| Konu: | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 6'ncı Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 13.12.2020 |
AK PARTİ GRUBU ADINA NAZIM MAVİŞ (Sinop) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; YÖK bütçesi hakkında AK PARTİ Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Biliyoruz ki Büyük Selçuklu medeniyetinin arkasında Nizamiye medreseleri vardı. Fatih'in kurduğu Sahn-ı Semân, Kanuni'nin kurduğu Süleymaniye medreseleri, Osmanlı inkişafının en önemli kaynakları olmuştur. Bugün de ülkemizin inkişafının en önemli kaynağı olarak üniversitelerimizi görüyoruz, politikalarımızın temelinde bu bakış açısı hâkimdir.
Değerli milletvekilleri, Şırnak'taki vatandaşımızın çocuğu Şırnak'ta, Sinop'taki vatandaşımızın çocuğu da Sinop'ta okuyabilsin diye her ile üniversite açtık. Türkiye şehirleştikçe, zenginleştikçe, genç nüfusu arttıkça üniversiteleşmeye olan ihtiyaç da arttı. Her ile üniversite açmamız, bu büyük dinamizmin sonucudur. Her ile üniversite açtıkça akademisyen ve bilim insanı sayımız arttı, doktora eğitimine erişim kolaylaştı, araştırma için daha çok kaynak sağlandı. Bilim ve düşünce hayatımız, elitizmin kıskacından, sınıfsal, etnik, ideolojik kast yapısından uzaklaştı. Yetenekleri ne olursa olsun inanç ve kimlikleri nedeniyle Anadolu çocuklarının bir kısmına kapalı olan bilim yapma, düşünce üretme imkânı herkese sağlanmış oldu. Böylece düşünce dünyamız çoğulculaştı, çeşitlendi ve demokratikleşti. Üniversite sayısı arttıkça akademimiz toplumla, şehirlerle bütünleşti; sadece ülkemizin değil, şehirlerimizin de gelişmesine, sanayisine, kültür ve sanatına, sosyal hayatına katkı sağladı. Yaptıkları iş birlikleri ve AR-GE çalışmalarıyla şehirlerimizin büyüme ve değişim hızını daha da artırdı. Üniversiteler şehir şehir kalkınmamızın önemli kaldıracı oldu.
Değerli milletvekilleri, AK PARTİ iktidarlarıyla üniversiteler asli işlere döndü. Artık üniversitelerimiz, binbir zahmetle, zorlukla, üniversitelerin kapısına gelen Anadolu çocuklarının başörtülerini başlarından açmak için uğraşmıyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Mezuniyet programlarında diploması verilmeyen, kürsüye çıkarılmayan, çıksa bile yaka paça indirilen başörtülü öğrenciler yok artık. Sırf sahip olduğu siyasal kimlik nedeniyle ya da imam-hatip lisesi mezunu olduğu için yüksek lisans ve doktora mülakatları ya da yeterlilik sınavlarından kimse elenmiyor. Üniversiteler memleketin çocuklarına katsayı engelleriyle kapılarını kapatmıyor. İmam-hatip öğrencilerini engelleyebilmek için meslek liselerini de yok eden bir yükseköğretim anlayışı yok artık.
Bu ülkede birçok iktidar geldi geçti, birçok hükûmet kuruldu ama ailelerin üzerindeki harç yükünü biz kaldırdık. AK PARTİ iktidarında, YÖK, milletiyle, milletin değerleriyle, bu ülkenin çocuklarıyla didişmekle değil, kaliteli eğitimle uğraşıyorlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Şimdi, üniversitelerimizin kalitesine odaklanmamız gerekiyor. Üniversitelerimizi bilim üretiminde, düşünce üretiminde hem kendi üniversitelerimizle hem de dünyanın önemli üniversiteleriyle rekabet edebilir, yarışabilir hâle getirmemiz lazım. İşte, şimdi, YÖK ve üniversitelerden beklentimiz budur. Ben yakından takip ettiğim için biliyorum. YÖK ve üniversitelerimiz bunu yapacak, bunu başaracak çok önemli adımlar attı ve atmaya devam ediyor.
Kalite Kurulunun kurulmuş olmasını bu nedenle önemsiyorum. Üniversitelerimizde ihtisaslaşma uygulamasını çok doğru buluyorum. Bu çerçevede, bölgesel kalkınma üniversiteleri, tematik üniversiteler, mesleki eğitime dayalı üniversiteler, araştırma üniversiteleri bu hedefin önemli aparatları olacaktır. Hele hele 100/2000 Doktora Projesi tüm bu hedeflerimiz için çok daha kıymetli bir uygulama. Bu program, güçlü Türkiye hedefi için insan kaynağı ihtiyacımıza çok büyük katkı sağlayacaktır, doktora eğitimine hem disiplin hem de nitelik kazandıracaktır. Ayrıca, geleceğin 100 popüler mesleği alanında yapılacak olması da ayrı bir önem taşıyor.
Değerli milletvekilleri, şahsen özel olarak ilgilendiğim, çok önemsediğim bir diğer alan da yükseköğretimde uluslararasılaşma meselesidir. Ben bu konuyu ülkemizin ve milletimizin stratejik hedefleriyle bağı açısından önemsiyorum. Türkiye'nin büyük ve güçlü ülke olma hedefi, aynı zamanda bölgesel ve küresel alanda da güçlü olmasını zorunlu kılmaktadır. Biz, uluslararası öğrencileri, ülkemizin stratejik hedefleri için en önemli yumuşak güç olarak görüyoruz, insan kaynağımızın ihtiyacı için de bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. Türkiye'nin kültür elçisi olma ve kültürel diplomasisine katkı açısından önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Bu açıdan, Sayın Cumhurbaşkanımızın 2023'te 350 bin misafir öğrenci hedefi bu vizyona çok önemli katkılar sunmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
NAZIM MAVİŞ (Devamla) - Sayın milletvekilleri, sözlerimi tüm öğretmenlerimiz adına bir üzüntümü paylaşarak bitirmek istiyorum. Sayın Kılıçdaroğlu, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde talihsiz bir konuşma yaptı, kendilerine oy vermeyen bütün öğretmenleri ötekileştirici, tahkir edici ayrımcı ifadeler kullandı. Bu sözlerine de "Kusura bakmasınlar..." diye başladı. Kusura bakıyoruz değerli arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum." demeyi şiar edinmiş bir terbiyenin mensupları olarak, siyasi tercihlerine bakmaksızın, hangi partiye oy verirlerse versinler, bütün öğretmenlerimizi yalnız öğretmen oldukları için seviyor ve kıymet veriyoruz. Böyle yapmaya da devam edeceğiz. Bu vesileyle de bütün öğretmenlerimizin huzurunda, karşısında saygıyla eğiliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
Sözlerimi bitirirken, her zaman eğitime en büyük payı ayırdığımız bütçelerimizle eğitimi çok iyi yerlere taşıdık, bu bütçemizde de en önemli payı ayırdık.
Bütçemizin ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)