milyonun içerisinde yaklaşık 12 milyon yoksul var. Bu insanlar bir sıkıntıyla karşılaşmadan, çok düşük maaşlarla -ki en az 2 milyon 600 bin de resmî rakamlara göre işsizimiz var- toplumda bir patlama olmadan, sıkıntı olmadan bu toplum bu günlere geldiyse bu sosyal güvenlik sayesindedir, böyle bir müessese sayesindedir. Bu konuya çok daha fazla ilgi gösterilmesi gerekirdi diye düşünüyorum.

Şimdi, bugün görüşeceğimiz konu şöyle bir konu: Sosyal güvenlikle ilgili uygulamada karşılaştığımız ama çözümünde kurumun sıkıntı duyduğu birçok konunun derlenip toparlanıp bir paket hâlinde Meclisimizde çözüme kavuşturulmasına yönelik bir tasarı. Önemli konular var ama ben bunun yanı sıra, bununla birlikte, buna benzer birçok konunun da gündeme gelmesini beklerdim.

Mesela sağlıkla ilgili çok önemli konular vardı. Özellikle sendikacı arkadaşlarımıza karşı,Sayın Bakanımızın şiddetli tavırları var; bizim komisyonumuzda, Sayın İzzet Çetin'e karşı, onların savunduğu görüşlere, Musa Bey'e karşı ama Sayın Bakan, özellikle bu sağlıkla ilgili olarak, siz, Sosyal Güvenlik Kurumu olarak Türkiye'de en büyük sağlık finansmanı sunucususunuz, tedarikçisisiniz, en fazla sağlık hizmeti alan kurum sizsiniz. Ben beklerdim ki sağlık hizmetleriyle ilgili olarak da bir düzenleme yapın yani belirleyici olun. Ben de bu kurumda       -hasbelkader yönetiminde bulundum- çalıştım, bu kurumun Türkiye'deki sağlık sistemiyle ilgili olarak çok daha fazla söz söyleyebilmeye hakkı olması lazım, sağlık konusuyla ilgili düzenlemeler yapabilmesi lazım.

Bugün özel sektör hastaneleriyle ilgili olarak bölümlere ayırıyorsunuz, o bölümlere göre, sınıflamaya göre onlara ödeme yapılıyor ama bunu üniversiteler için yapamıyorsunuz. Üniversite hastanelerini, evet, bir, kamu üniversiteleri hastaneleri, bir de vakıf üniversiteleri diye ayırmışsınız ama bunların kalitelerine göre özel sektör hastanelerine yaptığınız düzenlemeyi burada yapamıyorsunuz, Sağlık Bakanlığı hastaneleri için yapamıyorsunuz ve aldığınız hizmet, sigortalıların aldığı hizmet, maalesef, birçok yerde çok seviyesiz kalıyor.

Bugün, bakın, Sağlık Bakanlığı -kamu hastaneleri birliği- bir düzenleme yaptı. Özel sektör mantığıyla bir şeyler yapmaya çalışıyor ve oradaki CEO'lar ki öyle bir düzene geçildi? Bir şehirdeki bütün kamu hastaneleri bir araya getiriliyor, Kamu Hastaneleri Birliği kuruluyor, onun başına da Sağlık Bakanlığından birileri atanıyor. En az 12 bin lira aylık alıyor bunlar ama buraya?

Bu sene 2013'te galiba 48-49 milyar liralık bir sağlık bütçeniz var. Sizin çok daha etkili bir şekilde bu konuda söz sahibi olmanız lazımdı. Bu tasarıyla da bu konuyla ilgili bazı düzenlemeler yapabilmeniz lazımdı diye düşünüyorum. Bu sene 49-50 milyarlık Sağlık Bakanlığına ya da sağlık kuruluşlarına ödeme yapacaksınız ama sağlık konusunda söz sahibi olmayacaksınız. Ben böyle bir Sosyal Güvenlik Kurumu düşünemiyorum. Bu konuda çok daha atak olması gerekir Sayın Bakanımın. Kurumun da bu yönde düşünceleri olduğunu ben gayet iyi biliyorum, düşünüyorum.

Yine intibaklarla ilgili olarak şu anda, geçen yıl çıkardığınız kanun, biz o zaman da uyarmıştık, kimse memnun olmayacak ve maalesef emeklilerin yirmi yıldan beri beklentisi olan İntibak Kanunu "Dağ fare doğurdu." misali sıkıntılara sebep olacak demiştik. Şu uygulamaları görüyoruz. Emekliler, maalesef perişan vaziyette, beklentileri suya düştü, havuza düştü hepsinin, sıkıntılı vaziyetteler.

