| Konu: | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 7'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 31 |
| Tarih: | 14.12.2020 |
AK PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL EMRAH KARAYEL (Kayseri) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, Değerli Bakanlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Avrupa Birliği Başkanlığının 2021 yılı bütçesi hakkında söz aldım. Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri 1959 yılında başlamış, 1963 yılında Ankara Anlaşması'yla devam etmiş ve 2005 yılında müzakerelerin başlamasıyla bugünkü hâlini almıştır. Bugün itibarıyla, elli yedi yıllık inişli çıkışlı süreçten bahsediyoruz Avrupa Birliği ilişkilerinde.
Evet, Avrupa Birliği üyeliği ülkemizin stratejik önceliğidir, bu kapsamda gereken adımlar atılmış, reform çalışmaları yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir. Ancak özellikle son dönemde, ülkemize karşı bazı Avrupa Birliği üyesi ülkelerin iç siyaset amaçları ve kendi dış politika gayeleri kapsamında alınmasını istedikleri olumsuz kararlar ülkemiz ve Avrupa Birliği arasında olumsuz sürecin başlamasına neden olmuştur. Avrupa Birliğiyle "Gümrük Birliği'nin güncellenmesi" ve "vize serbestisi" başlıkları altında müzakereler yürütülmektedir. Ancak özellikle Kıbrıs Rum Kesiminin Avrupa Birliği tarafından -bence kasten- üyeliğe alınmasından sonra, siyasi blokajla karşı karşıyayız ve Avrupa Birliği bunu her zaman karşımıza çıkarmaya devam etmektedir. Türkiye olarak biz, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğinin öneminin anlaşılması hâlinde Türkiye'yle olan müzakerelerin daha da hızlanacağına ve Türkiye'deki reform iradesinin destekleneceğine inanıyoruz. Biz de Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Başkanı olarak ben ve Başkanlık Divanı üyelerimiz, Avrupa Parlamentosu mensuplarıyla yaptığımız toplantılarda Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğinin ne kadar önemli olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz.
Evet, tabii, Türkiye'nin dış politikası yalnızca Avrupa Birliğinden ibaret değil ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerden de ibaret değil. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'nun gayretleriyle çok katmanlı ve aktif bir dış politika yürütüyoruz. Türkiye olarak, AK PARTİ olarak kurulduğumuz günden bu yana, millî şairimiz, istiklal şairimiz Mehmet Akif'in dediği gibi "Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım/ Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım/ Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu." anlayışı içerisinde dünyada zalimlerin karşısında ve mazlumların yanında yer almaya devam ediyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Özellikle Somali'den Arakan'a, Filistin'den Libya'ya kadar mazlumlara her zaman kol kanat germeye devam ediyoruz.
Libya krizinin başından beri, Türkiye olarak, bu sürecin ancak siyasi müzakerelerle çözülebileceğini ifade ediyoruz. Bu anlamda, bugünlerde siyasi anlamda çok önemli bir süreçten geçiyoruz Libya'da. Türkiye, gerek Libya'daki istikrarın korunması için gerekse ülkemizin Libya'daki kazanımlarının kaybedilmemesi için gereken tüm adımları atmaktadır.
Önemli hususlardan bir tanesi de Azerbaycan'ın başlattığı operasyonla birlikte, bizim de Türkiye olarak "iki devlet tek millet" anlayışı içerisinde ve Azerbaycan nasıl isterse o şekilde yanında olarak can Azerbaycan'ın otuz yıldır işgal altındaki topraklarının özgürlüğe kavuşturulmasıdır. Bu anlamda, otuz yıldır işgal altında bulunan Karabağ topraklarının özgürlüğe kavuşturulmasından ve bize bunu görmeyi nasip ettiğinden dolayı Allah'a hamdediyoruz. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
Yine önemli hususlardan bir tanesi, Doğu Akdeniz'de Yunanistan'ın akla izana sığmayan talepleridir. Yunanistan, kendisine 580 kilometre, ülkemize yalnızca 2 kilometre uzaklıktaki 10 kilometrekarelik bir ada için 40 bin kilometrekare deniz alanı talep etmektedir. Bunun kabul edilemeyeceği Yunanistan'a her fırsatta dile getirilmiş, değil 40 bin kilometre, 1 santimetrekare deniz alanımızın ya da bir damla suyumuzun kendisine yâr edilmeyeceği masada ve sahada gösterilmiştir ve gösterilmeye devam edilecektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Yine, Kıbrıs'ta kapalı Maraş'ın açılmasıyla ilgili olarak, burada bütün hakkın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde olduğu ve Güney Kıbrıs Rum kesiminin burayla ilgili hiçbir hakkının ve yetkisinin olmadığı her şekilde ifade edilmektedir. Özellikle ifade etmek istiyoruz ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tarafından iki devletli çözümün dile getirilmesi bu anlamda son derece önemlidir.
Evet, İsrail işgali altındaki Filistin topraklarının serbestleştirilmesi, özgürlüğüne kavuşturulması bizim için son derece önemlidir. O anlamda, Amerikan barış planını kabul etmediğimizi, İsrail'in Filistin toprakları üzerindeki ilhak planlarını reddettiğimizi, Kudüs'ün statüsüyle ilgili attığı adımları reddettiğimizi ve Harem-i Şerif'le ilgili mütecaviz tavırları da reddettiğimizi buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz.
İSMAİL EMRAH KARAYEL (Devamla) - Evet, sayın milletvekilleri, hassaten, özellikle Avrupa'da yükselişte olan İslamofobi, yabancı düşmanlığına dikkat çekmek istiyorum. Avrupa ve bütün dünya ülkelerini bu konuda adım atmaya davet ediyorum. Bu kapsamda, âlemlerin yüzü suyu hürmetine yaratıldığı, sevgililer sevgilisi, âlemlere rahmet olarak gönderilen Resul-ü Ekrem Efendimize değil saygısızlığa, olumsuz imaya dahi en sert cevabı vereceğimizi ve özellikle Fransa'da bunu yapan çukur yaratıkları lanetlediğimizi Meclisimizin kürsüsünden bir kez daha ifade etmek istiyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
Sayın Cumhurbaşkanımıza 24 Temmuzda Ayasofya'yı açma kararından dolayı hassaten teşekkür ediyoruz. Milletimizin yüreğindeki seksen altı yıllık yaraya merhem olan bu karar, bizi son derece memnun etmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti olarak Asya'dan Avrupa'ya, Amerika'dan Afrika'ya kadar çok katmanlı ve aktif politikamıza milletimizin desteği ve Cumhurbaşkanımızın liderliğinde devam edeceğiz diyor, 2021 bütçemizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)