Değerli arkadaşlarım, bu kanunla, önemli olan yedi tane düzenleme yapılmış vaziyette. Bunları biz Plan ve Bütçe Komisyonunda, alt komisyonda düzenledik. Çok önemli sekiz tane düzenleme var ama bunlar arasında bir de -olmaması gerekirdi- kurumlarla ilgili düzenlemeler var; bazı personelin yeniden atanmasıyla ilgili, Türkiye İş Kurumuyla ilgili. Bunu bir nebze olsun anlıyorum ama onun haricinde kurumla ilgili olarak yapılanın anlaşılır tarafı yok maalesef.

Çok önemli bir düzenleme de Sosyal Güvenlik Kurumu yönetimine esnafların katılabilmesi; bu çok önemli, bizim de çok desteklediğimiz bir düzenleme, bu yönde Cumhuriyet Halk Partisi olarak önerge verdiğimiz bir düzenleme. Bunu da çok yerli yerinde olarak görüyoruz, yapılan bir eksikliğin düzeltilmesi ama burada şöyle bir şey var Sayın Bakanım, özellikle bunu söyleme ihtiyacı hissediyorum: Şimdiye kadar emekliler Sosyal Güvenlik Kurumu yönetimindeydi. İşçi temsilcisi vardı ama bunlar, olmalarına rağmen, maalesef bastırılmış vaziyette sıkıntılarını, dertlerini anlatamaz ve kamuoyuyla paylaşamaz durumdaydılar. Esnafın da bu şekilde olmamasını diliyorum yani dışarıda olmaları aslında onların daha fazla konuşabilmeleri, dertlerini anlatabilmeleri, sıkıntılarını kamuoyuyla, basınla paylaşabilmelerini getiriyor, Kurum yönetimine girince maalesef sesleri solukları çıkmıyor.

Düşünüyorum da bundan yirmi yıl önce, on beş yıl önce işçi emeklilerinin genel kurullarına ya da işçi sendikalarının genel kurullarına gidildiğinde bakanların eli ayağı titrerdi, şimdi çok rahatlıkla gidiliyor ya da gidilmeye bile gerek görülmüyor, çok rahat bir ortam var. Hâlbuki, bu baskılandığı için böyledir diye düşünüyorum yani "Yönetimde bundan sonra yer alamazsınız." baskısıyla herhâlde böyle oluyor. Bir taraftan yani esnafın girmesini biz destekledik, böyle önergeler verdik, bundan çok memnunuz, bunu destekliyoruz ama öbür taraftan da esnafın bundan sonra sesi çıkmayacak, soluğu çıkmayacak diye korkuyorum inanın. İnşallah, böyle bir sonla karşılaşmayız.

Sosyal güvenlik destek primiyle ilgili bir düzenleme yapıldı, böyle bir maddemiz de var. Bunları almamız artık mümkün değil değerli arkadaşlar. Sosyal güvenlik destek primi, işte emekli olduktan sonra çalışmaya başlıyor ama bu insanlar mevzuatı da bilmiyorlar. Maalesef, bunların, yüzde 15 ilave olarak sosyal güvenlik destek primi ödemesi gerekiyormuş. Geriye doğru bir tespit yapılıyor, çok büyük meblağlar, ödeyemeyecekleri meblağlar söz konusu oluyor. Zorunluluktan zaten böyle bir düzenleme tasarıya konuldu. Bunlardan alabilmemiz mümkün olmadığı için, kurumun tahsilat yapabilmesi mümkün olmadığı için af niteliğinde böyle bir madde getirildi maalesef.

Yine çok önemli bir konu, bu 18 yaş üstündeki öğrenciliği bitmiş kişilerin gelir testi yapılamadığı için tekrar 20 yaşına kadar olan sürede sağlık yardımlarından istifade edebilmesi getirildi. Bu da olumlu bir düzenleme ama daha yüksek yaşlara kadar söz konusu olsaydı uygulamada da sorun olmazdı çünkü bundan sonra da benzer sorunların olabileceğini tahmin ediyorum.

Bir de -notlarıma bakmadan konuştum- sosyal güvenlik sisteminin "kara delik" olarak tabir edilmemesi gerekir diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Kuşoğlu.